H A L K I N S E S İ G A Z E T E S İ VE DR. FAZIL KÜÇÜK
01 Ocak 1970
Kıbrıs Türk Basın Tarihi’nin en uzun ömürlü gazetesi,Halkın Sesi Dr.Fazıl Küçük önderliğinde 14 Mart 1942’de, aynı zamanda Dr.Küçük’ün doğum günü olan ve Tıp Bayramı olarak takvim yapraklarında yerini alan bir tarihte yoluna başladı ve ilk sayısında belirtilen şu maddelerle yayım politikasını sürdürdü:
· Türk Toplumu’nun haklarını korumak,toplumun dertlerini dile getirmek,
· Bağımsız olmak,
· Sömürge idaresi ve Rum engelleri ile mücadele etmek,
· Anavatan sevgisini ve ona bağlılığını idame ettirmek,
· Memleketteki sanat hareketlerini destekleyip teşvik ettirmek.
Yayım politikası yanında ele alacağı konular da ilk sayısında açık bir dille ve kesin çizgilerle belirtildi ve şöyle yazıldı:
Okulların kayıtsız şartsız Türk Toplumu’na devredilmesi,
Evkafın kayıtsız şartsız Türk toplumuna bırakılması,
Müftülük makamının kurulması,
İslam Kanunları ile yürütülen mahkemelerin,Anavatan’nın kabul ettiği Medeni Kanunlarla yürütülmesi,
Miras,vesayet kanunlarının Anavatan’nın kabul ettiği mahkemelere dönüştürülmesi.
Gazete ilk çıktında iki sayfa olarak okuyucularına hizmet vermeye başlamıştı.Pazartesi hariç,her gün sabah dağıtımı yapılan gazetenin bedeli ise o yıllarda 20 kuruştu. Bugün ise günlük olarak yayımlanan ve hiçbir siyasi partiye bağlı olmadan,Atatürk ilke ve inkilapları doğrultusunda ilerleyen gazete,40 sayfadan oluşmakta ve 700.000 TL’den satılmaktadır.
62 yıl boyunca yayım politikasından ödün vermeden Kıbrıs Türk basınında yer edinen ve bu anlamda “Kıbrıs Türk Basını”nın en uzun ömürlü gazetesi olmayı başarmıştır.
Dr.Fazıl Küçük’ün ölümünden sonra oğlu Mehmet Küçük gazeteyi devraldı ve babasının çizgisinde,yayım politikasını değiştirmeden Halkın Sesi’ni bugünlere getirdi.Yaklaşık 1 yıl öncesine kadar da bu görevi sürdürdü ve yerini kızı Selen Süheyla Küçük’e bıraktı.Dr.Fazıl Küçük ve Halkın Sesi’yle birlikte gazetecilik hayatına başlayan ve bugün Kıbrıs Türk basınında yer edinmiş kişiler arasında, yıllardan beri ekmek parasını sadece gazetecilik yaparak kazanan Akay Cemal muhabir olarak başladığı gazetede bugün genel yayın yönetmeni olarak çalışmakta.
Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Akay Cemal, yayın yönetmeni Emin Akkor, müessese müdürü Gülay Şah, matbaa müdürü Hasan Özarın, bilgi-işlem sorumlusu Sona İbrahimoğlu, ilan-reklam sorumlusu ise Perihan Tuğbay.
Bünyesinde 30 elemanı barındıran ve dağıtımı YAYSAT ve Birleşik Basım Dağıtım tarafından yapılan gazetenin tirajı günlük 3000’dir.Gazetenin basımı ise Halkın Sesi Tesisleri’nde yapılmaktadır.
“HAKKIN SESİ ve HALKIN DİLİ” sloganını yıllardır koruyan gazetein dört sayfası magazin haberlerinden, üç sayfası da spor haberlerinden oluşmaktadır. Gazetede bugün yirmi yazar, köşelerinde okuyucuya hitap ediyor. Gazetenin pazar günleri 8 sayfadan oluşan Pazar Kahvesi eki de var.
