« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 May

2019

Emîr Abdülkâdir el-Cezâirî (ö. 1883)

01 Ocak 1970

Cezayir’in millî kahramanı olarak kabul edilen Emîr Abdülkâdir el-Cezâirî 1807 yılında Cezayir’in batısındaki Maskara kasabasında dünyaya geldi. Hz. Hasan’ın soyundan olduğu kabul edilen babası Muhyiddîn aynı zamanda Kâdirî tarîkatına bağlı bir şeyhti. Abdülkâdir çocukluğundan itibaren sağlam bir din eğitimi aldı ve yine bu dönemde silah kullanmayı ve ata binmeyi öğrendi.

Emîr Abdülkâdir, 1825 yılında babasıyla birlikte çıktığı Hac yolculuğu esnasında döneminin iki ünlü sîması olan Şeyh Şâmil ve Hâlid-i Bağdâdî ile görüştü. 1830 senesinde Fransızlar'ın Cezayir’i işgal etmesi üzerine yerli Arap ve Berberî kabileler yabancı hakimiyetine karşı koymak maksadıyla Emîr Abdülkâdir’in babası Şeyh Muhyiddîn’i sultan ilan etmek istemişlerdi. Fakat o yaşlılığını gerekçe göstererek bunu kabul etmemiş ve bu vazifeden oğlu lehine feragat etmişti. Bunun üzerine Emîr Abdülkâdir Fas sultanının hükümdarlık hakkını tanıyarak 22 Kasım 1832’de "Emîrü’l-mü’minîn" ünvanını aldı. Fas sultanı Abdurrahman’ın halifesi sıfatıyla Fransızlar’a ve işbirlikçilerine karşı mücadeleye başlayarak kahramanlığı ve zekası sayesinde yerli kabileleri etrafına toplamayı başardı. 1837’de Fransızlar’la imzaladığı Tafna antlaşması neticesinde ülkenin üçte ikisini kontrolüne alan Emîr Abdülkâdir, Fas yoluyla İngiltere’den sağladığı silahlarla düzenli bir ordu kurdu. Bu arada Fransızlar doğuda Osmanlı tabiiyetini sürdüren
ve kendilerine karşı direnen Ahmed Bey’i yenerek 1837 Ekim’inde Konstantine şehrini zaptetmişlerdi. Emîr 1846’da çaresizlik içinde Fas’a sığındıysa da sultanın kuvvetlerinin Fransız birliklerine yenilmesi üzerine 23 Aralık 1847’de Fransızlar’a teslim oldu. Kendisine İskenderiye veya Akkâ’ya götürüleceğine dair verilen söze rağmen Fransa’da beş yıl esir olarak tutuldu.

Emîr Abdülkâdir, 1852 yılının Ekim ayında III. Napolyon tarafından, Cezayir’in işlerine karışmaması şartıyla serbest bırakıldı. Bunun üzerine Emîr Osmanlı topraklarına giderek Bursa’da ikamet etmeye başladı. 1855 yılında meydana gelen büyük depremin ardından Bursa’dan ayrılarak Şam’a yerleşti. Bu dönemde Cebelilübnan’da patlak veren ve 1860 Temmuz’unda Şam’a yayılan Dürzî isyanına bizzat müdahalede bulunarak birçok Hıristiyanı katliamdan kurtardı. Bu olay sırasında göstermiş olduğu olağanüstü gayretler nedeniyle Doğu’dan ve Batı’dan pek çok devlet idarecisi ile fikir adamının takdirini kazandı.

Emîr Abdülkâdir el-Cezâirî 26 Mayıs 1883 yılnda Şam’da vefat etti ve İbn Arabî’nin türbesinin yanına defnedildi. 5 Temmuz 1966 yılında mübarek naaşı buradan alınarak büyük bir törenle Cezâyir’deki yeni kabrine defnedildi.

Kuzey Afrika'nın özgürlük mücadelesinde göstermiş olduğu üstün askeri başarılarından dolayı tüm dünyanın siyasi kimliğiyle çok yakın olarak tanıdığı Emir Abdulkadir el Cezairi aynı zamanda İslam tasavvufunun temel taşları olan Kadiriye, Nakşibendiye, Mevleviye ve Şazaliye gibi büyük tarikatlar içersinde manevi misyonlar üstlenmiş divan sahibi büyük bir sufidir. Ayrıca Muhyiddin İbni Arabi Hazretleri'nin eserlerine yazmış olduğu şerhlerler onun tasavvufi deriniğini ortaya koyduğu gibi ekberiye yolu içerisinde de çok önemli bir yere sahip olduğunun çok açık bir göstergesidir.

Ziyaret -> Toplam : 125,35 M - Bugn : 108298

ulkucudunya@ulkucudunya.com