« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 Mar

2007

“NEVRUZ BAYRAMI” GELENEĞİ GELECEĞİMİZİN TEMİNATLARINA MUTLAKA ÖĞRETİLMELİDİR

Mehmet Emin BATUR 01 Ocak 1970

Milletleri millet olarak ayakta tutan en önemli unsurlardan biri, tarihî geçmişlerinin altın sayfalarını oluşturan iftihar kaynaklarıdır. Bu iftihar kaynaklarını reddeden ve kendi geçmişlerini inkar eden milletlerin akıbetleri, dünyada soyları tükenen Aztekler ve Mayalar gibi olmaktır.

Son yıllarda geçmişlerini inkar etmeyi ve millî kimliklerini reddetmeyi marifet sayan bazı devşirme entelektüeller ve politikacılar Türk Milletinin hamaset duygusunu yok etme görevini üstlenmişler gibi, Türk Milletlinin ezeli ve ebedi düşmanlarının taşeronluğunu yapmaktadırlar. Bu davranışlarının sebebi sorulduğunda ise, bütün dünya İnsanlarının kardeşliğinden söz ederler. Oysaki; Türk milletinin ezeli ve ebedi düşmanlarının kendilerini hiçbir zaman kardeş olarak kabul etmediklerini ve etmeyeceklerini bilmezler.

“Nevruz Bayramı” Türk Milletinin yüzyıllar ötesinden devam edip gelen geleneksel bayramlarından biridir. Uzun yıllar boyunca bu bayram, millî zafiyet içinde olanlar tarafından reddedildi… 21 Mart, “Nevruz Bayramı” olarak kutlanmayabilir. Fakat; Nevruz bir millî birlik ve beraberlik vesilesidir. Türk Milletinin bir ortak değeridir. Bunu böyle kabul etmeyenler varsınlar sözde dünya İnsanlığının kardeşliğinden dem vurarak kimliksizler uçurumunda kaybolsunlar. Bu tamamen kendilerinin tercihidir…

Nevruz Bayramı, Türk millî Kültüründe Baharın müjdecisi, gece ile gündüzün eşit olduğu ve tabiatın en adaletli günü olarak kabul edilir. Türk’lerin yaşadığı, dünyanın en uzak bölgelerinde dahi 21 Mart, Nevruz Bayramı olarak çeşitli yöresel etkinliklerle kutlanır. Nevruz gününün bütün Türk dünyasında bayram olarak kutlanması gerektiği hususu, hiçbir ülkenin özel ulakları vasıtasıyla Türk topluluklarına iletilmemiş, bu konuda bir ferman da yayınlanmamıştır. O halde; aynı tarihte Dünyanın her tarafında 21 Martın bayram olarak kutlanması nasıl mümkün olmaktadır? Elbetteki; Nevruz Bayramı, Tarihin derinliklerinden gelen millî müştereklerin varlığının ve bu müştereklere bitmeyen bir heyecanla sahip çıkmanın anlamlı bir ifadesidir.

21. Yüzyılın madde düşkünü mandacılarının sahip olamadıkları millî hazineler işte bu Nevruz Bayramı ve benzeri millî ve manevî değerlerdir. Kırmızı görmüş boğalar misali sağa sola saldıran ve bütün mevcudiyetlerini Maddî temeller üzerine oturtan ve bu yüzden gelecek nesillerini kaybederek Müslüman Türk Milletini de dejenere etmek isteyen materyalistlerin psikolojik hezeyanlar içerisinde kıvranarak yaşamalarının yegâne sebebi, ruh âlemlerinin teşne olduğu etkinliklerden yoksun olmalarıdır.

Bir sürçü lisan yüzünden ekran karartma cezası veren kurumların, bu gün gırla giden şirazeden çıkmış sözde Star olma yarışmaları düzenleyenler hakkında ne düşündüklerini doğrusu merak ediyorum. Kendi gençliği ile bu kadar alay edilmesine ve küçük düşürücülüğe, dünyanın hiçbir düzeninde Türkiye’deki kadar izin veren bir Hükûmet daha yoktur. Bize göre sanat; mektebinden eğitim alınarak öğrenilir… İlgili kurumlar bu konuya biraz daha millî duyarlılıkla yaklaşmalı ve Gençliğin sahip olduğu engin enerjiyi millî ve manevî yönlere kanalize ederek Türk millî Kültürüne gerçek anlamda hizmet vermelidirler.

Bu sebeple; “21 Mart Nevruz Bayramı” Genç nesillerimize mutlaka öğretilmeli ve dünya durdukça Türk Milletinin geleneksel bayramı olarak yaşatılmalıdır.

Nice Nevruz Bayramlarında buluşmak dileği ile…

Ziyaret -> Toplam : 125,38 M - Bugn : 144924

ulkucudunya@ulkucudunya.com