Çok uluslu finansman kaynaklara dayanan büyük ölçekli yatırımların ve ileri teknolojinin ürünü değildir Halkın Sesi.Demokrasinin ve Atatürk ilkelerinin savunucusu olaak bağımsız yoluna devam etmektedir.
Lefkoşa, Girne Caddesi üzerinde bulunan DR.Küçük Müzesi’nin yanında bulunan gazete internet üzerinden de haberleri günlük olarak okuyucularına aktarıyor.
Halkın Sesi’nin tarihine baktığımız ve DR.Küçük’ün anılarını okuduğumuz zaman gazenin o yıllarda çok zor şartlarla ayakta kaldığını ve bugünlere geldiğini görmekteyiz. Halkın Sesi Gazetesi ilk kurulduğu dönemde gazetelere baskı kağıtları hükümet tarafından veriliyordu ve gazete de zaman zaman hükümeti eleştiren yazılar yayımlıyordu.Bunun üzerinde gazeteye kağıt vermeyi durduran hükümet zorunlu olarak gazenin bir süre çıkmamamasını sağlamıştır. Ancak Dr.Küçük azimli davranarak gazetenin yeniden çıkmasını sağlamıştır.
Halkın Sesi kurulduğu günlerde,Dr.Fazıl Küçük önderliğinde Türk halkının önderlik bayrağını yüklenmiştir.Bir yandan İngiiz’e karşı savaşım verilip gazewte durmadan İngiliz Valisi’nin emriyle durmadan kapatılırken;diğer yandan da Rumlar’ın Enosis girişimlerine karşı hem basın hem de politika yoluyla bir savaşım sürdürmüştür.Ve bu savaşım sonucu Evkaf Türk idaresine bırakıldı,müftülük makamı kuruldu ve okullar Türk Toplumu’na devredildi.
Basın savaşını sürdürmekten yılmayan gazete,o yıllarda Kıbrıs Türkleri’nin sesini en güçlü ve kalıcı bir şekilde duyuran,Enosis’e karşıu en sert kavgayı veren bir gazete olarak Kıbrıs Türk Basın Tarihi’ne adını yazdırmıştır.
Kıbrıs’ın yayım hayatını sürdüren en eski gazetesi olan Halkın Sesi bugün 62. yayım yılına girmenin mutluluğunu ve kıvancını yaşıyor.38 yıldır gazetecilik yapan HALKIN SESİ GAZETESİ’nin Genel Yayım Yönetmeni Akay Cemal,Dr.Küçük’ün izinden ayrılmayan HALKIN SESİ’nin bugün bile etkinliğini sürdürdüğünü,yazılarla bunun kanıtlandığını belirtmektedir.Gazetede o yıllardan beri “GÖRÜŞ” adlı köşesinde Kıbrıs Türkü’ne seslenen Akay Cemal,62. kuruluş yıldönümünde “BİR MEŞALE HALKIN SESİ” isimli yazısında şöyle diyor: “...Halkın Sesi’ni kısmak için her türlü yönteme Başvurulmuş,her türlü zorluk çıkarılmış,Halkın sesi ile birlikte Kıbrıs Türk toplumu da sindirilmek istenmiştir.Ancak sinmek,teslimiyetçi olmak,sömürge idaresine yalakalık etmek,Doktor’un karakterinde yoktu...Geride kalan 61 yılda kimler geldi kimler geçti diye düşünürken,bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor.Çünkü burası bir okul,bir üniversite,bir meşaledir.Elden ele dolaşan ve yükselen bir meşale.”
1942’lerden 1990’na kadar geçen dönem içinde Kıbrıs’ın toplumsal ve siyasal yaşamı pek çok sınavlardan geçmiş ve bu süreç içinde HALKIN SESİ varlığını korumuş, etkinliğini sürdürmüştür.
