Türkiye ve Rusya, İdlib ve Libya’da karşı karşıya
Barış Doster 01 Ocak 1970
İdlib’den gelen haberler, hem sivil kayıplar hem de yeni bir sığınmacı akını konusunda Türkiye’yi endişelendiriyor. Türkiye de Rusya’yı uyarıyor. Rusya ise Türkiye’yi Soçi Mutabakatı’nı tam olarak uygulamaya davet ediyor. Ankara ve Moskova, Suriye’de, önemli görüş ayrılıklarına rağmen, son yıllarda işbirliği yapıyorlar. Libya’da ise karşıt kuvvetleri destekliyorlar. Kanal İstanbul’la ilgili gelişmeler, önümüzdeki süreçte Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin de gerilim konusu olacağını gösteriyor. Peki, Rusya’nın Türkiye politikasını ne belirliyor? Öncelikleri neler? Sıralayalım...
Birincisi Rusya; ilişkilerde eli güçlü olan taraf. Doğalgazda Türkiye’nin en büyük tedarikçisi. 2018’de Türkiye’nin en çok petrol ithal ettiği ülke oldu. Türkiye’nin, bu iki enerji kaynağında en çok alım yaptığı ülkenin Rusya olması, onun, Türkiye’nin ekonomisi ve dış politikası üzerinde elini güçlendiriyor.
İkincisi Rusya; Almanya ve Çin’le birlikte, Türkiye’nin üç büyük dış ticaret ortağından biri. Dış ticaret dengesi Rusya lehine. Türkiye’nin ilk nükleer santral (Mersin Akkuyu’da) ihalesini Rusya aldı. Son olarak Türkiye, ABD’yle büyük gerilime neden olan S - 400 hava savunma sistemini Rusya’dan ithal etti. Bunlar, Rusya’nın Türkiye’nin savunma ve güvenlik politikası üzerinde nüfuzunu artırdı.
Üçüncüsü Rusya; Ortadoğu’da ABD’ye karşı son yıllarda birbiri ardına hamle yapıyor. Suriye’de inisiyatif Moskova’da. Yakın çevresinden başlayarak Karadeniz’de, Hazar Havzası’nda, Kafkasya’da, Baltık Denizi’nde, Doğu Avrupa’da, Balkanlar’da, Akdeniz’de manevra sahasını genişletiyor. Suudi Arabistan’la da arası iyi, İsrail’le de. Mısır’la da arası iyi, İran’la da. ABD’nin aynı anda iki ülkede birden işgalci (2001’de Afganistan, 2003’te Irak), üç ülkeden birden turuncu devrim destekçisi (2003’te Gürcistan, 2004’te Ukrayna, 2005’te Kırgızistan) olduğu günlerin geride kaldığını, hegemonyasının zayıfladığını görüyor.
Rusya nelerin farkında?
Dördüncüsü Rusya; Türkiye’nin ABD ile yaşadığı gerilimden, NATO’da sebep olduğu çatlaktan memnun. Türkiye’ye S - 400 satmasının, ABD’yi tedirgin ettiğini görüyor. ABD’nin, Türkiye - Rusya ilişkilerini baltalamaya yönelik hamlelerinin farkında. Türkiye - ABD ilişkilerinin gerilse de kopmayacağını, ABD’nin Türkiye üzerinde yapısal nüfuzu olduğunu, Türkiye’yi kolayca gözden çıkaramayacağını, yaşadığımız coğrafyada Türkiye’nin yerini alacak, Türkiye’ye seçenek oluşturacak başka ülke olmadığını biliyor.
Beşincisi Rusya; aynen ABD gibi, Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığına temelde karşı. ABD gibi, Rusya da PKK terör örgütünü muhatap alıyor. Terör örgütünün ABD elinde koz olmasını önlemeye, terör örgütü üzerinde Rus nüfuzunu artırmaya çalışıyor.
Altıncısı Rusya; Çin’le yakın ilişkiye sahip. Şanghay İşbirliği Örgütü ve BRICS gibi ittifaklara üye. Ayrıca, Bağımsız Devletler Topluluğu, Avrasya Ekonomik Birliği, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü gibi ittifaklarda öncü. Bu da Rusya’nın etkisini artırıyor. Ekonomik gücünün çok üstünde bir politik ve diplomatik ağırlık sağlıyor.
Kısacası, Rusya’yla ilişkilere dikkat etmeli. Rusya’nın simgesinin ayı olduğunu, Rusların çok iyi satranç oynadıklarını unutmamalı.