« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

21 Kas

2006

Zarf arası demokrasi

Yavuz Selim DEMİRAĞ 01 Ocak 1970

MHP’nin 8’inci olağan kongresi bitti ama tartışmalar sorgulamalar devam edeceğe benziyor. Hatta MHP’nin DB partisi haline gelişi ile ilgili önümüzdeki günler ciddi krizler de çıkabilir. Kendi adıma kurultayda “ülkü sıcaklığı”, “milliyetçi heyecan” bulamadığımı yazmıştım. Bahçeli’nin uzun konuşma metninde içe dönük mesajlar içeren bölümlerinin takdir topladığını ifade etmeliyim.

Milliyetçi camiada en çok tartışılan “Çiçek bahçesi”, “onurlu üyelik” söylemlerini kurultay salonunda tekrarlamayan Bahçeli “Al Kopenhag kriterini git” diyerek bir nevi tabanın biriken gazını almıştır. Açıklamalarını dikkatle kağıttan okumayı alışkanlık haline getiren Bahçeli’nin 57’nci hükümet sırasında imzaladığı ünlü(!) kararların tevilini “Genel Başkana tercümesini yanlış yaparak getirmişler. Yoksa imzalamazdı” sözleriyle kongrede propaganda yapanların samimiyetine ben inansam da vatandaşın yutmayacağı belli.

Terörist başının İmralı’dan F Tipi Cezaevine nakledilmesini sağlayacaklarını haykıran Bahçeli bu sözleriyle salondan alkış alırken “Başbakan Yardımcısıyken niye yapmadın?” sorusunu soracak muhalif olmamasının rahatlığındaydı. Ancak “Yarından itibaren bütün kadrolarımla meydanlara çıkıyorum. Seçim seferberliği başlatılmıştır” sözleriyle meydanlara ineceğini ilan etmesini de doğrusu gerçekçi bulmuyorum. İki yıldır her fırsatta meydanlara ineceğini, il-il, ilçe-ilçe gezeceğini söyleyen Devlet Bahçeli’nin son iki üç yılda kaç miting düzenlediğini, hangi il ve ilçeleri gezerek partililerin beklentisini dinleyip, AKP hükümetini eleştirdiğini hesaplamak lazım.

MHP camiasının bütün iyi niyetiyle Bahçeli’nin sözlerini yerine getireceği beklentisinin bir defa daha mümkün olmayacağını iddia ediyorum. Bu düşüncemi Pazar günkü kongrede hazırladığı MYK listesi ile bir defa daha doğrulayan Bahçeli, tabanın beklediği değişiklikleri yerine getirme yerine tek listede teşkilattan gelmeyen “merkez” isimleri tercih ederek hayal kırıklığı yaşatmıştır. MHP’nin Kurucular Kurulu üyelerinden Ünal Sümer’in “DYP hurdalığı arasında bir tek Tansu Çiller eksik” diye tepki gösterdiği liste, başkanlık divanının oluşumundan sonra daha çok tartışılacaktır.

Kimse kusura bakmasın ama benim en çok kafama takılan “önce sağa, sonra sola tekrar sağa bakarak alayını getirin” sözü oldu. İlkokul çocuklarına trafik işaretlerini öğretmeye benzeyen bu kuralı kimin koyduğunu merak ediyorum. “Sağdan ve soldan herkesi MHP’ye getirin” olarak algılanan bu sözler aslında MHP’nin DB partisi olarak şekillendiğinin işareti değil mi?

CKMP-MHP-MÇP ve tekrar MHP çizgisindeki Türk milliyetçilerinin partilerinin “sağcı” olarak gösterilmesinden ne kadar rahatsızlık duyduğuna tanık oldum. Merhum Türkeş’in “sağ ile olan kavgamızı komünist-bölücü tehlike için erteledik” şeklindeki tarihi açıklaması MHP’nin sağcı ya da merkez parti olmadığının tescili değil miydi?

Gelelim Bahçeli’nin “Birlik çağrısı” na... Kongre günü bu sütunlardan yazmıştım. Yüzbinlerce üyesini üç defa silip, koca partinin kongrelerini 200-300 kişi ile yapan, MHP’de dünden bugüne köprü vazifesi gören mensuplarının üyeliğini elinden alan, ilkelerinden taviz vermeyen yönetimleri görevden alıp, delegeleri ahbap-çavuş ilişkisi ile düzenleyen, emeği geçen vefakar insanları partinin kapısından bile sokmayanların kongrede birlik çağrısı yapacağını, ihraç edilen bazı kişilerin bile davet edileceğini yazmıştım.

“Geride bırakılması gereken kırgınlık ve küskünlükler nedeniyle ayrı düştüğümüz arkadaşlarımıza, MHP kapısı sonuna kadar açıktır. Ortak hatıralarımız ve acılarımızla yoğrulmuş bulunan bu kutsal davaya sadakat ve samimiyetle bağlı olma inancını kaybetmemiş bütün kardeşlerimizi yuvalarına dönmeye davet ediyorum” diye sesi kısılana kadar bağıran Bahçeli, bu davetinde gerçekten samimi olsa bunu kongreden önce düzenleyeceği birkaç toplantıda yapar, tek tek isimleri zikrederek çağırır ve kongre salonuna bu kişilerle elele girerdi!

Son olarak seçim sistemine değinmek istiyorum. Yeniçağ’ın birinci sayfasında “Zarf arası demokrasi” başlığı ile yansıttığımız fotoğraf, hemen hemen bütün gazetelerde yayınlandı.

Sandıkta oy kullanmaya gelen delegeye açıktan uzatılan zarfın arasında bir tek pusulanın olması demokrasi mi yoksa kokokrasi midir? Açık oy gizli tasnif yöntemini hatırlatan bu seçimde bir kısmı milletvekili adaylığı, belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği için beklenti içinde bulunanlara sözüm yok. Ama açık oy gizli tasnife rağmen oylarını geçersiz olarak kullanan delegelerin tarihe geçeceğini yazmazsam haklarını yemiş olurum. Bana göre birkaç hafta sonra MHP delegelerinin büyük bir bölümü “O geçersiz oylardan biri benimdi” diyecek.

“Geçersiz oylardan biri benimdir” dediğinizi duyar gibiyim.

Ziyaret -> Toplam : 125,35 M - Bugn : 106241

ulkucudunya@ulkucudunya.com