Bazı dönemlerde haftalık olarak da yayınlanan HALKIN SESİ Gazetesi, günü gününe olayları Kıbrıs Türkü’ne sunmayı her zaman başarmıştır. Gazetenin kurucusu ve sahibi olan Dr. Küçük, kendisini gazeteciliğe iten nedenleri, anılarında şöyle anlatır:
“...Yıl 1942...SÖZ Gazetesi sahibi Remzi Bey, 25 yılını verdiği mücadelenin yorgunluğu ile hasta düşmüştü. Türkiye’ye götürüldü. Tedavisine devam edildiyse de maalesef gözleirni kapamış, gazetesiz kalmıştık. Masum Millet Gazetesi çok daha önce kapanmıştı. Bir gazeteye büyük ihtiyaç duyulduğu gülerdi. Avrupa ateşler içinde yanıyordu. Radyoların verdiği haberlerden başka bir şey öğrenmenin olanağı yoktu. Ada içinde olup bitenlerden Türk tarafı tamamen habersizdi. Karanlıklar içinde yüzüyorduk. Savaş yıllarında yeni bir gazete çıkarmanın kolay olmayacağını düşünenler haklı olarak atılmıyorlardı ortaya. Zaten bizim tarafta çalışan, elle dizilen iki iptidai matbaadan başka birşey yoktu.
Bu sıralrda Türkiye Cumhuriyeti Konsolosu Recep yazgan bana, bir yemekte neden ortaya atılmadığımı sormuştu. Düşünmemiş değildim ama, bir numaralı İngiliz aleyhtarı olarak tanınan bir kişiye izin verilmeyeceğini bildiğimden girişimde bulunmayacağımı söylediğimde, ‘tecrübe bi şey kaybettirmez’ deyince, ertesi gün müracaatımı hazırlamış, müsteşarlığa müracaat etmiştim. Günler geçiyor, ne bir ses, ne bir seda. Bir hatırlatma mektubu daha yazdım. Yine cevap yok. Radevu talebinde bulundum, müsteşar yardımcısı, ‘müsteşar hazretleri meşgul’ deyip telefonu kapattı.
Teşebbüsümü öğrenen arkadaşlar beni her gün sıkıştırıyor, bir an evvel işe başlamamda ısrar edip duruyorlardı.
Davet beklemeden müsteşarlığa uğradım. Özel kalem müdürünü görüp, özel olarak görüşmek istediğimi söyledim. Randevum olup olmadığını sordu, ‘yoktur ama burada bekleyebilirim’ dedim. ‘O halde biraz bekleyin’ dedi. Bir paket sigarayı bitirdim. Dakikalar değil; saatler geçiyordu. Bir haber yoktu. Sabahın saat 9:00’undan başlayan bekleyiş, saat 13:00’e yaklaşmasına rağmen son bulmuyordu. Daire saati sona ermişti. Müsteşar Hazretleri odasından çıkarken karşısına dikilerek kendimi tanıttım. ‘Gazete izni için bekliyorsunuz değil mi?’ dedi, başımı evet anlamında sallayınca, ‘gel içeri bakalım’ diyerek masasının önüne götürdü.
‘bak’ dedi, ‘bugün İngiltere çok büyük gailler içinde çrpınıp duruyor. Sizin kim olduğunuzu biliyorum. Başımızda bin dert varken bir de seninle uğraşamayız’ diyerek, kalkıp odasından çıktı.
Eve döndüğüm zaman çok büyük üzüntü içindeydim. Ümit kalmamıştı. Ertesi gün kliniğimin telefonu çalınca kulaklarıma inanamaz oldum. Bir ses, ‘hemen geliniz, müsteşar hazretleri sizi görecek’ diyordu.
Hastaları kenarda bırakıp yıldırım süratiyle dairesine koştum.
Müsteşar bana ‘çok düşündüm. Kimliğini biliyorum. Dosyan epeyce kabarık. Diğer taraftan Türk toplumunu da gazetesiz bırakmak istemiyorum. Ama şartlarım var. Böyle nazik bir zamanda hükümeti boş yere meşgul etmeyeceksin, bizlere yardımcı olmasan bile, kamuoyunu alet olarak kullanmayacaksın. Gidebilirsin.’
