Kitle psikolojisi ve grup davranışı
Hulki CEVİZOĞLU 01 Ocak 1970
Geçen hafta, bu ülkenin anayasal ana muhalefet lideri linç edilip, parçalanıyordu neredeyse.
Linç, Allahtan başarıya ulaşmadı ve girişim düzeyinde kaldı.
Bir başka insanın (Suudi-Amerikan gazeteci Kaşıkçı) kesilip parçalara ayrılarak yok edildiği topraklar üzerindeyiz.
(Olayın Suudi başkonsolosluğunda ve onlar tarafından gerçekleştirilmesi mazeret değildir.)
Bu topraklar; bir otelde kıstırılarak sloganlar eşliğinde onlarca insanın topluca yakılmasına da tanık oldu, 1980 öncesi toplu katliamlara da…
İNSAN DAVRANIŞINI ANLAMA
Gazeteciliğimin yanı sıra "insan davranışını anlama" üzerine çalışmalar yapan bir akademisyenim.
İnsan davranışını anlamak için konunun hem bireysel hem de kitlesel boyutuna bakmak gerekiyor.
Bireysel yön psikolojiyi, kitlesel yön ise sosyolojiyi ilgilendiriyor. Antropoloji (insan bilim) ise, hepsini inceliyor.
(Son çıkan "Beden ve Teknoloji" kitabım, antropolojik boyut konusunda ilgilenenlere yararlı olabilir.)
Bu yazımda, insanların kitle (grup) halindeki davranışları üzerine temel birkaç açıklama yapmak istiyorum.
SÜRÜ İÇGÜDÜSÜ
Gruplar düşüncelerini "hayaller" üzerine de inşa eder. "Hayali erdemler ve hayali kötülükler" üretir ve üretenlere de inanır.
Kitleler ilkel kavimsel özellikler gösterir, besin kaynakları kuruntu ve hayallerdir.
Bu nedenle kendilerine bu kuruntuları sunan, hayaller üreten hatiplere doğru içgüdüsel bir hareketle koşarlar.
Yapılan araştırmalara göre "kitleler hiçbir zaman gerçeğe susamamışlardır."
Hoşlarına gitmeyen açık gerçekler karşısında, sahte olan eğer kendilerini cezbederse, sahte olanı ilâhlaştırarak, açık gerçeklere yüz çevirirler.
Kitleler, kendilerini yönlendirerek çıkar sağlamak isteyenlerin "tekrara dayalı anlam yoksulluğunun", tekrara dayalı sloganımsı söylemlerinin esiri olurlar.
Kitlelerin "hayallerini yıkanlar, umutlarını söndürenler" onların kurbanı olurlar.
Yani, iki taraf da birbirini karşılıklı olarak beslemektedir.
GRUP (KİTLE) DÜŞMANLIĞI
Gruplar, bilgisizlik ve kafa karışıklığı nedeniyle politikada "çarşaf liste halinde düşünme" özelliği gösterirler.
Kişinin içinde bulunduğu grup "iç gruptur", karşıda düşman olarak tanımladığı ise "dış grup."
İç gruplar sürekli olarak dış gruplar yani düşmanlar üretirler.
Grup düşmanlığında kalıp yargılar öne çıkar. Bunlar tehdit edicidir.
Baskın ve güçlü gruplar ayrıcalıklı konumlarını korumak için güdülenirler.
Bu durum, fizyolojik olarak meydan okuma ya da tehdit örüntüsüne yol açar.
Nefret hem gerçeklikten ayrılmış hem de otomatik, saplantılı (compulsive) bir tarzda yeniden üretilir ve pekiştirilir.
Aşırı durumlarda ise, karşıdaki canlı bir nesne olarak algılanır, psikolojik odak noktası nefret edilen nesneyi öldürme isteğine dönüşür.
(Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırı bu niteliktedir.)
ÖRGÜTSÜZ KİTLE
Ortada görünen açık bir lideri, resmi örgütü olmayan gruplar (bir anlamda "kışkırtıcı liderlerinin gizli olduğu" gruplar), aşırı ölçüde duygusal, dürtüsel, şiddete yatkın, tutarsız, dengesiz ve kararsızdır.
Bunlar aşırı ölçüde telkine açıktır, yargıda acelecidir.
Bu nedenle kolayca yönlendirilir ve sorumluluk duygusundan yoksundurlar.
Grup (kitle) içindeyken davranışlar "bulaşıcı" etki gösterir. Ve bu bulaşıcılığa herkes boyun eğer.
Aksi halde kontrolsüz şiddet bu insanlara da yönelir.
Örgütsüz gruplar içindeki bireysel bunu içgüdüsel olarak "hisseder" ve grubun şiddet normlarına "uyum" sağlarlar.
Örgütsüz kitleler içindeki bireyler, birdenbire tek bir beden gibi davranmaya başlar.
Ama bu bedenin ipleri başkalarının elindedir.