İhkak-ı hak
Resul TOSUN 01 Ocak 1970
Reyting rekorları kıran Kurtlar Vadisi dizisinin yeni versiyonunun birinci bölümünü seyrettim.
Verilen mesajlar gerçekten ürkütücü mesajlardı.
Devletin güvenlik güçleri ülkenin ve halkın güvenliğini temin edemiyor. Öte yandan hukuk müessesesi adaleti tesis edemiyor. Bunu gören kimi vatanperver insanlar hem güvenliği hem de adaleti temin ve tesis etmek için durumdan vazife çıkarıyorlar.
Dahası güvenliğinin temin edilmediğine ve adaletin tesis edilmediğine inanan mağdurlar da bu birilerini devlet yerine koyuyor ve de onları kurtarıcı gibi görüyor.
Bu mesaj halkın devletine ve hukuk müesseselerine güvenlerini zayıflatan ve farklı arayışlara sevk eden korkunç bir mesaj. Bu mesaj kendinde güç vehmeden herkesi durumdan vazife çıkarmaya sevk ve tahrik eden bir mesajdır.
Eskiler buna ihkak-ı hak derlerdi. Devlet senin hakkını koruyamıyorsa ve alamıyorsa sen korursun ve sen alırsın.
Tam da derin devlet tartışmalarının ayyuka çıktığı bir dönemde böyle bir dizinin başlamış olması anlamlıdır.
Anlamlıdır, çünkü tabii olan güvenliği devletin güvenlik birimlerinin, adaleti de hukuk müessesesinin temin etmesidir. Güvenlik güçleri içinde de hukuk müessesesi içinde yer yer görev ihmalleri ya da suistimalleri görülebilir. Bu durumda yapılması gereken ihkak-ı hakka yönelmek değil bu müesseseleri temizlemek ve onlara olan güveni yeniden tesis etmek ve güçlendirmektir.
Güvenlik güçlerimiz kendilerini zaafa uğratan unsurlardan süratle arınmalı ve aralarındaki güvensizliği giderecek uygulamaları kendileri talep etmelidirler. İç güvenliğin iki başlılığı ve görünmez rekabetleri ortadan kaldırılmalı, tevhid-i zabıta süratle tahakkuk etmeli ve vatandaşımız güvenliği konusunda tatmin olmalıdır.
Vatandaş güvenliğinden emin olmalı, güvenlik güçlerine güvenmeli ve ihkak-ı hak yolunun yanlış olduğunu bilinç altına yerleştirmeli. Daha doğrusu bu bilinci yerleştirmeliyiz. Devlet olarak yerleştirmeliyiz. Sivil toplum örgütleri olarak yerleştirmeliyiz. Kitle iletişim araçları, radyo, tv, gazete ve diğer yayın organları bu bilincin yerleşmesine yardımcı olmalıdır.
Aksi halde Kurtlar Vadisi ve benzeri diziler, ölmek ve öldürmek üzere yemin eden sıra dışı yapılanmaları tahrik eder. Bunun sonucu ise anarşinin, kaosun ve terörün ta kendisidir.
İşte bunun için ben Kurtlar Vadisi gibi yasadışı güç kullanımını teşvik eden dizileri ve yapımları son derece zararlı buluyorum.
Geçen sene yine yazmıştım yapılan filmlerin ve dizilerin bilinç altına olumlu mesajlar yerleştiren türden olmasını savunmuştum. Bu sene sevinerek gördüm ki yapımcılarımız bu istikamette de son derece başarılı prodüksiyonlara imza atmışlar.
Mesela Kanal D'de yayınlanan "Arka Sokaklar" isimli dizi, Kurtlar Vadisi'ndeki gibi adam öldürenlerin ve suç işleyenlerin kahraman olduğu bir dizi değil. Aksine adam öldüren ya da suç işleyen her kim olursa olsun, hangi şekilde cinayet işlerse işlesin devletin güvenlik güçlerinden kurtulamayacağı ve eninde sonunda güvenlik güçlerinin onları yakalayacağı mesajını veriyor. Ve her gün karalanarak adeta potansiyel suç örgütü gibi lanse edilen polisimizi hem suçluların üzerine cesaretle giden başarılı bir teşkilat olduğu hem de onların bizler gibi sevinçli ve hüzünlü anlarının olduğunu gösteren ve onları sevdiren bir dizi.
Dizinin hem senaryosunun hem de de rol alan sanatçılarımızın fevkalade başarılı olduklarının altını çizmek gerekir.
Kurtlar Vadisi'nin verdiği mesaj askere polise güvenme kendi hakkını kendin ara vatanını korumak için durumdan vazife çıkar mesajı iken, Arka Sokaklar dizisinin verdiği mesaj, sakın suç işlemeyin devletin polisinden kaçamazsınız mesajıdır.
Ben Arka Sokaklar dizisinden yanayım.
Dizilerin sansür yoluyla yasaklanmasından ziyade yapımcıların ülkedeki güvenliği ve huzuru düşünmelerini tercih ederim. Bu vesileyle ihkak-ı hakkı ve şiddeti özendiren diğer film ve dizilerin de ülkeye hizmet etmediklerinin altını bilhassa çizmek isterim.