Emniyet İstihbarat Daire eski Başkanı Sabri Uzun’un gözaltına alınması kime mesaj?
Ömür Çelikdönmez 01 Ocak 1970
Birkaç gün önce ‘Yeni Türkiye’de inanılmaz bir şey oldu ve Emniyet İstihbarat Daire eski Başkanı Sabri Uzun, “Cumhurbaşkanına hakaret, terör örgütü propagandası yapmak ve örgüte yardım…” suçlarından içeride misafir ediliyor.
Hatırlarsanız Genelkurmay eski Başkanlarından İlker Başbuğ da emekli olur olmaz, terör örgütü suçlamasıyla gözaltına alınmıştı.
Uzun'un işlemleri Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü’nde halen devam ettiğine göre, bu süre biraz daha soyadı gibi uzun sürecek.
Sabri Uzun, Ergenekon Davası sürecinde adı geçen önemli isimlerden biriydi. Ergenekon sanıkları Uzun'un dava ile ilgili dinlenmesini istemiş ancak mahkeme bu isteği reddetmişti.
Uzun, Ergenekon, Balyoz ve Oda TV gibi davaların 'Fos olduğunu' dile getirmiş, Türkiye’deki yasa dışı dinlemelerin de devlet görevlilerince yapıldığını iddia etmişti.
Sabri Uzun, 17 Nisan'da sosyal medya hesabında paylaştığı mesajında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilerek mazbatasını alan Ekrem İmamoğlu'nu tebrik etmiş "İnşallah, oğlum sıfırla demezsin, 750 milyon liralık saat takmazsın, 7 adet para kasan ve para sayma makinen olmaz. Allah şaşırtmasın." ifadelerine yer vererek 17/25 Aralık 2013 tarihlerinde yapılan polis operasyonlarına ve o dönemde internete düşen ses kayıtlarına atıfta bulunduğu gündeme taşınmıştı.
Bu açıdan bakıldığında eğer bu paylaşımları Cumhurbaşkanı’nı hedef aldıysa rencide edici mesajları nedeniyle hakkındaki gözaltı işlemi anlaşılabilir ve bunun savunulur bir tarafı olamaz. Demirel’in dediği gibi “Kargadan korkan bahçeye darı ekmez”.
Ama nasıl Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un “terör örgütüne yardım ve yataklık”tan tutuklanması, kamuoyunun içine sinmediyse “Terör örgütü propagandası yapmak ve örgüte yardım” suçlarından 45 yıllık mesleki hayatının 28 yılı istihbaratta geçen Emniyet İstihbarat Daire eski Başkanı Sabri Uzun’un da gözaltına alınması kamuoyunun içine sinmez.
O süreçte Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanması nasıl Başbakan Erdoğan’ın güvenirliğine, indirilen FETÖ’cü bir darbeyse Sabri Uzun’un da göz altına alınması benzer bir itibar suikastidir.
Nihayetinde Uzun için, sosyal medya hesabındaki paylaşımlarıyla "Cumhurbaşkanına hakaret, terör örgütü propagandası yapmak ve örgüte yardım" suçunu işlediği iddiasıyla ucu açık soruşturma başlatıldı.
Herhalde bu yeni bir gözaltı ve tutuklama dalgasının ilk habercisi.
45 yıllık mesleki hayatının 28 yılı istihbaratta geçen Sabri Uzun!
Doğumu da halkın tarım takvimine göre. Annesinin ifadesiyle, 20 Ekim 1953 günü, "Darı ayının ilk çarşambası" doğmuş. Nüfus kaydı 1 Nisan 1953’ü gösteriyor.
Sabri Uzun’un dünyaya geldiği ve aile köklerinin bulunduğu Ören Köyü; uzun bir süre Trabzon idari sınırları içerisinde. Cumhuriyet'in ilanından sonra Görele'ye bağlı bir köy olan 1963’te “Köy” statüsünden çıkarak Eynesil ilçesine bağlı “Belde Belediyesi”ne dönüşür.
Köy halkı, yöreye ilk gelen Türk boyu Çepnilerden…
Yavuz Sultan Selim dönemine ait 1515 tarihli Trabzon Tahrir Defteri’nde, Giresun bölgesindeki halkın çoğunluğunun Türk olduğu, Ordu-Giresun, Giresun-Torul, Görele-Eynesil arasındaki yörede çok yoğun bir Türk nüfusu görüldüğü ve bu bölgenin “Vilayet-i Çepni” adı taşıdığı belirtilir.
16.yüzyıl sonlarında yaşamış Osmanlı Coğrafyacılarından Trabzonlu “Mehmed bin Ömer bin Bayezıd’ diğer adıyla Sipâhizâde Mehmed (Aşık Mehmet) “Evzahu’l-mesâlik ilâ ma’rifeti’l-büldân ve’l-memâlik- ‘Menâzırü’l-avâlim” isimli eserinde; Trabzon ve Giresun arasındaki bölgede Türk halkından mühim bir kısmının Çepnilerden meydana geldiğini ve bölgenin batı ile güney tarafındaki dağların Çepni dağları adını taşıdığı bilgisini aktarır.
Günümüzde sahil halkına, Giresun'un iç kesimlerinde yaşayan halk “Çepni” demektedir.
Sabri Uzun, öz be öz Türk.
Sabri Uzun, Çepni Türkü ve Çepniler’in çoğu Alevi.
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun’un 16 Ekim 2016’da vefat eden kayınpederi Ziya Yetim de polis memuruydu.
Köy okulundan Polis Koleji’ne…
Ören Beldesi İlkokulu'ndan 1965 yılında, Giresun-Eynesil Ortaokulu'ndan 1968'de mezun olduktan sonra Ankara Polis Koleji'ne giren Sabri Uzun; 1974'te Polis Akademisi'ni bitirdi.
