Sorular... sorular
Rauf TAMER 01 Ocak 1970
Katil mi, fail mi, şimdi adına zanlı diyorlar, her ne ise... Kafasındaki beyaz bere’yi yolda niye atmadı?
Hadi onu atmadı ama suç âleti’ni niye yok etmedi?
İstanbul’un yabancısıdır. Taksim Meydanı’na bıraksan nereye gideceğini şaşırır.
Peki, Pangaltı’nı Osmanbey’i
nasıl buldu?
Nasıl eliyle koymuş gibi AGOS Gazetesi’nin kapısını çaldı?
Diyelim ki bunu becerdi, çünkü cinayetten evvel “Şişli’ye nasıl gidilir” diye sormuş olabilir.
İyi ama cinayetten sonra nasıl kaçtı? Hangi yola saptı? Birisi yardım etmediyse rotayı nasıl çizdi?
İzini kaybedip, 30 saat sonra Samsun’a ulaşacak kadar profesyonel ama cebindeki tabancayı ve beyaz bere’yi unutacak kadar amatör, öyle mi?
Benim aklım almadı.
Bin km öteden İstanbul’a gelecek, sonra işini görüp otobüsle geri dönecek...
Vallahi maç seyretmeye gelse bile bu kadarını beceremez sanırım.
Verilen bilgilerde bir yanlışlık olmalı.
Ne demek istiyorum?
Hiç.
Herkes kendine göre bir senaryo yazarsa, kafalar da böyle karışır işte,
Hrant Dink’le sanki randevusu varmış gibi kaldırımda hemen karşılaşıvermesi de ne büyük tesadüf...
Samanlıkta toplu iğne aramış.
Ve bulmuş, öyle mi?