Demokrasi gibi derin devlet de Türk icadı değil...
Mehmet BARLAS 01 Ocak 1970
Sovyet döneminde Moskova'yı ziyaret eden bir Batılıyı, büyük büyük portrelerin sergilendiği bir müzeye götürmüşler. Rehber portrelerdeki kişilerin kim olduğunu anlatmaya başlamış:
- Bu radyoyu bulan İvan, bu ampulü bulan Leonid, bu telgrafı bulan Lavrof, bu uçağı bulan Mihail...
Batılı ziyaretçi itiraz etmiş:
- Ama radyoyu Marconi, ampulü Edison, telgrafı Morse, uçağı Wright Kardeşler bulmadı mı?
Rehber cevap vermemiş. Resimlerin önünde yürümeye devam etmişler ve en büyük portrenin önüne gelmişler. Batılı ziyaretçi " Bu kim " diye sormuş. Rehber gülümsemiş:
- Bu da bütün bu isimleri bulan Vladimir, diye cevap vermiş soruya.
İçe dönük yaşadığınız ve kitaplarla fazla ilginiz olmadığı takdirde, sizler de her şeyin Türkiye'de icat edildiğini sanabilirsiniz. Siyasi sisteminizi ve temel yasalarınızı Batı'dan aldığınız halde, demokrasiyi de ve hatta " Derin devlet "i de Türk icadı sanabilirsiniz.
INVISIBLE GOVERNMENT
Totaliter ve otoriter rejimlerde, " Derin devlet ", devletin kendisidir. Devlet hukukun üzerinde olduğu, denetlenemediği ve eleştirilemediği için, " Koruma refleksi " gereği asar, keser, bastırır, susturur.
Demokrasilerde de devlet ve devletin kendini koruma refleksi vardır. Ama bazıları, seçilmiş siyasetçilerin devleti gereğince koruyamayacaklarını düşünürler. Ve hatta bazıları, seçilmiş siyasetçileri ve demokrasinin beraberindeki farklılıkları da, devlet açısından " Tehdit " olarak görür. Bu şekilde hukuk ve denetim dışı eylemlerle, devleti koruduklarını varsayarlar. İngilizce'de " Derin devlet " yerine " Invisible Government " kavramı kullanılır. Yani " Görünmeyen Hükümet " denilir buna. Bu konudaki temel kitaplardan biri olan ve Wise, David and Ross, Thomas B. tarafından yazılan " The Invisible Government "ı, Google'dan tam metin olarak indirebilirsiniz. (a.g.e. New York: Vintage Books, 1974.) Bu kitapta Amerikan derin devletinin, Kongre denetimi dışında dünyada koyduğu eylemler tanık ifadeleriyle anlatılır.
Bunun gibi eski Amerikan başkanlarından Eisenhower'in ünlü 1961 tarihli konuşmasında da " Military-Industrial Complex "in, Amerikan demokrasisini tehdit ettiği vurgulanır. Eisenhower'e göre teknolojinin yoğunlaşması, askeri harcamaların anlaşılmasını ve denetimini zorlaştırmış ve askerlerle savaş sanayicilerinin oluşturduğu birliktelik, ülkenin kaynaklarını, eğitimin, sağlığın aleyhine emmeye başlamıştır.
DE GAULLE
İngiltere'de derin devleti 007 Bond filmlerinde görürüz. Ama mesela 1960'larda İşçi Partisi iktidar olunca aralarında savaş kahramanı Mareşal Montgomery'nin ve bazı basın patronlarının da olduğu bir topluluğun, devleti komünistlerden kurtarmak için askeri darbe girişiminde bulunduğunu, dönemin İçişleri Bakanı ve sonraki Başbakan Callaghan'ın anlattıklarından öğreniriz.
Bunun gibi Cezayir'in Fransa'dan kopmaya çalıştığı 1950'lerin sonunda, kendilerini derin devlet sanan bazı generaller ve bürokratlar darbe yapmaya çalışmış ama Fransız devletinin kendini koruma refleksi, " En derin devlet "i yani De Gaulle'ü iktidara getirmişti.
Tabii ki bizde de demokrasiye geçildikten sonra bir " Derin devlet " oluştu. Bu derin devlet bazen seçilmişleri, bazen de düşünce akımlarını tehdit olarak gördü. Örneğin 28 Şubat dönemindeki " Andıç "ları, " Şeffaf devlet " mi yazdı ve gazetelerde yayınlattı? Bu andıçlarda hedef gösterilenlerden Akın Birdal öldürülmek istenmedi mi?
RUTİN DIŞI İŞLER
Veya dönemin Cumhurbaşkanı Demirel, Batman'daki kayıp silahlar için " Devletin bazen rutin dışı işleri olur " demedi mi?
Devlet tabii ki kendini koruyacak ve korumalı da. Ama aynı şekilde devleti, derin devletin eylemlerinden de korumak gerekir. Çünkü bu eylemler bazen devletle milleti karşı karşıya getirebilir. Bu konuyu tartışan Deniz Ülke Arıboğan, Akşam'daki yazısında seçenekleri, bizim de katıldığımız şu noktaya bağlamıştı:
- Derin devletten kurtulmanın iki farklı seçeneği bulunuyor. Ya demokrasinin ve sivil toplumun güçlenmesinin yollarını açmak ya da devletin totaliter sistemlerdeki devlet gibi davranmasına ses çıkartmamak. Her iki modelin de başarılı ve başarısız örnekleri var. Seçim bizim!