Metin TOKDEMİR
01 Ocak 1970
8 Aralık 1995 tarihinde geçirdiği bir trafik kazası neticesinde kaybettiğimiz Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Ali Metin Tokdemir'i vefatının 11. yıl dönümünde rahmet ve minnetle anıyoruz.
1959 yılında Kelkit'te dünyaya gelen Ali Metin Tokdemir, ilk ve orta öğretimini ülkemizin çeşitli yerlerinde tamamladı. Eskişehir İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme bölümünden mezun oldu.
TOKDEMİR çalışkan ve mücadeleci bir dava adamı kimliğine sahiptir. 36 yıllık kısa ömründe Türk Milliyetçiliği davası adına büyük faaliyetler yaptı. Siyasete küçük yaşlarda giren bu muhterem insan, Ülkü Ocakları, Ülkücü Genlik Gerneği ve Ülkü Yolu Derneğinin Aydın şubesinde görev yaptıktan sonra Eskişehir Ülkü Ocakları Başkanlığına getirildi. Üniversite yılları siyasetle iç içe geçti.
Merhum A.Metin TOKDEMİR, Türk-İslam ülküsünü rehber edinen ve aksiyon haline getiren kamil bir insandı. Küçük politikalar onu tatmin etmiyordu büyük düşünüyordu. Onun içinde küçük ve çıkarcı politikalara alet olmuyordu. Bencillik denen manevi hastalıktan çok uzaktı. Kendini Allah ve Resulü Ekrem'in davasına adayan TOKDEMİR, Allah rızası için gecesini gündüzüne katarak çalışmıştır. Görevini harfiyen yerine getiren A.Metin TOKDEMİR, Türklük aleminin lideri, Başbuğumuz Alparslan TÜRKEŞ tarafından Ülkü Ocakları genel başkanlığına getirilerek ödüllendirilmiştir. Pek çok üstün meziyetlere sahip olan TOKDEMİR, Ülkü Ocakları genel başkanlığı görevini başarıyla yürütmüştür. Bu süre içinde küfrün bütün olaylarını bozan Tokdemir, ülkücü gençliğin oluşmasında aktif roller oynamıştır.
Kendisini rahmet ve minnetle anarken, kendisinin bir yazısını da Yüce Türk Milletiyle bir kez daha paylaşmak istiyoruz.
"Türk milleti büyük millet, necip millet, Resulullah 'ın övgüsüne mazhar olmuş mübarek millet...
Bir zamanlar üç kıtaya at toynaklarıyla Türk-İslam mührünü vurmuş millet...
İslam sancaklarını yedi iklimde dalgalandırmış, kelime-i tevhidi gök kubbeye nakşetmiş millet...
Zalime karşı mazlumun yanında, İslam'ın kınına girmeyen kılıncı; gittiği her yerde adaletle davranıp düzen kuran; yoksulun, düşkünün, mağdurun ve zayıfın dostu; tarihin şeref sayfalarının tiryakisi millet....
Türk milleti şanlı tarihine, kutlu misyonuna yaraşır bir halde değildir. Bir zamanlar Fatih olarak gittiği ülkelerin şimdi işçi rezervidir.
Niçin bir zamanlar kaymakam veya valiyle idare ettiği Suriye, Yunanistan gibi ülkeler şimdi başımıza be la olma cesaretini bulmaktadır?
Türkiye dünyanın en borçlu ülkeleri arasında niçin hiç kurtulamamaktadır? Niçin ülkemiz insan gücüne, tarihi birikimine, yer altı ve yer üstü zenginliklerine yakışır şekilde üretememektedir? 65 milyonluk Türkiye'nin 5 milyonluk Danimarka'nın daha az üretmesi sebebi nedir?
Bunca pahalılığın, işsizliğin, adaletsizliğin, fukaralığın mesulü kimdir?
Allah 'tan korkup kuldan utanarak, yüksek ahlakıyla yaşayan bu aziz millet: Rus, Romen fahişelerinin istilasına niçin uğramıştır?
Kul hakkından korkmayı hayat felsefesi yapan milletimiz; yolsuzluğun, rüşvetin, talanın içine nasıl çekildi?
Ve en önemlisi burcu burcu İslam'ın burcu burcu Türk yurdunda bölücü ihanet nasıl yeşerdi? Bu PKK 'lı köpekler nereden peydah oldular da, her gün vatan evlatları kendi bayraklarının altında şehit ediliyorlar!
Çünkü Türkiye yanlış idare ediliyor.
20 milyon dönümden fazla tarım arazisi, 104 milyar metre küp su rezervi, 85 milyon baş hayvan, zengin maden yatakları, Üç tarafını çeviren denizleri, genç ve dinamik nüfusu, tarihi kültürel zenginlikleriyle Türkiye aç ve sefil olamaz.
Namuslu yöneticilerle, halkın gönül gücü birleşirse: bu imkanlarla biz her güçlüğü yeneriz.
Bize sahip çıkın. yetki verin. Meseleleri çözelim ve aydınlık şafaklara gidelim."
Ruhu şad mekanı cennet olsun. Biz kendisinden razıydık, Yüce Yaradan da Ondan razı olsun.
TANRI TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN
Ülkü Ocakları Eğitim Kültür Vakfı Genel Merkezi