Hayrettin karaman’a vedâ: Biz de bu örnekleri unutmayacağız hocam!
Kerime Yıldız 01 Ocak 1970
Hayrettin Karaman, köşe yazarlığına vedâ etti. Yazdıklarına gösterilen tepkiler içinde iz bırakanlar varmış. İki örneği hiç unutamıyormuş. Birisi, “Çıplaklık Tâcizdir” başlıklı yazısıymış. Diğeri, sigara içen başörtülü kadınlar hakkındaki yazısı. Hiç alâkası yokken meselenin iffet konusuna çekilmesine çok üzülmüş.
“Örtülü bayanların kamuya açık yerlerde bacak bacak üstüne atıp sigara tüttürmelerinin yakışmadığını, bunu yapanların karşı tarafa (açıklara, sosyeteye, modernlere) imrenmeye devam ettiğini” ifâde eden bir yazı yazmıştım. Hem açıklardan hem de kapalılardan çok sert tepkiler aldım; hiç alâkası yok iken işi, iffet konusuna çektiler ve beni, çok üzdüler.” (29 Aralık 2019-Yeni Şafak)
Karaman’ın unutmadığı tepkilerin ikincisinde benim de dahlim var. Önce, Hoca’nın vedâ yazısında hatırlamaktan imtinâ ettiği ifâdeleri hatırlayalım:
“Ben başını örten ama göstere göstere sigara içen bir bayan gördüğümde şöyle bir intibaa kapılıyorum: Sanki farklı olanlara şunu diyor: Siz benim başımı örttüğüme bakmayın, benden ümidinizi kesmeyin, sizinle paylaşacağım daha çok şeyim var.” (3 Ağustos 2017- Yeni Şafak)
Bu tuhaf ifâdelere, Anadolu’da bir sürü kadının sigara içtiğini hatırlatarak şöyle tepki vermiştim:
“Kıymetli Hocam,
Bir zamanlar, makyaj yapan kadınlar hakkında aynen sizin gibi düşünen dindar erkeklerin eşleri ve kızları, şimdi bol bol makyaj yapıyorlar. Hattâ estetik ameliyat oluyorlar.
Hocam, Allahaşkına bir fetvâ da bu konuda verin! Başını örten ama göstere göstere makyaj yapan, estetik ameliyat olan bir bayan ne demek istiyor, anlatın!
Lütfen hocam, ilim haysiyeti adına bunu yapın. Makyaj yapan başörtülülerin de sağlığını ve nâmusunu kurtarın! Zâten emeklisiniz, birşey olmaz Hocam! ‘Ama bizim oğlanlar... ‘ derseniz o başka tabiî.
Hocam, keşki başörtülü kızlar fakülte kapılarından içeri alınmadığında da bu kadar dertlenseydiniz. Hiçbir ilâhiyatçının adam gibi isyânını hatırlamıyorum. Sizler kariyer yaparken başörtülü kızlar ağlıyordu. Hoşgörün be hocam! Belki o ara can sıkıntısından başlayanlar vardır.
Mühim bir mesele daha var Hocam. Bizler, bugün Müslümanların başına belâ olan FETÖ tehlikesini göremeyen, daha vahimi bir zamanlar onlar hakkında olumlu fetvâlar veren ilâhiyatçıların fetvâlarına güvenmiyoruz. ‘Cemaat iyidir.’ dediniz, kötü çıktı. Şimdi sigarayı kötülüyorsunuz. Bilemedim Hocam. Kafam çok karışık. Ya sigara iyi bir şeyse?
Hocam, çok şey istedim biliyorum ama bir de başörtülülerin sigarasından hafifflik mesajı alan dindar erkekler, öteki mahalle kadınlarının sigarasını yakarak ne mesaj veriyorlar? Neyi paylaşmak istiyorlar? Bunu da açıklarsanız sevinirim.”
Bu yazımın aynen arkasındayım.
“Kimi yazılarım istemediğim hâlde hak etmeyen bâzılarını incitmiş olabilir, onlardan affımı ve haklarını helâl etmelerini dilerim.” diyen Karaman’a sesleniyorum:
Hocam,
Ben de sizin iki tepkinizi unutmayacağım. Birisi, yolsuzluğun hırsızlık olmadığı; diğeri, Mecid Mecidî’nin Peygamber Efendimizle ilgili çektiği tehlikeli filme verdiğiniz, “Sakınca yoktur” fetvâsı.
Bu iki fetvânın toplum üzerinde yapacağı tahribâtı hiç mi düşünmediniz?
Eliniz, nasıl vardı yazmaya? Hiç mi titremedi?
Bunları yazarken titremeyen ellerinizin, şimdi yüreğimizi titretmesine imkân var mı?
Üzgünüm Hocam, sizin adınıza çok üzgünüm!