Boris Yeltsin (01.02.1931-23.04.2007)
01 Ocak 1970
Sibirya’daki Yekatarinburg kentinin Sverdlovsk köyünde Rus kökenli bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak hayata gözlerini açtı.
Yeltsin, 1955’te Ural Politeknik Enstitüsü’nden inşaat mühendisi olarak mezun olduktan sonra bir inşaat işletmesinde idareci olarak vazife aldı. 1961’de Sovyetler Birliği Komünist Partisi‘ne girdi. Parti içinde hızla yükselerek Sverdlovsk bölgesi parti birinci sekreterliğine getirildi. SSCB‘nin son lideri Mihail Gorbaçov tarafından Moskova’ya getirilen ve Ekim 1985’de Komünist Partisi Moskova Şefi olan Yeltsin, hemen ardından, reformcu Gorbaçov‘a muhalefet eden ve daha radikal reformları savunanların lideri haline geldi.
Gorbaçov’un reformculuğu karşısında, “hızlı reformcu” olarak tanındı. Bu anlaşmazlıklardan sonra, partisinin 1990’daki 28’inci kongresinde istifasını açıkladı. SSCB‘nin dağılmasından önce, Haziran 1991’de yapılan Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı seçimini yüzde 57,3 oyla kazandı. Tutucu komünistlerin, SSCB lideri Mihail Gorbaçov‘a karşı 1991 Ağustos ayında düzenlediği darbe girişiminin bastırılmasının liderliğini yaptı, darbeyi şiddetle protesto etti. Gorbaçov’un devlet başkanı olarak yeniden göreve dönmesini sağladı. Darbenin başarısızlığa uğratılmasında ve Gorbaçov’un yeniden göreve dönmesinde en önemli rolü oynadı. Darbecilere karşı gösterdiği kararlı tutumuyla büyük bir prestij kazandı. Gorbaçov’un göreve dönmesinden sonra Liderin kendisi olduğunu ortaya koydu. Anayasaya aykırı kararnameler çıkardı ve Gorbaçov’dan bağımsız uygulamalara girişti. Komünist partiyi yasakladı ve bütün parti mallarına el koydu. Siyasi reformların yanı sıra, ekonomik konularda da reformlara giden Yeltsin halktan ve parlamentodan destek istedi. Rusya parlamentosundan olağanüstü yetkiler aldı.
SSCB‘nin aynı yıl dağılması ve Gorbaçov’un Aralık ayında istifasından sonra da, Rusya’nın tartışmasız lideri oldu. Gorbaçov, kendisini koltuğundan eden, SSCB’yi elinden alan bu kişi hakkında yıllar sonra, “Onu Sibirya’dan Moskova’ya asla getirmemeliydim, bu benim en büyük hatalarımdan biri oldu” dedi.
8 Aralık 1991’de Yeltsin ile Ukrayna ve Beyaz Rusya cumhuriyetlerinin devlet başkanları Bağımsız Devletler Topluluğu’nun (BDT) kuruluşunu ilan ettiler. 21 Aralıkta geri kalan 12 Cumhuriyetin 11’i de BDT’ye katıldı. Yeltsin, Gorbaçov’la birlikte BDT’nin yıl sonunda Sovyetler Birliğinin yerini alacağını açıkladı. Ancak Gorbaçov 25 Aralık 1991’de devlet başkanlığı vazifesinden istifa etti.
Yeltsin, Ekim 1993’te, yetkilerini kısıtlamak isteyen Rus Parlamentosu alt kanadı Duma’yı tanklarla bombalattı. SSCB döneminden kalan anayasanın yetersizlikleri dolayısıyla parlamentoyla girdiği yetki uyuşmazlığını, Ekim 1993’de tanklarla halletti. Parlamento binası ateşe tutuldu, içeridekiler tutuklandı. Boris Yeltsin, yeni parlamento seçimleriyle birlikte Seçimleri Yeltsin yanlısı adaylar kazandı ve halkoyuna sunularak kabul edilen yeni anayasayla geniş yetkiler aldı. Bu yetkiler arasında, Parlamento kararlarını geçersiz kılma, parlamentonun Devlet Başkanı’na güvensizlik oyu verememesi, Devlet Başkanı’nın yayımladığı kararnamelerin parlamentonun müdahalesi olmaksızın uygulanabilmesi gibi, dünyada eşine az rastlanır yetkiler de yer aldı.
Aralık 1994’te girdiği, Çeçenistan’dan iki yıl sonra yenilgiyle ayrıldı. 1996 yılında ikinci kez göreve gelen Yeltsin, Çeçenistan‘da süren savaş, yaşanan ekonomik kriz ve sıkça değişen hükümetlere dayanamayarak görev süresinin dolmasına birkaç ay kala Aralık 1999’da görevi başbakan Vladimir Putin‘e devretti.
Yeltsin, 23 Nisan 2007 tarihinde kalp yetmezliği sebebiyle 76 yaşında öldü.