TOKGÖZ, Ahmet İhsan 1868-27.12.1942
01 Ocak 1970
Gazeteci, Yazar
Mülkiye Mektebi'nde öğrenim gördü. 1886'da Şafak, üç yıl Soma da Ümran dergilerini yayımladı. Malumat ve Servet gazetelerinde dış haber ve telgraf haberleri çevirmeni olarak çalıştı. 1891 yılında Âlem basımevini kurdu. Bir yıl soma da Dimitri Nikolaidis'le birlikte dönemin kültürel yaşamında önemli bir aşama sayılan Serveti fünun dergisini çıkardı. Dergi, 27 mart 1891-1826 mayıs 1944 tarihleri arasında, 54 yıl ve 2464 sayı yayımlandı. Başlangıçta eğitici öğretici bir magazinken, 7 şubat 1896'da Tevfik Fikret'in yönetime gelmesiyle bir edebiyat dergisine dönüştü. Kendi adıyla anılan bir edebiyat ve edebiyatçı topluluğu çıkardı. Böylece Serveti Fünun, II. Abdülhamid döneminde Edebiyatı Cedide (1896-1911), II. Meşrutiyet döneminde Fecr-i Âti (1909-1912), Cumhuriyet döneminde de Yedi Meşaleciler'e (1928) dergi oldu.
Sansür ve Ateşkes Dönemi'nde yayınına zorunlu olarak ara verdi. Dergi yayımcılığı açısından, pozitif bilimlere, hak, hukuk, insan ve düşünce özgürlükleri gibi çağdaş uygarlık kavramlarına yönelik yayınlara da öncülük etti. Öte yandan Hüseyin Cahit'in Fransız yazar P. Lacombe'dan çevirdiği "Edebiyat ve Hukuk" yazısında 1789 Fransız Devrimi adının geçmesi, sansür kurulu tarafından derginin kapatılmasına (16 ekim 1901, 533. sayı) yol açtı. Yeniden yayımına izin verilince de başlangıçta olduğu gibi edebiyat dışı konulara yöneldi, ama bu uzun sürmedi, edebiyata ağırlık verdi.
Tevfık Fikret'ten Oktay Akbal'a kadar pek çok edebiyatçının yetişmesine katkıda bulundu. 1928'de harf devrimine paralel olarak Türkçe harflerle yayımını sürdürdü. Adına "Uyanış"ı da ekleyerek Serveti Fünun, Uyanış adını kapanışına kadar taşıdı.
Tokgöz, bu gazeteciliği ve Fransız romantiklerinden birçok yapıtı dilimize kazandırmanın yanı sıra, Jules Verne kitaplarım ilk kez çevirerek de bir başka alanda öncülüğünü sürdürdü. Kaleme aldığı anılarıyla genel tarihe, basın yayın ve edebiyat tarihlerine kaynak oldu. Avrupa'da Neler Gördüm adlı kitabı da ülkemizin dış dünyaya açılan ilk pencerelerinden biri olarak büyük ilgi topladı. Bilge Ercilasun'un (1945) yaşamı ve eserlerini konu edinen bir çalışması (1996, Kültür Bakanlığı) bulunuyor.