Manevra lokomotifi
Mahir KAYNAK 21 Ağustos 2007
Geçmişte seyahat ettiğimiz trenleri hatırladım. Halkın çoğunluğu posta trenlerinde seyahat ederdi.Eşyalarını büyük bir kısmını yanlarına alır, önceden hazırladıkları yiyecekleri yol arkadaşlarıyla paylaşır, eğimli yerlerde ağır yol alan trenden inip çevrede piknik yapma esprileriyle gülüşürlerdi. Ekspres trenler farklıydı. Yolcuları iyi giyimliydi, sohbetlerinin konusu siyaset, dünya ya da kendi işleriyle ilgili olur ama genellikle üst düzey bürokratlardan oluşurdu. Bu trenlerin arkasına yük vagonları takılmaz, yataklı ve yemekli vagonları olurdu. İstasyonlarda posta trenleri ekspreslere yol verir ve onun geçişini beklerdi.
Benim ilgimi istasyonlardaki manevra lokomotifleri çekerdi. Bunlar uzun yollarda kullanılmaz, istasyon içinde tren dizisini oluşturmak için kullanılırdı. Bazen, eğimli arazilerde, katarı arkadan itmek için de kullanılırdı.
Ülkemizdeki siyasi manzarayı düşünürken bunları hatırlamamı önce garipsedim, sonra aralarında büyük bir benzerlik olduğunu fark ettim. Her siyasi akım, bir tren gibi, belli bir yolu izliyordu. Bu yollar, demiryolları gibi, geçmişte yapılmıştı ve yeni bir yön yoktu. Yeni sayılanlar da, dünyadaki gelişmeler çizgisinde, başkaları tarafından inşa edilmişti.
Posta trenleri, halkın çoğunluğunun oy verdiği ve orta sağ denilen siyasi çizgiyi hatırlatıyordu ve yolcuları sıradan halktı. Yük taşımayan, kendisini üst düzey gören ve halktan ayrı seyahat eden ekspres yolcuları ise, solculukları kendilerinden menkul, siyasi partilere benziyordu.
Yolcular için en önemli kişi treninin makinisti idi. Bizi sağ salim gideceğimiz yere ulaştıran oydu. Onlara kişiliklerinden daha büyük bir değer atfederdik.
Ömrümün çoğunu bu trenlerde geçirdim. Bazen ekspresle seyahat edebildim ama genellikle posta trenlerinin yolcusu oldum. Önceleri ne soru sordum ne de hayatımdan şikayet ettim. Gidilecek yeri raylar belirliyordu ve tek seyahat aracı trendi.
Zamanla yolları kim belirliyor, trenleri kim dizi haline getiriyor, yeni yollar yapılmaz mı ya da başka araçlar kullanılmaz mı diye düşünmeye başladım. Bir arkadaşım bu sorulardan önce manevra lokomotiflerine bakmam gerektiğini, daha sonra bu sorulara cevap arayabileceğimi söyledi. Ona göre bunlar sanıldığının aksine çok önemli roller oynuyordu. Yani iktidara gelmesi söz konusu olmayan, uzun yol için kullanılması düşünülmeyen bu partiler trenlere biçim veriyor, vagonları yan yayan dizerek trene şekil veriyor, fakat en önemlisi treni taşıyacak lokomotifi dizinin önüne koyuyordu. Bunları anlattıktan sonra ‘ Şu anda manevra lokomotifliği görevini hangi parti yapıyor’ diye sordu ve bir ipucu vereceğini söyledi. Ona göre trenin sorumlusu başka bir lokomotifin öne konulmasını istemişti ama manevra lokomotifinin makinisti kendi istediği bir lokomotifi koymuş ve gülerek ‘ Nasıl buldunuz, en iyisini getirdim’demişti.
Artık trene binmiyorum ve bu nedenle hiçbir yere gidemiyorum. Islık çalarak dağ başlarında dolaşmanın da ayrı bir keyfi olduğunu fark ettim.