1978 yılında İstihbarat Kursunu tamamlamasının ardından 1979'da Uşak İstihbarat Şubesi'ni kurdu. 45 yıllık mesleki hayatının 28 yılı istihbaratta geçti.
Üç kez Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı oldu. İlki 27 Haziran 1997’de ikincisi 14 Haziran 2001’de Üçüncüsü de 12 Haziran 2003’te.
Eli kalem tutuyor. FETÖ terör örgütünü anlattığı kitabı “İN”; paralel devlet yapılanması hakkında önemli bilgiler içeriyor.
Kendi ifadesine göre bu kitabıyla, “Haziran 1978 - Nisan 2013 yılları arasında yaşadığım deneyimleri, sıkıntıları, hukuksuzlukları ve "Cemaat Zulmü"nü anlatmak; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin TBMM öncülüğünde, demokratik, laik, hukuk devleti olabilmesi için temel insan haklarına dayanan anayasal sistemin işletilmesine katkı sağlamak” istemiş.
Başka kitapları da var.
Sabri Uzun, demir leblebi çiğneyenin dişini kırar!
Gözünü budaktan sakınmayan, sözünü esirgemeyen kuşaktan. MİT Asya Masası Başkanı merhum Kâşif Kozinoğlu’nun birlikte çalıştığı güvendiği isimlerden.
Meslek eğitimine önem verenlerden. 1978-1979 CHP hükümeti döneminde Bülent Ecevit'in başbakanlığı sırasında 45 günlük bir süre içerisinde, 76 bin iki yıllık eğitim enstitüsü mezunu, öğretmen olarak atanmasına karşı çıktığı gibi asker ve polisin de kısa sürede mesleğe kazandırılmasına karşı.
Nitekim bir yazısında , “Subay ve Komiser ‘alınmaz’, yetiştirilir. Sekiz senede yetişen subay/ komiser yerine 68 günde subay yetiştirirsen, ‘makam hırsızı’ yetiştirmiş olursun. 34 günde Komiser, 2 senede Polis Memuru yetişiyor. Polis, Komiserinden daha bilgili! Doğru mu?” diye sormuştu.
23 Mart 2006’da Şemdinli Komisyonu'na ifade verirken "Hırsız içerdeyse kilit işe yaramaz" diyen Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun görevden alınmış, Uzun'un açıklamasının ardından Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, "Kimse komisyon üzerinden kahramanlık taslamasın" demişti.
”KÖZ’cü" mü... “KOZ’cu" mu!..
Fetullah Gülen cemaatinin polisteki kadrolaşmasını uzun yıllar önce yazdığı "Fetullah'ın Copları" adlı kitabında anlatan Zübeyir Kındıra, FETÖ'nün içinde "Közcüler" ve "Kozcular" ayrışmasının yaşandığını ve Sabri Uzun'un da "Közcü" olduğunu öne sürmüş, FETÖ'nün emniyet istihbaratındaki kadrolara Uzun'un daire başkanı olduğu yıllarda doluştuğunu ve Uzun'un FETÖ ile işbirliği yaptığını iddia etmişti.
15 Temmuz Darbe girişimi gecesi, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nı ele geçirmek üzere buraya geldiği iddiasıyla binanın giriş kapısı yakınlarında gözaltına alınan, EGM İstihbarat Dairesi eski Başkan Yardımcısı Gürsel Aktepe itirafçı olmuş, alınan ifadesinde “2006-2007’ye kadar Emniyet’in imamı olan Kemal Özdemir’in ayrılmasıyla bir kısım Emniyet görevlisi bizden ayrıldılar.
Bunlar, hatırladığım kadarıyla Sabri Dilmaç, Fikret Salmaner, Hanefi Avcı’dır.” bilgisini vermişti.
Gözaltına alınmasını Devlet Bahçeli mi istedi?
Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun’un Kılıçdaroğlu’na saldırının ardından Devlet Bahçeli’ye yönelik “Partiya Harekâtı Hırgür Genel Başkanı’na” ifadesine, MHP’den anında karşılık geldi.
Sabri Uzun’un MHP’ye ve Bahçeli’ye yönelik paylaşımına MHP İl Başkanı Turgay Baştuğ tepki gösterdi.
“Sabri Uzun (@SabriUzun28 ) denen her devrin adamı müptezel, partimize PKK ağzıyla saldırmaktadır. Madem hırgür partisiydi neden milletvekili adaylığı için müracaat ettin. Gerçi ne mal olduğun o zaman da biliniyordu ki partimiz aday adaylığını dahi kabul etmedi.” paylaşımında bulundu.
Selden kütük kapanlar yangına körükle gidiyor!
Beylik bir değerlendirme ama maalesef doğru, Sabri Uzun’un gözaltına alınmasıyla öncü sarsıntılara yol açacak toplumsal fay hatları harekete geçti gibi.
Bu kapsamda ‘Ulusalcı’ çizgideki yapılanmalara yönelik, yeni bir Ergenekon-Balyoz furyası başlatılacağı anlaşılıyor.
Ne kadar doğru bilemem?
“Çubuk olayı”na rağmen, AK Parti-CHP görüşmelerinin kesintisiz devam ettiği söyleniyor. Bu çerçevede Ana Muhalefet’ten ve dahi dolaylı olarak İyi Parti ve HDP’den alınacak destek karşılığında kabinedeki bazı isimlerin liste dışı kalması hiç de sürpriz olmaz.
Çubuk saldırısı da “Liste dışı kalması muhtemel bakanların ortak operasyonu” deniliyor ve asıl hedefin, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hamle yapmasının önüne geçmek” olduğu belirtiliyor.
Ben kulislerin yalancısıyım dostlar!