Türkiye Kıbrıs'ta işgâlci” diyen “Türk”
Müyesser Yıldız yazdı 01 Ocak 1970
AKP'nin, Ekrem İmamoğlu'na karşı “İstanbul Konstantinopolis olmasın” mücadelesi verdiği 23 Haziran seçim sürecinde ABD Rum Ortodoks Başpiskoposluğu'na atanan Elpidophoros Lambriniadis hakkında iki yazı yazdık.
Ne âlâkâydı, bizi niye ilgilendiriyordu ki?..
Şöyle ilgilendiriyordu; Lambriniadis'i bu göreve Lozan'a göre bir Türk kurumu olup, Fatih Kaymakamlığına bağlı bulunan Fener Rum Patrikhanesi atamıştı... Dahası Lambriniadis o güne kadar sözde “Bursa metropoliti” ve kapalı olan Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nun Müdürüydü... Ve de İstanbul'da doğmuş bir Türk vatandaşıydı...
Bu atamanın anlam ve önemine dikkat çekmeye çalıştık... Ankara'nın bu gelişmeden haberi olup, olmadığını, Fatih Kaymakamlığı'nın bilgilendirilip bilgilendirilmediğini sorduk.
Tek ses çıkmadı.
Muhalefetten ise sadece İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk ilgilendi. 25 Haziran'da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın cevaplandırması isteğiyle 9 soruluk bir önerge veren Öztürk'ün son sorusu şu oldu:
“Türk dış politikasına doğrudan müdahale anlamına gelen bu açıklama hakkında Lambriniadis’in diplomatik bir dil ile uyarılması düşünülmekte midir?”
“MİSYONU”NU ŞÖYLE ANLATTI
Neydi Lambriniadis’in açıklamaları?
Türkiye'den ayrılmadan önce Hürriyet'ten İpek Yezdani'ye verdiği röportajda, Fener Rum Patrikhanesi'nin dünyadaki 300 milyon Ortodoks'un temsilcisi olduğunu vurguladıktan sonra bu göreve atanmasının “Stratejik önemini” şöyle açıkladı:
“Amerika Başpiskoposu, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde ve Türkiye-Kıbrıs ilişkilerinde her zaman önemli bir rol oynamıştır. Amerika’daki tüm Rum kurumlarının da manevi lideridir. Yani siyasi bir etkinliği de var. Bu açıdan Türkiye için büyük bir fırsat bu, çünkü Türkiye’yi tanıyan, Türkiye’yi anlayan, Türkçe konuşan bir din adamı, şu anda ABD’deki Rum lobisinin başına geçiyor, bunun da önemi ortada. Bu durum, Türkiye-ABD-Yunanistan arasındaki ilişkilere de katkı sunabilir. Bir kere ABD’deki Başpiskoposluk’un, Beyaz Saray’la sürekli açık hattı bulunuyor, ayrıca Beyaz Saray’a girip çıkma kolaylığı var. ABD, insan hakları raporlarında Fener Patrikhanesi’ndeki sorunları da birçok kez dile getirdi, başta Ruhban olmak üzere bu sorunlara çözüm bulmak ne Ankara’da ne Atina’da çok kolay değil, ancak Washington’da aynı masa etrafında oturarak çözüm bulunması olasılığı daha yüksek. Özellikle Heybeliada’daki Ruhban Okulu açılırsa, göreceksiniz ki böyle bir gelişme Türkiye –ABD ilişkilerini de çok hızlı bir şekilde iyileştirecektir.”
22 Haziran'da New York'ta düzenlenen “görkemli” bir törenle göreve başladıktan sonra da -Törene Türk basınından sadece Hürriyet davetliydi- yine İpek Yezdani'ye konuştu ve şunları söyledi:
“Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılması için çalışmak, buradaki önceliklerimden biri olacak. Bu okulun açık olması son derece önemli. Ancak bu konunun diğer devletlerle bir ilgisi yok, bu okulun açılması, Türk devletinin kendi vatandaşlarına karşı bir yükümlülüğü ve Türk hükümetinin de bu konuya anlayış olarak soğuk bakmadığını düşünüyorum.”
ABD'DE NASIL KARŞILANDI
Hürriyet'in “Türklüğünü” ön plana çıkarıp, öve öve bitiremediği Lambriniadis'in ABD'ye gidişi ve sonrasında olanları da özetleyelim.
19 Haziran'da John F. Kennedy Havaalanı'na indiğinde Yunan bayraklarıyla karşılandı.
Sonrasında katıldığı tüm toplantı ve yemeklerde ABD ve Kilise'nin bayrağının yanısıra Yunan Bayrağı asıldı.
Hoşgeldin yemeğini Haham verdi ve sembolik bir elmayı paylaştılar.
22 Haziran'da göreve başlama törenine geldiğinde, Yunan milli kıyafeti giymiş birilerince asker selamıyla karşılandı.
Törende yaptığı konuşmada, sık sık “Ekümenik Patrik, Konstantinopolis” ifadelerini kullandı... Ruhban Okulu'nun 1971'den beri haksız yere kapalı olduğunu anlattı... Trump'ı temsilen orada bulunan ABD Sağlık Bakanı Alex Azar'a hitaben, “Hem Atina'ya hem de Kudüs'e olan bağlılığınız için teşekkür ederim, çünkü onlar uygarlığımızın temeli” dedi.
Türkiye adına BM Daimi Temsilcimiz Feridun Sinirlioğlu'nun katıldığı törende, Fener Rum Patriği Bartholomeos’u da Almanya Metropoliti Augoustinos temsil etti ve Patrik adına Lambriniadis’e bir asa sundu.