Ayrıldım ve birkaç gün sonra Halkın Sesi’ni çıkartmak istediğimi bildirmiştim....”
Dr. Küçük, anılarında gazetenin adını neden “Halkın Sesi” olarak seçtiğini anlatırken, Lefkoşa’dan iki mil uzakta olan köyü Ortaköy’ün türlü sorunlarla iç içe bulunduğunu belirterek, ilkokul sıralarından beri köyde yaşayan insanlardan duymaya alışkın olduğu ‘halkın sesini işiten, duyan yok’ sözlerinin kendisini çıkartacağı gazetenin adının Halkın Sesi olmasına teşvik ettiğini yazdı.
Girne’deki Milli Arşiv’de bulunan HALKIN SESİ ciltleri incelendiğinde, gazetenin 1950’lerden 1970’lere kdar olan sayılarında Kıbrıs Türk halkının verdiği mücadelenin izlerini bulmak olasıdır.
HALKIN SESİ 1950’den 1954 yılına kadar 2 sayfa olarak yayınlanmış olup, 35x52 cm. Ebatlarında, 6 sütuna inen sayfalarda mizampaj özellikleri uygulanmaya çalışılmıştır. 1950 yılında fiyatı 1 kuruş olan HALKIN SESİ’nin birinci sayfasında zaman zaman resimli haberler yer almakta, Hakkı Süha imzalı yazıların yanında, önemli günlerde Dr. Fazıl Küçük’ün baş yazıları dikkati çekmektedir.
1954 yılında 5,5 santime inen klişe başlıkta “HALKIN SESİ, HAKKIN SESİ VE HALKIN DİLİDİR” mesajıyla yayınlanan gazete, kuruluşunun 13. yılında 4 sayfaya çıkmıştır. 28x45 ebatlarındaki sayfalara içerik olarak eklemeler yapılarak, 2. sayfada Kıbrıs’tan çeşitli haberleri veren Memleket Haberleri Köşesi 2 sütuna inerken, ikinci sayfanınj sol üst tarafında YAVUZ imzalı “Günün Cilveleri” başlıklı köşe yazısı mutlaka yer almaktadır. 1954 yılında 4. sayfaya spor eklenmiştir. Bu yılda çeşitli ilanların varlığı göze çarparken, fiyatı 14 kuruş olan HALKIN SESİ’nin birinci sayfasında genellikle Türkiye’den haberler verilmiştir.
1955 yılında HALKIN SESİ yine 14 kuruş olup, 5 sütuna inen sayfalarının ebatı 28x45 cm’dir ve yine 4 sayfa olarak yayınlamtadır. Spor sayfası kaldırılmış ve çeşitli haberlerin yer aldığı bir sayfaya dönüştürülmüştür. 2. sayfada yine YAVUZ imzalı “Günün Cilveleri” başlığıyla köşe yazısı, 3. sayfada 3 sütuna inen İç Haberler Köşesi yer almaktadır.
1956 ve 1957 yıllarında HALKIN SESİ içerik olarak aynı olmakla birlikte, sayfaların sütun syısı 6’ya çıkarılmıştır. 1958 yılında içerik olarak büyük bir değişiklik olmamasına rağmen, 4,5 cm. Olan klişe başlık kırmızı-siyah olarak düzenlenmiş, sayfa ebatı 32,5x50,5 cm. olarak değişmiş ve 7 sütuna inen sayfalara, yılın yarısından sonra yine spor haberleri eklenmiştir.
1959 yılında 6 sayfaya çıkarılan HALKIN SESİ sayfaları 7 sütuna işlenirken, 4. sayfa Sanat Sayfası olarak ayrılmış, 3. sayfada genel haberler verilmiştir. Klişe başlık 3,5 cm’e indirilmiş ve 7 Ağustos 1959’dan sonra yine 4 sayfaya dönüştürülmüştür.
