« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

03 Tem

2007

Borsa yükselse ne olur?

Hasan Ünal 03 Temmuz 2007

Dünkü Hürriyet’in manşeti Başbakan’ın nasıl bir tehdit edilmişlik duygusu yaşadığını ortaya koymaktaydı. Genelkurmay Başkanlığı’nın 27 Nisan bildirisi üzerine borsanın yüzde on iki değer kaybetmiş olması Başbakan’ı fevkalade tedirgin etmiş. Dolmabahçe’de Yaşar Büyükanıt Paşa ile yaptığı görüşmede bu hususu dillendirmiş. Bidiri olmasa, borsanın bugünlerde elli bin puanı aşabileceğini ifade etmiş.

Başbakanın bu açıklamaları Türkiye’de AKP eliyle son yıllarda uygulanan ekonomi politikalarının ülkemiz için nasıl bir tehdide dönüştüğünü açıkça ortaya koyuyor. Sıcak para yoluyla oluşturulan sahte cennet bir taraftan yalancı bahar havası pompalarken; öte yandan da devleti yönetenlerin kabusu haline gelmiş durumda.

Şu günlerde seksen milyar doların üzerine çıkmış bulunan sıcak paranın yaklaşık elli milyar dolarlık kısmı borsada ve diğer kısmı da hazine bonolarında bulunuyor. Borsanın yüzde yetmişlik kısmı bu sebepten dolayı yabancı fonların elinde. Yani ortada Türk borsası diye bir kavram yok.

Türkiye hala reel olarak yüzde on iki ila on üç aralığında yüksek faiz verdiği için sıcak para geliyor. Adamlar bir yandan paralarına yüksek faiz kazandırıyorlar; öte yandan da örtülü kur çıpası dolayısıyla kurdan da kazançlı çıkıyorlar. Yani tam bir kaymaklı ekmek kadayıfı...

Türkiye, gelişmekte olan ülkeler arasında en yüksek cari açığı ve en yüksek reel faizi ödeyen ülke. İşte ekonomik başarı diye yutturulmaya çalışılan da bu. İthalat cenneti olmuşuz, kime ne??? Ülkede ara malı üreten fabrikalar kapanmış, AKP’nin nesine??? Zaten ayakta kalan karlı işletmeleri adamlar başarı diye yabancılara satmakla meşguller. Değerlenen Türk Lirası, bunun, üretim ve uluslararası rekabet ortamında yarattığı sıkıntılar vs... Bunların hiç birisi hükümeti ilgilendirmiyor.

Bütün bunlar işin ekonomik soygun düzeni tarafı. Ama bir de dış politika veçhesi var. Bütün dış politika çıkarlarımız bu sıcak para karşılığında rehine edilmiş durumda. Her hangi bir konuda hak ve menfaatlerimizden söz etmeye kalksak, hemen Başbakan, AKP polit bürosu, Türkiye’nin yabancılara peşkeş çekilmesinden büyük mutluluk duyan basın ve televizyonlar hep bir ağızdan haykırmaya başlıyorlar: ‘Aman ekonomik istikrar bozulacak’

Oysa ortada istikrar falan yok. Talan ve soygun düzeninde bir istikrar olduğu doğru. Haftada sadece bütçeden faize bir milyar dolar para veriyoruz ve buna rağmen yıl sonunda borcumuzun miktarı azalmıyorsa, istikrar bunun neresinde olabilir??? Üstelik bir de bu sıcak para ülkenin bütün dış politikasını teslim almışsa, buna AKP polit bürosundan başka kim istikrar diyebilir?

Düşününüz ki, Irak büyüklüğündeki bir ülkeye Amerika 2003 yılında saldırdı ve ordusunu dağıtarak ülkeyi bir kaç haftada teslim aldı. Ama son dört yıldır toplamda hemen hemen bir trilyon dolar para harcamasına rağmen nüfus olarak Türkiye’nin üçte biri büyüklüğündeki bir ülkeyi bütünüyle kontrol altına alamadı. Hatta Irak savaşını kaybettiğinden söz edilebilir rahatlıkla...

Buna karşılık yetmiş milyonu aşkın bir nüfusa, büyük bir orduya, dinamik bir üretim kapasitesine sahip kocaman bir ülke bütün tarihi ve mazisiyle birlikte adeta işgal edildi. Neyin karşılığında??? İşte bu sıcak para operasyonları sayesinde. Adamlar hem paralarına muazzam faiz kazandırıp nemalandırıyorlar hem de Türkiye’yi tehdit edebiliyorlar.

Barzani’ye ilişme sıcak para çıkar ve kriz olur... Kıbrıs konusunda direniş gösterme sıcak para kaçar ve finans krizi patlar... Türkiye’nin hak ve menfaatlerini savunmaktan bahsetme sıcak para tedirgin olur. İşte AKP’nin yaklaşık beş yılda ülkeyi getirdiği nokta bu. Ve adamlar gayet pişkin bir şekilde bunu bize başarı diye satmaya çalışıyorlar... Yüzde yetmişi yabancı olan borsa yükselse ne olur, yükselmese ne olur???

Ziyaret -> Toplam : 125,34 M - Bugn : 100039

ulkucudunya@ulkucudunya.com