Hindistan’da, Bâbürlüler Devleti hükümdarlarından. Cihangir Selim Şahın oğludur. 1592’de Lahor’da doğdu. Sarayda iyi bir tahsil gördü. Şehzâdeliği, önemli devlet hizmetleriyle geçti.
Ağabeyi Hüsrev Han meselesinden dolayı babasına karşı geldi. Askerinin çokluğuna ve babası tarafındaki kumandanların, kalpten kendisine bağlı olmalarına rağmen zafer kazanamadı. O zamanın büyük âlimi İmâm-ı Rabbânî’ye giderek, muvaffak olmasına duâ etmesi için yalvardı. Büyük İmâm (kuddise sirruh) babasına karşı gelmesine mâni olup, nasihat etti:
“Babana git, elini öp, gönlünü al! Yakında vefât edecek, saltanat sana kalacaktır” diye müjde verdi.
Şah Cihan, emirlerini dinledi ve arzusundan vazgeçti. Az zaman sonra, 1637’de, babası vefât edince, Agra’da “Ebü’l-Muzaffer Şihabüddîn” unvanı ile Bâbürlü tahtına çıktı.
1630 senesinde Nizamşahları itaat altına aldı ve Darur şehrini ele geçirdi. Ertesi sene Devletabad’ı da alarak Nizamşahları ortadan kaldırdı. Şiî Kutubşahlar üzerine yürüyerek, hutbede dört halifeyi zikretmeleri ve vergi ödemeleri şartıyla anlaşma yaptı. Ahmednagar’ı ele geçirdi. Golkonda ve Brezpur gibi Güney Hind Sultanları, Bâbürlü hâkimiyetini tanıdılar. Böylece, devletin otoritesini Hindistan’da tamâmen sağladı.
Bayındırlık işlerine ehemmiyet vererek, tarımın gelişmesini temin etti. İngiliz, Portekiz ve Hollandalılara karşı ülkenin menfaatlerini korudu. Delhi şehrini îmâr etti ve genişletti. Kale, saray, câmi, mescit ve türbeler yaptırdı. Hanımlarından birinin Agra şehrindeki mezarı üstüne yaptırdığı Tac Mahal denilen, sanat değeri çok fazla ve süslü türbe, Türk mîmarlık târihinin önemli eserleri arasındadır.
Şah Cihan, 1657’de hastalanınca, oğulları arasında taht kavgası başladı. Evrengzib Âlemgir Şah adındaki oğlu, kardeşlerine karşı üstünlük sağladı ve babasını tahtından indirerek, 1658 senesi Temmuz ayında, Agra’da sultanlığını îlân etti. Şah Cihan, Agra şehrinde sekiz yıl daha yaşadı. 75 yaşında vefât etti. Tac Mahal’de, eşinin yanında toprağa verildi (1666).