BARTHOLOMEOS TÜRKLERDEN KORKMUYOR
ABD Rum Ortodoks Kilisesi Tüzüğü'nde Başpiskopos'un, “Fener Rum Patriğinin ABD'deki temsilcisi”, bir anlamda “Büyükelçisi” olduğunun yazıldığını vurgulayıp, devam edelim.
Törenden sonra verilen yemekte Lambriniadis'in hemen sağına o zamanki Yunanistan Dışişleri Bakanı Katragolus oturdu. Katragolus konuşmasında, Lambriniadis'in seçiminin “Helenizm, Yunanistan ve Kıbrıs” açısından önemine dikkat çekip, Yunan Devletinin “tam desteğini” bildirdi.
Bartholomeos’un temsilcisi Almanya Metropoliti Augoustinos da Lambriniadis'in “Amerika'da tarih yazacağını” belirtirken, Bartholomeos hakkında, “Tarihin altın harfleriyle yazılacak bir kişi. Patrik Bartholomeos ne Ruslardan ne Türklerden ne de Ukrayna'dan korkmuyor. Ekümenik Patrik sadece Tanrı'dan korkuyor” dedi.
Lambriniadis göreve başladıktan sonra ilk kutlama mesajı gönderen isim ise Rum kesimi Cumhurbaşkanı Anastasiades oldu. Rum kesiminin New York Konsolosu Alexis Phedonos-Vadet'in elden sunduğu mesajda, “Lambriniadis'in ulusal sorunlar ve homojen Kıbrıs konularında işbirliğini geliştireceğinden emin olduğunu” yazan Anastasiades, BM Genel Kurulu için New York'a gittiğinde kendisiyle görüşmek istediğini de bildirdi.
TRUMP'A NELER SÖYLEDİ
ABD Başkanı Trump iki gün önce Beyaz Saray'da dünya genelinde dini baskılara uğrayan isimlerle biraraya geldi. Toplantıya katılanlar arasında İzmir'de tutuklanan ve daha sonra serbest kalan Amerikalı Rahip Andrew Brunson'un da bulunması dikkatleri çekti.
Ancak Trump bundan önce 16 Temmuz'da, hiç de Türkiye gündemine gelmeyen bir görüşme daha yaptı; Oval Ofis'te Lambriniadis'le biraraya geldi. Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Sağlık Bakanı Alex Azar'ın da katıldığı görüşmede Trump'a törenine temsilci göndermesi ve sıcak tebrik mektubu için teşekkür eden Lambriniadis, iki konuda daha teşekkürlerini iletti.
Bunlar, “Ekümenik Patrikliğe verdiği destek ve Başkanın dünyadaki Hristiyanların korunmasında gösterdiği hassasiyet”ti!..
VE SKANDAL KIBRIS BİLDİRİSİ
Trump-Lambriniadis görüşmesinden 2 gün sonra dün ise şu oldu; Başpiskoposluk, “Kıbrıs İşgâlinin 45'inci yıldönümü” başlıklı bir açıklama yayınladı.
Yarın kutlayacağımız Kıbrıs Barış Harekâtı'nın yıldönümü hedef alınarak yapılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Çoğunuzun bildiği gibi, bugün Yunan halkının tarihi için çok önemli bir olayın günü. Kıbrıs'ın Türk ordusu tarafından 45 yıl önce işgali, vatandaşlarının yerinden edilip kendi ülkelerinde mülteci haline gelmeleri ve adanın zoraki bölünmesi bugüne dek süren vahim bir adaletsizlik. Kıbrıs Kilisesi'nin Havariler Paul, Barnabas ve Evanjelist Mark tarafından kurulduğunu ve özerkliğinin Ekümenik Konsey (Efes M.S. 431) tarafından kararlaştırıldığını unutamayız. Bu ada ulusu, on bin yıllık tarihiyle, zamanın elinde çok acı çekmiştir ve her türlü sınanmalara ve sıkıntılara direnmektedir. Sadece Ortodoks Hristiyan kardeşler olarak değil, ama insanlar olarak, Kıbrıs için adil ve süratli çözümler için dua etmek zorundayız. Şiddet sadece şiddet yaratır ve Kıbrıs'ın sularının ötesinde bulunan güçler ve ülkeler yalnızca Kıbrıslıların kendilerinin başarabileceği sürekli barışa karışmak değil, aracılık etmek zorundadırlar. Bugün, kaybedilen yaşamlar, yıkılan abideler ve insan ailesi için asla çözüm olmayan şiddet için yas tutarken, hele sonsuz uykuya yatanların anısını yaşatırken, dualarımızdan fazlasını sunalım. Çevremize olup bize yardım edebilecek olanlarla etkileşelim, güvenilir ortakları çözümler önermeleri için teşvik edelim. Amerikalılar olarak, temsili hükümetimiz aracılığı ile yapabileceğimiz çok şey var. Kıbrıs herkes için ahlaki bir sorun, ama onların inancını ve hatta kanını paylaşan bizler için çok daha fazla önemli.”
Lambriniadis'in Pazar günü de Kıbrıs Amerikan Örgütleri Federasyonu'nun düzenlediği, “Kıbrıs'ın işgâli yıldönümü törenine” katılacağını belirtelim.
1950'lerde “Kıbrıs Türk'tür Türk kalacak... Ya taksim ya ölüm” eylemlerine öncülük eden Hürriyet Gazetesi'nin bugün “Türk” diye övüp, ABD Rum Ortodoks Başpiskoposluğu'na seçilmesinin Türkiye açısından “faziletlerini” anlata anlata bitiremediği Lambriniadis, işte bunu yaptı.
Hürriyet'i geçelim, şu olanlar Ankara'yı hiç mi ilgilendirmiyor?
Hatırlatalım; Yarın Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 45'inci, 5 gün sonra da Lozan Barış Antlaşması'nın 96'ıncı yıldönümü!..