MÜŞTAKZÂDE EDHEM EFENDİ
01 Ocak 1970
(1862-1933) Kadiri şeyhi, mûsiki muallimi, bestekâr.
İstanbul Fatih'te Hoca Hayreddin Pa¬şa mahallesinde doğdu. Babası İbrâilli Kadı İsmail Hakkı Efendi, annesi Hatice Hayriye Hanım'dır. İlk öğrenimini aynı semtteki Hâfızpaşa İbtidâî Mektebi'nde yaptıktan sonra Fâtih Rüşdiyesi'ne de¬vam ettiyse de rüşdiyeden mezun ola¬madı. Daha sonra Bahriye Haddehâne-si'ne girdi. Bu arada 1874 yılında baba¬sının vefatı üzerine Şeyhülislâm Kara Halil Efendi onu himayesine aldı. 1876'da Muzıka-i Hümâyun'a girdi ve aynı yıl as¬kerî fırka dîvânıharbinde jurnal çavuş¬luğu ile görevlendirildi. Daha sonra Ye-men'e gönderilmek üzere teşkil edilen nişancı taburuna mülâzım rütbesiyle ta¬yin edildiyse de annesinin arzusu üzeri¬ne askeriyeden ayrıldı.
Bu dönemde zamanın tanınmış âlim¬lerinden ders alarak kendisini yetiştir¬meye başladı. Hocaları arasında, Fâtih Camii'nde İslâmî ilimlerle ilgili dersleri¬ne devam ettiği Kannâbâdlı Ömer Efen¬di, Ödemişli İbrahim Efendi ve Şumnulu Hafız İbrahim Efendi'yi bilhassa zikret¬mek gerekir. Aynca yine Fâtih Camii'n¬de derslerine devam ederek kendisin¬den feyiz aldığı Köprülülü Mahmud Ho-ca'nın onun hayatında ayrı bir yeri ol¬muştur. 5 Şubat 1881 tarihinde Evkâf-ı Hümâyun Nezâreti Muhasebe Kalemi'n-de göreve başladı. 1883'te buradan Bah¬riye Nezâreti'ne geçti. 1892 yılında hac¬ca gitti ve üç buçuk ay Medine'de kaldı. Özellikle burada okuduğu Türkçe mev-lid çok beğenilmiş ve hafızalarda derin iz bırakan bir icra tarzı olarak kaynak¬lara geçmiştir. 21 Eylül 1900 tarihinde rütbe-i sâlise ile taltif edildi. 190S'te Er-kân-ı Harbiyye Dairesi Kalemi'ne tayin edildi. 1914 yılında emekliye ayrıldı ve hemen ardından girdiği Defter-i Hâkâ-nî İstanbul Kayıt Kalemi'nde uzunca bir süre görev yaptı.
Edhem Efendi'nin tasavvufı hayatı, bir Kadiri halifesi olan babasının vefatından sonra hocası Köprülülü Mahmud Efen¬diye intisabı ile başlar. Seyrü sülûkünü tamamladığı 1891 sonlarında hocasının vefatı üzerine Said Efendi adlı Bağdat¬lı bir zata biat etti ve ondan Nakşiben-diyye icazeti aldı. Hac dönüşü oturduğu mahallede Kâdiriyyeden Çenezâde Der¬gâhı şeyhi Bağdatlı Mehmed Emin Efen-di"ye intisap etti ve bu dergâhtaki müridlerin manevî terbiyesiyle görevlendirildi. Emin Efendi'nin vefatı üzerine der¬gâhtan ayrıldıktan sonra 1916'da Fet¬hiye civarında Kefevf Tekkesine Kadiri Şeyhi Arap Said Efendi'nin halifesi ola¬rak vekâleten, bir müddet sonra da asa¬leten tayin edildi ve tekkelerin kapatıl¬masına kadar (1925) bu görevde kaldı. 1918'deki meşhur Fatih yangınında evi yaninca Çarşambadaki Murad Molla Tek¬kesi'nde oturmaya mecbur oldu. 21 Şev¬val 1351[182] tarihinde ve¬fat etti ve Edimekapı dışındaki mezarlı-ğa defnedildi.
Edhem Efendi tasavvufı hüviyetinin yanında asıl şöhretini mûsiki hocalığı ve bestekârlığı ile kazanmıştır. Mûsikideki temel bilgilerini Muzıka-i Hümâyun'da iken aldı. Burada ilk hocalan sayılabile¬cek Sidkı ve Kolağası Aziz Mahmud bey¬lerden dinî ve din dışı eserler meşketti. Daha sonra devrin diğer üstatlarından ders alarak kısa zamanda kendini yetiş¬tirdi ve ilk bestesini on yedi yaşında İken yaptı. Bir ara Fâtih Merkez Rüşdiyesi'n-de gına ve ilâhi muallimliği görevinde bulundu. Önceleri Malta kahvesinde, da¬ha sonra da Hâfızpaşa Camii karşısın¬daki meşkhânesinde haftanın belirli gün¬lerinde verdiği dersler Yıldız Sarayına verilen bir jurnal üzerine tatil edildi. Bu meşkhânede yetiştirdiği birçok ünlü mu¬sikişinas arasında Hafız Sami, Hafız Ke¬mal, Hafız Mecid (Sesigür). hanende Arap Hüsnü, hanende Arap Cemal (Câlân) en önemlileridir. Resmî görevlerinden ay¬rıldıktan sonra Murad Molla Tekkesi'n-deki ikameti esnasında da mûsiki ders-lerini sürdürdü. Hafız Cevdet (Soydan-ses) ve neyzen Süleyman Erguner bu devrede yetiştirdiği tanınmış talebelerindendir.
Muzıka-i Hümâyun'a intisabından do¬layı Hanende Edhem, Bahriye Nezâre-ti'ndeki memuriyeti sebebiyle Bahriyeli (Tersaneli) Edhem, Hicaz'a gittiği için Ha¬cı Edhem, nihayet şeyh olması münasebetiyle de Şeyh Edhem Efendi adlarıyla çeşitli mecmualarda ismine rastlanan Edhem Bey ayrıca üslûp sahibi bir şar¬kı bestekârı olarak tanınmıştır. Klasik tarzda karcığar makamında bir beste ile bu besteye yaptığı ağır ve yürük semai¬lerin dışında bestelediği günümüze ula¬şan şarkılarının sayısı 156'dir. Aynca otu¬zun üzerinde ilâhi ve tevşflı bestelemiş, ancak bunlardan zamanımıza sekizinin notası gelebilmiştir. Edhem Efendi şi¬irle de uğraşmış, ilk şiirlerinde Zari mah¬lasını kullanmış, daha sonra şeyhi M. Emin Efendi tarafından kendisine İlha¬mı mahlası verilmiştir. Ancak şiirlerini topladığı mecmua Fatih yangınında yan¬mıştır. Bestelediği dinî ve din dışı eserlerinden bir kısmının güftesi kendisine aittir. Bergüzâi-ı Edhem yahut TaTîm-i Usûl-İ Mûsikî adıyla neşrettiği[183]. bazı mûsiki bilgilerinin de bu¬lunduğu güfte mecmuasında diğer güf-teler yanında yirmi sekiz yaşına kadar bestelediği şarkılarına da yer vermiştir.