1960 yılında klişe başlık yeniden 5 sntime çıkarılırken, 4 sayfa olan gazete, 8 sütun olarak işlenmeye başlanmıştır. 1959-1960’lı yıllarda, daha çokresimli haber verlirken Dünya’dan haberler ağırlık kazanmıştır. 1970 yılında 4 sayfa olan HALKIN SESİ’nin, 8sütuna inen sayfalarında gerek haberlerin içeriği, gerekse mizampaj özellikleriyle çağa ayak uydumaya çalıştığı dikkat çekmektedir. Bu özellikler 1979 yılının Ağustos’una kdar böyle sürmüş ve bu dönemde gazete tabloid boya indirilmiş, sayfa adeti çoğaltılmıştır.
Kıbrıs’ın yayın yaşamını sürdüren en eski gazetesi olan HALKIN SESİ bugün 62. yayın yılına girmenin mutluluğunu ve kıvancını yaşıyor. 40 yıldır gazetecilik yapan HALKIN SESİ GAZETESİ’nin genel yayım yönetmeni Akay Cemal, Dr. Küçük’ün izinden ayrılmayan HALKIN SESİ’nin bugün bile etkinliğini sürdürdüğünü, olaylarla bunun kanıtlandığını belirtmektedir. Halkın Sesi Gazetesi’nin genel müdürü Selen Süheyla Küçük, yayım yönetmeni Emin Akkor, Yazı İşleri müdürü Levent Özadam’dır.
Halkın Sesi tesislerinde basılan gazetenin Londra’da da bir temsilciliği vardır.
Dr. Fazıl Küçük’ün ilk yazısından bugüne kadar aradan çok zaman geçti. Ama HALKIN SESi, kurucusunun ilk gün yazdığı ilklerden bir gün bile ayrılmamanın sevinci içinde, ayakta kalmaya çalışıyor. İşte Dr. Fazıl Küçük’ün “Sayın Halkımızın Yüksek Huzurunda” başlıklı yazısından bir bölüm:
“...Söz artık yaşamıyor. Memleket dilsizdir. Biz Türk Cemaati, dünyanın bu karışık ve karanlık günlerinde etrafımızda olup bitenlerden habersiz boşluk içndeyiz. İşte bu büyük noksanlığı düşünerek huzurunuza çıkıyorum. Memleket, bize kendisine borçlu olduğumuz vezifeleri ödememizi emrediyor.
Yine herşeyden önce biliyoruz ki, bizi de merhum Remzi Okan gibi haksız hücumlar, iftiralarla kirletmeye çalışacak olanlar bulunacak belki de daha ileriye giderek, tahmin edemeyeceğimiz isnatlar yapıalcak, fakat her ne olursa olsun, bunlar önümüzde katiyen engel teşkil etmeyecektir.
Biz nazarımızı mazinin köhne fikirlerinden değil; bugünün ve yarının yeniliklerine çevirömiş bulunuyoruz. Bozguncularla, bize engel olmaya çalışacak olanlarla uğraşmaktan usanmayacağız, korkmayacağız. Cemaati kemiren dertleri ortaya atıp onların tedavisiyle meşgul olmak istiyoruz. Çünkü acı da olsa, itiraf etmeliyiz ki, biz itimai sahada kıys kabul etmez bir gerilikteyiz. Dünya milletlerinin yorulmadan usanmadan kurdukları sayısız teşkilatlardan habersiz kaldık, yahut görmek istemedik. Onları saadete kauşturan kalkınma gayretlerini takdirle değil; alay derecesinde seyredip, onları taklit etmekten kendimize bir şerefsizlik, izzet_i nefsimizi rencide edecek bir keyfiyetle addettik...”
64. yılına giren HALKIN SESİ Kıbrıs Türk basınının en seçkin, en uzun ömürlü gazetesi olarak, Kıbrıs Türkü’nün mücadelesinde etkin bir rol oynamıştır ve bu görevinin bilinci içinde yayın yaşamını sürdürmektedir.