Sosyal Psikolog Prof. Dr. Erol Güngör'ün Bilim ve Fikir Yönü
Mehmet Niyazi 01 Ocak 1970
Erol Güngör'ün 'Kelami Sahada Estetik Yapı Organizasyonu' adındaki doktora tezini okuyanlar, büyük bir bilim insanının doğuşunu müjdeleyen şafak vaktini sezebilirler.
Roman, hikâye, deneme, fıkra yazanların kalıcı ürünler vermek istiyorlarsa, bu tezi okumaları şarttır. Hacmi küçük, fakat muhtevası büyük olan kitapçığında ele aldığı konuya şu soruya cevap aramakla başlamaktadır: "Bir resimde güzelliğin renkler veya şekiller arasındaki, bir heykelde nispetler arasındaki, bir musiki eserinde sesler veya melodiler arasındaki muayyen münasebetlerden doğduğu hakkında çeşitli iddialar ortaya atılmakta ve estetik organizasyon muayyen prensiplere istinat ettirilmektedir. Acaba kelami yapılarda -manalı sözlerden terettüp eden eserlerde- bu organizasyon hangi prensiplere dayanmaktadır?"
Rahmetli, değişik gazete ve dergilerde makaleler yazardı; bazen hikâye, roman tahlil ve tenkitleri yapardı. Ne güzel şeyler yazıyor, gerçek bir sanat eserinin sahip olması gereken özellikleri nasıl da gün ışığına çıkarıyor diye zevkle okurduk. Ötüken Yayınevi'nin kitap olarak yayınladığı doktora tezinden haberimiz olmadığı için bu güzelliklerin nereden geldiğini bilmiyorduk. Meğer sanatın özünü kavramış; eline aldığı ürünü ölçülerine vurup bize sunuyormuş. Yazılarında, aynı zamanda bir makalenin nasıl yazılacağını da gösteriyordu. Güngör'ün de belirttiği üzere anlatıya dayalı eserlerde olay ek unsurdur; tasvir ve tahliller önemlidir; ortaya çıkarılan karakterler eserin taşıyıcısıdırlar; merak unsuru okuyucuyu sürükler; fakat bir eserde aranacak en önemli unsur muvazenedir, ölçüdür.
'Değerler Psikolojisi Üzerinde Araştırmalar' adındaki kitabını profesörlük tezi olarak kaleme almıştır. Bunda 'Ahlak Psikolojisi, Ahlaki Değerler ve Ahlaki Gelişmeler' üzerinde durmuştur. Ahlak denince akla iyi olmak, çevredekilerin iyi bulduğu şekilde hareket etmek gelir. Eserine felsefenin temel meselelerinden biri olan 'İyi nedir?' sorusunu ele alarak başlamış. Bu konuda görüş ileriye süren filozofları elinin tersiyle itip şöyle demiş: "İyi, tarife gelen bir şey değildir; yani kendinden başka bir şeyle tarif edilemeyip sadece sezgi ile kavranabilir."
Bilim insanı olan Erol Güngör'ün branşı sosyal psikolojidir. Bu konuda dışarıdaki literatürü ne denli takip ettiğini eserlerindeki kaynaklardan anlıyoruz. Söz konusu bilim dalının alanında yer alan 'Nazariye ve Problemler'i ihtiva eden David Krech'in 'Sosyal Psikoloji' kitabını da dilimize kazandırmıştır. Ülkemizin sorunları onu meşgul etmeseydi, branşında dünyada mutlaka başvurulması gereken bir isim olurdu. 'Dünden Bugünden; Tarih, Kültür, Milliyetçilik', 'Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik', 'Türk Kültürü ve Milliyetçilik' gibi makalelerinden oluşan fikri eserlerine dikkat edince, insanda makalelerin ileride kitap olacağını düşünerek kaleme aldığı izlenimini uyandırmaktadır. Çünkü konularda bütünlük var; eserlerde tekrara rastlanmadığı gibi, makalelerin birbirine lehimlendiği de hissedilmiyor. Bu eserleriyle Ziya Gökalp'ten başlayan milliyetçiliğin klasik çizgisini sürdürmektedir.
"İslam'ın Bugünkü Meseleleri", "İslam Tasavvufunun Meseleleri", "Tarihte Türkler" ise onun araştırmaya, aynı zamanda da yoruma dayalı eserleridir. Adı "İslam'ın Bugünkü Meseleleri" değil de "Müslümanların Bugünkü Meseleleri" olsaydı muhtevasını daha iyi izah etmiş olacağını önsözündeki şu cümlelerden de anlıyoruz: "İncelediğimiz meseleler arasında siyasi konular yoktur. Biz siyasete meslek olarak yabancı bulunduğumuz gibi, İslam davasının öncelikle siyasi bir dava olduğuna da inanmıyoruz. Müslümanlar yeni bir medeniyet kurarak varlıklarını korumak ve yüceltmek mecburiyetinde bulunuyorlar. Bu ise her şeyden önce fikir ve sanat alanında yoğun gayretler sarf etmekle mümkün olur." Erol Güngör'ün fikir yanından söz edince tercümelerini görmezden gelmek mümkün değildir. Avrupa medeniyetini inşa eden Paul Hazard'ın 'Batı Düşüncesinde Büyük Değişme', Robert B. Downs'un 'Dünyayı Değiştiren Kitaplar', John U. Nef'in 'Sanayileşmenin Kültür Temelleri', Kenneth Boulding'in 'Yirminci Asrın Manası' gibi kitaplarını dilimize azandırmıştır. Bunları okuyan, tercüme kokusu almaz. Rahmetli aynı zamanda bir tercüme üstadıdır.
Yahya Kemal'in "İsmail Safa'nın en güzel eseri Peyami'dir" esprisini hatırlayanlar, bunu Mümtaz Turhan'a uygulayarak şunu söyleyebilirler: Mümtaz Hoca'nın 'Garplılaşmanın Neresindeyiz', 'Kültür Değişmeleri' gibi ciddi eserleri var, ama herhalde onun en önemli eseri Erol Güngör'dür.