Mezemorta Hüseyin Paşa
01 Ocak 1970
Osmanlı kaptan-ı deryası.
Menşei hakkında kesin bilgi olmamakla beraber Moritanyalı veya Mayorka asıllı olduğu ileri sürülmektedir. Gençliğinde Garp ocaklarına mensup bir denizci olarak İspanyollar’ia vuku bulan bir savaşta aldığı yaradan dolayı öldüğü sanıldığından kendisine “Mezemorta” (İtalyanca mezzomorto yarı ölü) lakabı verilmiştir. On yedi yıl gibi uzun bir esaret döneminden sonra fidye ile kurtarılmış ve Cezayir denizcileriyle birlikte Akdeniz’de faaliyet göstermeye başlamıştır.
1085’ten (1674) itibaren korsan olarak şöhret kazanan Mezemorta Hüseyin Ağa zamanla Cezayir’in önemli şahsiyetleri arasına girdi. 1094’te (1683) Duquesne kumandasındaki Fransız donanmasının Cezayir’e saldırması üzerine anlaşmaya boyun eğen Cezayir Dayısı Hasan Baba tarafından amiral gemisine rehine olarak gönderildi. Ortalığı karıştıracağından çekindiği Hüseyin Ağa’dan kurtulduğunu düşünen ve kendisi gibi barış taraftan olan yerlilerle yeniçerilere dayanan Hasan Baba, Fransız amiralinin istediği savaş tazminatını halktan toplayamadı. Bu durum karşısında Mezemorta Hüseyin Ağa, kendisinin sahile çıkarılması durumunda parayı temin edeceğine Fransız amiralini inandırdı ve limana çıktığında savaş taraftarı olan reislerle iş birliği yaparak Hasan Baba’yı öldürtüp idareyi ele aidi. Ardından Fransız donanmasına karşı savaşı yeniden başlattı ve Fransız donanması limanı terketmek zorunda kaldı. Böylece 1094’te (1683) Cezayir dayısı ve beylerbeyi olan Mezemorta Hüseyin Paşa, bir taraftan Fransız korsanlarına karşı kendi ticaretini korumak amacıyla denize donanma çıkarırken diğer taraftan halk arasındaki isyanları bastırmaya çalıştı. 1095'-te (1684) İstanbul’dan donanma ile birlikte gelen kapıcıbaşı ve Fransız heyetiyle bir barış mukavelesi imzaladı. Aynı zamanda Tunus’ta görülen isyan olaylarını bastırmak için kâhyası İbrahim Hoca kumandasında bir ordu gönderdi. İki yıl süren mücadelelerin ardından Tunus’ta sükûnet kısmen sağlandı. Bunun üzerine kendisine hitaben yazılan evâhir-i Cemâziyelâhir 1097 [Mayıs 1686] tarihli fermanda Tunus meselesinin arzu ettiği gibi çözüleceği belirtildi ve artık ordunun Cezayir’e dönmesi istendi. Ayrıca Mora’yı işgal eden Venedik’e karşı Cezayir kalyonianndan oluşan bir donanma ile birlikte 2000 levent getirmesi ve vaktinde gelmediği takdirde işgalden sorumlu tutulacağı bildirildi. Evâil-i Rebîülevvel 1100 [Aralık 1688] tarihli bir hükümden anlaşıldığına göre bir ara yerine İsmail Paşa’nın Cezayir beylerbeyiliğine kendisinin de kaptan-ı deryalık görevine tayini düşünülmüşse de ocak halkının ısrarı üzerine evâhîr-i Rebîülâhir 1100’de [Şubat 1689]eski görevinde bırakılmıştır. Aynı zamanda Mora seferine yardımcı olmak üzere Cezayir kalyonları ve dört beş ateş gemisinden oluşan donanma ile 5-6000 kişilik ordusunu toplaması, Tunus ve Trablusgarp kalyonlarını da kendi kumandasında getirmesi emredildi. Mezemorta Hüseyin Paşa, bu sırada bir taraftan Vehrân’ı işgal eden İspanyollar’la uğraşırken diğer taraftan Cezayir’e saldıran Fransa donanmasına karşı mücadele ediyor, beraberindeki korsanlarla birlikte Fransa sahillerine kadar hücumda bulunuyordu. Bununla birlikte on Cezayir kalyonunu merkezî Osmanlı donanmasına yardım için göndermeyi ihmal etmedi.