« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

23 Oca

2007

Lumpen cehennemi

Engin ARDIÇ 01 Ocak 1970

Eskiden tetikçileri yetiştirme yurtlarından seçerlerdi; anasız babasız, kimsesiz, sokakta bulunmuş, cami kapısına bırakılmış, çamurun içinden, çukurun dibinden gelmiş zavallı çocuklar, ilgiye sevgiye aç yaşıyorlar... “Yaşlı bir amca” bunlara sokulur (kurcalayınca emekli falan çıkarlar), şeker verir, harçlığını öder, başını okşar, bayramlarda dışarı çıkarır gezdirir, babalık eder, çocuk büyüyünce de amca kimi vur dese vurur... “Medyun-u şükran” konumundadır...

Artık buna gerek kalmadı, çünkü milyonlarca sorunlu ve kafasız köylü var ortalıkta.

Dengesiz, hapçı, çulsuz ve beyinsiz. Eğitim yok. Görgü yok. Bilgi yok. Beceri yok. İş yok. Bir işe girebilecek donanımı da büzüğü de yok. Para da yok. Cebine iki bin lira koyarsan iki bin kişiyi temizler.

Bunlar cep telefonu ve Internet de severler her genç lumpen gibi, “kafelere mafelere” takılırlar, hiçbir imla kuralı bilmeden başı sonu belirsiz cümlelerle “blog” mlog da yazıp gönderirler sağa sola... (Birtakım İstanbul eşekleri bu mektupları “yorum” adı altında yayınlamayı iş edinirler, çünkü “tık alacaklardır” tiraj alır gibi)... Hep bunalımdadırlar... Sonra arkadaşları gene bir yaşlı amcayı tanıştırırlar kendisiyle, amca onu alır biryerlere getirir götürür, bir çevre oluşur... Sonra ufak ufak “gaz verilmeye” başlanır kendisine... Vatan ve millet tehlikede...

Kemal Tahir’in deyimiyle “ruhunda artakalmış vahşet hissinin” de yardımıyla silahla da tanıştırılır... Adam yerine konulduğunu sanacak, sevinecektir.

Eskiden “yakalanırsa deli numarası yapma” eğitimi alırdı, artık buna da gerek kalmadı, çünkü zaten psikopat.

Büyük bir iş başaracağına inandırılıyor, “yakalanırsa içeride bakılacağı ve korunacağı” söyleniyor, zeki bir psikopat çıkarsa kendi adamları tarafından öldürülmemek için gerekli önlemleri alıyor, düz budala çıkarsa fazla yaşayamıyor...

Çoğunuz bunların “örgütte kadrolu” olduklarını falan sanırsınız, oysa Talat Paşa’nın doksan yıl önce İttihat ve Terakki tetikçileri için söylemiş olduğu gibi “kenef kâğıdıdır bunlar, kullanıldı mı yallah kubura”...

Yani kimse bunlara “gel örgüte ayda şu kadar maaşla kaydını yapalım, kod adın Ajan XY009 olsun, işte güzel kadınlar da seni bekliyor” falan demez.

Hangi büyük ve kirli oyunda kimin tarafından hangi pisliğe batırıldıklarını anlayamadan hem birilerini harcarlar, hem de kendileri harcanır giderler. Sonuçta pislik temizlenir ama o pisliğin “temizlediği” hayat da söner.

12 Eylül öncesini hatırlarsanız (Sibel Kekilli hariç, o “1980 yılında Türkiye’de gerçekten darbe mi oldu” diye sormuş), aynı tabanca sabah bir sol eylemde, öğleden sonra bir sağ eylemde ateşleniyordu...

Topkapı Garajlar’da taşra otobüsünden inen çemiş çocuğa ilk önce kim yanaşır da cebine o zamanın parasıyla iki yüz lira koyarsa çocuk o taraftan oluyordu...

Ve yüzüne bakılmayacak kadar gudubet ve zavallı köylü kızları da kim kendilerini ilk kez kadın yerine koyarsa onun eylemlerine koşuluyorlardı...

Ve bir gazeteciyi vuran da “Türkiye’de demokrasinin yaygınlaşması için vurdum” diyebiliyordu...

Birtakım lumpenlerin de elbette “kanına dokunacaktır” birtakım şeyler şimdi.

Hücre sistemiyle örgütlenildiği, güvenlik kalkanlarının kademeleri iyi kurulduğu için de, “kahvehane düzeyinde azmettiren” belki bulunacaktır ama daha yukarıya gidilemeyecektir. Bu arada kıçından sallarsın: CIA yapmıştır, MOSSAD yapmıştır, iç ve dış düşmanlarımız vardır, cart curt.

Unutmayalım, araştırma sonuçlarına göre her dört vatandaşımızdan biri sinir ya da ruh hastasıdır ve ülkemizde eğitim düzeyi ortalaması da ilkokul üçüncü sınıftır.

Bazı “ulusalcı” arkadaşlar, bu durum da kanlarına dokunduğu için, bu düzeyin ilkokul üçüncü sınıf olmadığını, ilkokul dördüncü sınıf olduğunu gururla dile getiriyorlar!

Ziyaret -> Toplam : 125,31 M - Bugn : 64269

ulkucudunya@ulkucudunya.com