Mantık hatası
Mahir KAYNAK 01 Ocak 1970
Ülkemizde geçerli olan sınav sisteminin en önemli yanlışlığı mantık hatasıyla işlem hatasını aynı şekilde değerlendirmesidir. Basit bir işlem hatası yüzünden soruyu doğru cevaplandıramayanla konuyu hiç bilmeyen aynı sınav sonucuyla karşılaşır ve her ikisi de yanlış yapmış sayılır. Çok sayıdaki sorular nedeniyle bilgisizlik ya da işlem hatası yapanın ayrışacağı düşünülse bile bu durum değerlendirmenin yanlışlığını ortadan kaldırmaz.
AB ile ilişkilerimizde basit uyumsuzluklar mı olduğu yoksa işin özünü mü kavrayamadığımız tartışılmıyor. Liman ve havaalanlarının açılması üyeliğimizi sağlayacak olan ya da engelleyebilecek bir unsur sayılıyor. Bir yandan büyük bir ülke olduğumuzu, biz olmadan AB’nin büyük bir güç olamayacağını ve eğer üye olmazsak kaybedenin AB olacağını söylüyoruz diğer yandan bunun Güney Kıbrıs’ın insafına bağlı olduğunu düşünüyoruz.
Güney Kıbrıs yönetimini ilahlaştırıyor ve AB’nin, dolayısıyla dünyanın dengelerini belirleyecek bir güç olduğunu söylüyoruz. Dünyaya bakışımızdaki çarpıklık bununla da sınırlı değil. ABD’nin başı El-Kaide yüzünden belada, Irak’ta bataklığa saplandılar, İran’la başa çıkamazlar diyoruz. Bizim de benzer bir sorunumuz var ve sayıları on bini bulmayan PKK mensupları hem bizi hem de zavallı ABD karşısına almış ama varlığını sürdürüyor ve bizi tehdit ediyor. Seksen bini bulduğu söylenen korucular da bir işe yaramıyor. Ama bir soru cevapsız kalıyor. PKK olduğu için mi koruculuk kurumu oluşturuluyor yoksa bunlar başka bir oluşumun silahlı gücü olarak hazırlanıyor ve bunu meşrulaştırmak için PKK’nın sürmesi mi isteniyor?
İş bununla da bitmiyor. Liman ve havaalanlarının açılması iç politikayı, devlet içindeki dengeleri etkiliyor, cumhurbaşkanı seçimine kadar uzanan bir sürü polemiğe yol açıyor. Konunun milli güvenlik politikamıza ters düştüğünü de öğreniyoruz.
Gazete sayfalarının, televizyon programlarının, magazin haberlerinden arta kalan kısımları bu önemli meseleyle doluyor ve ucu bucağı olmayan yorumlar yapılıyor.
Bu durum beni kişisel olarak da etkiliyor. Dünyadaki sorununun ne olduğunu, AB içindeki çatışmanın sebebini, taraflarını ve bunların neyi amaçladığını düşünmenin, ABD’nin enerji güvenliği konusundaki endişelerini, bu amaçla hazırladığı stratejileri araştırmanın boş şeyler olduğunu, milli güvenlik politikamızın bu konularla hiç ilgilenmediğini görüyorum. Üstelik büyük bir devlet olmamıza rağmen hasımlarımızın hep küçükler olmasını hayretle izliyorum. Kıbrıs Rum kesimi, PKK en büyük hasımlarımız oluyor.
Bana göre AB’nin bize biçim vermek istediği ve istediği şekle girersek bizi içine alacağı iddiası doğru değil. Gerçekte biz AB içindeki İngiltere kanadının doğrultusunda AB’ye şekli vermek istiyoruz ve ihtilafların temelinde bu düşünce ayrılığı var. Olayları değerlendirirken işlem hatası değil mantık hatası yapıyoruz.