Katip Çelebi 1608 - 1658
01 Ocak 1970
Osmanlı döneminde coğrafya ilmi ve bunun eğitim ve öğretimi ile ilgili gelişmeler, esas itibariyle, 17.yüzyıl başlarından itibaren başlamıştır. Özellikle bu gelişmelerin baş mimarı,Kâtip Çelebi’dir.1608-1658 yılları arasında yaşamış olan çağını aşan ilim adamlarımızdan Kâtip Çelebi, devrinin en büyük coğrafyacılarından biridir.Coğrafi yapıtların en önemlisi olan Cihannüma Osmanlı coğrafyacılığında yeni bir çığır açmıştır.
Kâtip Çelebi’nin birçok batı coğrafya kitabından yararlanarak hazırladığı, İslam coğrafya geleneği üzerine kurulu Osmanlı klasik coğrafya ekolünü değiştiren, Cihannüma adlı eseri Osmanlıların dünyaya bakışlarını değiştirmiştir.
Katip Çelebi, Keşf el-Zünûn’da, Cihânnümâ’nın iki bölümü bulunduğunu, birincisinin yalnız denizlerden, nehirlerden, adalardan ve ikinci bölümünde karalardan, alfabe sırasıyla, şehirlerden ve Hicret’in VII. (Miladî 15.) yüzyılından sonra keşfolunan ülkelerden bahsettiğini yazar.
Kâtib Çelebi Cihannüma'yı iki kez yazmıştır. 1648'de yazmaya başladığı ilki klasik İslam coğrafyası temelindeydi. Bu yapıtını henüz bitirmemişken eline geçen Gerardus Mercator'un Atlas'ını Mehmed İhlasî adlı bir Fransız mühtedisinin yardımıyla Latince'den Türkçe'ye çevirterek yeni bilgiler edindi ve 1654'te Cihannüma'yı ikinci kez yazmaya girişti.
Yazılmasına 1648 yılında başlanılan Cihânnümâ’nın genel bir coğrafya kitabı olacağı mukaddimesinde belirtilmesine rağmen eserin, kısa bir girişle Asya kıtasında Türkiye’nin doğu sınırlarına (Kuzeyde Erzurum vilayeti, güneyde Irak-Mezopotamya) kadar olan bölgeler ile sınırlı kalmış olduğu görülmektedir.
Doğu ve Batı’yı her yönüyle içine alan bir coğrafya kitabı hazırlamayı hedefleyen Kâtip Çelebi, elindeki kaynakların yetersizliği karşısında önceleri ümidini kaybetmiştir. Dolayısıyla Cihannüma’nın bu ilk sürümü, sınırlı bir bölgeye ilişkin kalmıştır.
Kâtip Çelebi Şeyh Mehmed Efendi İhlasî adlı Latince bilen Fransız asıllı coğrafyacı bir mühtediden yardım alarak 1654’te Levâmiü’n-nûr fi Zulmeti Atlas Minör adlı başka bir coğrafya kitabı daha hazırlamıştır. Levamiun-nur fi zulmeti Atlasi Minor, Mercator ve Hondios'un At minor'undan Mehmet Ihlâsî ile birlikte yapılmış, şerhli, açıklamalı bir çeviri eserdir. Nuruosmaniye Kütüphanesi Nu. 2998 deki yazma müellif nüshasıdır.
Bu sırada, Batılı coğrafyacılardan Abraham Ortelius’un Theatrum orbis terrarum ve Mercator’un Atlas’ını inceleme fırsatını bulunca bu eserlerden ve haritalarından istifade ile Cihannüma’yı yeniden yazmaya başlar. Bu yeni Cihannüma’yı hazırlarken ayrıca Ph. Cluverius’un Introductio geographica vetera quam nova ve G. Lorenzo’nun L’univesale fabrica del mondo overo cosmografia (Venedik 1582) adlı eserlerinden de faydalanır.
Kâtip Çelebi Doğal olarak eski Arap, İran ve Osmanlı coğrafyacıların yapıtlarını da kullandı. İkinci Cihannüma, dünyanın yuvarlak olduğunu da kanıtlamaya çalışan fiziki coğrafya ağırlıklı bir giriş bölümünden sonra Kristof Kolomb ve Macellan'ın keşif gezilerinden söz eder. Ardından Japonya'dan başlayarak Asya ülkelerini tanıtır. Bunların tarihleri, yönetim biçemleri, ekonomileri, inançları konusunda bilgiler verir. Bu arada İslam coğrafyacılarının bilgi yanlışlarını gösterir, bunların harita kullanmamaktan ileri geldiğini açıklar. Bu ikinci Cihannüma'da anlatılan son yer Van'dır. Birinci Cihannüma'da ise Osmanlı Avrupa'sı ve Anadolu ile İspanya ve Kuzey Afrika'yı kapsamaktadır. Her iki biçimde de ek olarak birçok harita vardır.
Cihannüma, özünde tüm İslam ve Hıristiyan coğrafyacılığının da temeli olan Batlamyus (Ptolemaios) kuramına dayanmakla birlikte, o güne dek hemen hemen hiç yararlanılmayan Batı kaynaklarını Osmanlı coğrafyacılığına tanıtması bakımından büyük önem taşır.Bugün dünyanın çeşitli kütüphanelerinde bulunan çok sayıdaki nüshaları, daha sonra coğrafya heveslisi müstensihlerin eklemeleriyle genişletilmiştir. Bazen eksik bırakılan nüshalar olduğu gibi aşırı derecede ilavelerin yapıldığı kopyalar da vardır. Öyle ki artık bu eserler, Kâtip Çelebi’nin Cihannümasından çok, aynı üslupta hazırlanmış yeni birer “cihannüma” halini almıştır. 19. yüzyılda modern Batı coğrafyacılığının girdiği ve eğitim kurumlarında okutulmaya başlandığı dönemlere kadar bu gelenek devam etmiştir.
Kâtip Çelebi’nin Kitab-ı Bahriye adlı eser ise Cihannüma'nın Rumeli kısmıdır.