Derin devlet
Serdar TURGUT 01 Ocak 1970
Kennedy’nin öldürülmesi süreci ‘Derin devlet’ klasiklerinden bir tanesidir. Filmde, ABD Başkanı’nın öldürülmesi gibi kritik bir kararın devletin içinde nasıl alındığını görürsünüz
DIGITURK güzel bir zamanlama yaparak ‘Derin devlet’ kavramının tartışıldığı bu dönemde, Oliver Stone’un ‘JFK’ adlı filmini yayına soktu. ‘Derin devlet’in nasıl bir şey olduğunu ve nasıl çalıştığını merak edenlere çok iyi eğitim verecek nitelikte bir filmdir bu. Hatta ‘Derin devlet personeli yetiştirme merkezi’ diye bir şey varsa bu hayatta, JFK oradaki derslerde yardımcı film olarak bile gösterilebilir. Kennedy’nin öldürülmesi süreci ‘Derin devlet’ klasiklerinden bir tanesidir. Filmde, ABD Başkanı’nın öldürülmesi gibi kritik bir kararın devletin içinde nasıl alındığını, bu kararın yüksek sesle ifade edilmeden üzerinde nasıl anlaşma sağlandığını görürsünüz. Karar resmen alınmaz ve alınan kararı kimse açıkça ifade etmez. Çünkü daha sonra soruşturmalar açılınca herkes gönül rahatlığıyla ve daha da önemlisi inandırıcı olarak bir komployu ve sorumluluğunu inkâr edebilsin diye.
Daha sonra ölüm kararını uygulayacak kişi ya da kişilerin nasıl seçilip, beyinlerinin yıkandığını, devlet içi bağlantıların ortaya çıkmaması için nasıl paravan şirketler kurulduğunu, Miami Üniversitesi’nin nasıl operasyon üssü olarak seçildiğini, olay Küba ile bağlantılıymış izlenimi vermek için Kübalıların operasyon hazırlığında nasıl görevlendirildiğini görüyorsunuz.
Bu suikastı, olay yerinde bulunan Zapruder adlı bir amatör, Başkan’ı görüntülemek isterken baştan sona kadar filme aldığından Kennedy’nin öldürülmesi olayını tüm dünya seyretti. Daha sonra açılan soruşturmalar sürecinde de durmadı ‘Derin devlet’. Süreç içinde Martin Luther King ve Robert Kennedy de öldürüldü.
Kennedy’nin öldürülmesi kararı onun Vietnam Savaşı’na devam etmeme eğilimi içine girmesi üzerine alındı. O savaşın sürmesi Amerika’nın çıkarına uygundu diye düşünüyordu kararı alanlar ve yoldaki engeller de Başkan olsa dahi bir bir temizlenecekti. Nitekim Başkan Kennedy öldürüldükten hemen sonra Dallas şehrine gitmek üzere yola çıkan Başkan Yardımcısı Lyndon Johnson uçakta alelacele yemin ettirilerek Başkan ilan edildi ve o da beklendiği gibi savaşa devam kararını aldı. Kennedy’nin önceki tüm kararlarını hemen iptal etti. ‘Amerikan derin devleti’ de rahat bir nefes aldı.
Ben Başkan Bush’un yönetime getirilmesi kararının daha Kennedy’den kurtulunma operasyonu sürecinde çoktan alınmış olduğunu düşünüyorum. Kennedy barıştan yana bir Katolikti. ‘Amerikan derin devleti’ bu karışımı taşıyan bir insana devleti bir daha teslim etmeme kararını o dönemde aldı. Amerika’nın savaşmayan bir başkana hiçbir zaman ihtiyacı olmayacaktı. Bu nedenle seçimi aslında kazanan Al Gore’un elinden Başkanlık türlü oyunlarla alındı ve Bush’a verildi. Biliyorsunuz o Al Gore şu aralar global ısınmaya karşı savaş veriyor.
Bu konuları cesur biçimde anlatan Oliver Stone’daki değişim de bir tür ‘Derin devlet operasyonu’ olarak görülebilir. Dünya Ticaret Merkezi’nin uçak saldırısıyla yıkılması gibi komplo teorilerine son derece uygun bir olay hakkında film yapan Oliver Stone, filmde kendisinden beklenilenin aksine hiçbir açıklama girişiminde bulunmadı. Sadece o olaydaki itfaiyecilerin kahramanlığı üzerine kurdu filmini. İnsan değişimi görünce ‘Acaba derin devlet Oliver Stone’la da konuştu mu’ diye düşünmeden edemiyor.