Buhranlarımız- 1. MEŞRUTİYET
Said Halim PAŞA 01 Ocak 1970
- 1876 Anayasasını halktan fazla halkçı geçinenler devletin mümessili sıfatlarına milletin koruyucusu sıfatını ekleyerek hükümdara karşı milleti alet ederek nüfuz kazanmayı, hem milleti hem sultanı kullanmak isteyenler hazırladı.
- Bu anayasa batılıların baskısıyla 1908’de kabul edildi. Eski Anayasa değiştirildi ama tecrübesiz ve şımarık meclis üyeleriyle uygulanamadı. Usuller, adetler, sosyal sınıflar ortadan kalktı. Avrupa’nın medeniyeti bir anda alınmak istenince isyan ahlakı gelişti.
- Herkes hürriyetçi, hırsızlar bile millet avukatı kesildi ( Atatürk istismarı gibi o zaman da hürriyet, müsavat, adalet vb.)
- Avrupa’nın kendi sosyal yapısına uygun ve onun için ideal kanunları tatbik ederek ulaştığı noktaya bizim bünyemizin sosyal farklılığına bakmadan aynı kanunları uygulayarak ulaşmak istedik.
- Bizde devlet adamları olsa bile yanlış teşhis ve tedavi metotları ile imkansız şeyleri yapmayı istediklerinden en iyi insanlarımızı yabancı kanunlar uğruna harcadık.
- Anayasa, örf, adet, geleneklerimizi dikkate almadan aynen alınan kanunlarla ıslah yapıla yapıla halk artık ıslaha olan inancını da yitirdi.
- Osmanlı’ın son dönemi halkı cahil yığınlar oluşturduğu için çok geniş hürriyetler, hazımsız bir demokrasi olacağı için vekilleri seçim hileleri ile halka kabul ettirildi.
- Fıtrata ve hayat gerçeklerine zıt kanunlar dayatıldı.
- Batı toplumunda halk burjuvası vardır. Oysa bu bizde yoktur. Bizdeki mütevekkil ve kayıtsız, fedakârlıktan mahrum memur sınıfı batıdaki aristokrat sınıfı gibi sorumluluk ve bilinç taşımaz ki devlet de onların misyonunu eda etsin.
- Sosyal yapı kanunlarla değişmez (Hala anlaşılmış değil dil tartışmaları). İslam’da imtiyaz şahsi ve menfiden değil, ilim ve Allah korkusundan gelir. Bu da baskı ve zulüm getirmez. Batıda, ise kanlı sınıf ve mezhep çatışmaları vardır.
- Batıda üstünlüğün ölçüsü olmadığından aynı sosyal seviyedeki insanlar farklı sınıflara yükselenleri eşitsiz sayarlar, değiştirmek isterler. İmtiyazlı sınıf ise direnir.
- Demokrasi; aristokrasi ayrımı olan batının eşitlik anlayışıdır. Bizde aristokrasi yok ki böyle bir hürriyet arayışı olsun.
- Osmanlı ırk, dil, millet olarak o kadar farklıdır ki böyle bir yapıya Avrupalının aklı ermez. Bu birlik İslam birliğidir.
- Avrupa’da ise birbirine benzer unsurlar asırlar sonra ancak birlik sağlamışlardır. Onların yapısına uygun bir meşrutiyet bizim yapımızı dağıtmak demektir.
- Taklitçilik milli ve batılı diye ayrım getirdi. Özellikle adliye ve eğitimde bütün problem, meşrutiyet dahil ne istersek hep aşırıya kaçmamızdır.
- Sultan Hamit’i şartlar öyle olmaya zorlamıştır. Meşrutiyet meclisi ise mutedil ve makul insanlardan yoksundur. Meclis tecrübesiz ve bilgisiz, milli his ve hayallerle dolu ihtilalcilerden oluşmaktadır.
- İttihat ve Terakki de taklitçiliğin kurbanı olmuştur. Her dönemde en mesuliyetli olanlar aydınlar ve tecrübelilerdir.