« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

24 Nis

2007

Ya o öldürülürse...

Serdar TURGUT 01 Ocak 1970

1970’li yıllarda özellikle sol çevrelerde yaygın olarak anlatılan bir fıkra vardı. Çin Halk Cumhuriyeti’nin lideri Mao, komutanlarını toplamış ve düşman ülke ordusunun gücünü sormuş. Komutanlar ‘100 bin kişilik orduları var’ deyince de, Mao biraz düşünmüş. ‘Güzel, peki hangi otelde kaldıklarını öğrenin de bir bombayla işlerini bitiriverin’ demiş. Dün sabah toplantısında Barzani’nin bir ordu kurduğuyla ilgili haberi duyunca bu fıkrayı hatırladım.

Barzani’nin denetimindeki Kürdistan komutanlığı 70 bin askerden oluşuyormuş. Genelkurmay’da bu nüfusun hangi dağ tepesinde konaklamakta olduğu araştırılıyordur herhalde Mao’dan etkilenmiş subay varsa karargahta. Mutlaka vardır da... Çünkü bir zamanlar Aydınlık gazetesi pek popülerdi askerler arasında. Özellikle Hava Kuvvetlerimiz tir tir titriyordur Kürdistan ordusu oluşumu karşısında. Düşünsenize; o ordunun tam 12 adet uçağı da olacakmış. Yani bizimkilerin bir kurtarma tatbikatının başarılı geçmesi için gözden çıkardığı uçak kadar sayıda Hava Kuvvetleri de olacakmış bunların. Ben bunların pilotlarının eğitiminin Türkiye’de yapıldığını duyarsam buna da şaşırmam. Artık ben Türkiye’de hiçbir şeye şaşırmıyorum, artık kaşarlandım.


* * *


Sol çevreler dedim ya, ben bugünlerde cumhurbaşkanlığı seçim sürecini daha iyi anlamak için Karl Marx’ın Kapital adlı eserini okuyorum. Grundrisse’yi de tekrar okuyacağım. Çünkü bu seçim aslında ilk kez ekonominin net olarak belirleyici olduğu bir seçim. Yani altyapı, üstyapıyı belirliyor. Bu sonuca sadece Komünist Manifesto’yu veya Pulitzer’in El Kitabı’nı okuyarak da varabilirdim ama ben hiçbir şeyi özetinden okumaktan hoşlanmam (bir tek Proust’un özeti varsa, böyle bir şey olabilirse, onu özetten okuyabilirim).


* * *


Öldürülen insanların arkasından anında bazı insanlar toplanıp ölen kişinin kimliğinin kendilerinde de olduğunu iddia ediyor. Örneğin bir Ermeni öldürüldü, kalabalıklar ‘Hepimiz Ermeniyiz’ diye bağırdılar. İki Protestan Hıristiyan öldürüldü, anında toplanan kalabalıklar ‘Hepimiz Hıristiyanız’ diye haykırdılar. Benim merakım şu: Ya bir gün bir orospunun çocuğu vahşi şekilde öldürülürse kitleler ne diye bağıracaklar ya da ilkesizlik yapıp bu kez gösteri yapmayacaklar mı ki?


* * *


Böyle, laiklik, cumhurbaşkanlığı seçimi, Başbakan’ın konuşmaları filan derken arada bir bunalıyorum ve o zaman da keşke Floransa’da doğmuş olsaydım diye düşünüyorum. Artık Amerika’yı aşmış durumdayım. Düşünsenize; onlar yeni Başkanlık seçiminde bir zenciyi cumhurbaşkanı seçebilir. Üstelik adamın adı bile yanlış. Adı Usame bin Ladin’e benziyor. Adı Barack Obama olan bir insan Amerika’nın başkanı olabilir mi? Barack Obama adı bana aynı zamanda İdi Amin’i hatırlatıyor. Bu da bir imparatorluğun çöküşü olmalı. Roma İmparatorluğu da böyle gittiydi elden.


* * *


Roma İmparatorluğu deyince ben Caligula’yı ve de Yalçın Küçük’ü hatırladım. Yalçın Küçük’ün yazdıklarına ve konuşmalarına bakınca onun tamamen delirmiş olduğunu düşünebilirsiniz. Ben öyle düşünmüyorum. Çünkü benim bildiğim 30 küsur yıl önce de böyleydi o. Asıl şimdi belki ihtiyarladığı için sakinleşmeye başlamış durumda. Hayli zaman önce TİP içinde Behice Hanım’a karşı muhalefete başlamıştı. Ankara’da toplanan Kongre’de oylamaya geçilmemesini sağlamak için Yalçın Küçük söz aldı ve susmadı. Kongre ertesi güne ertelendi. Yazılı bir nota bakmadan müthiş tezler de ortaya koyarak konuştu. Benim tanıdığım en parlak beyinlerden bir tanesi. Tabii ki her dâhi gibi biraz da deli. Bu da normal.

Onun televizyondaki konuşmalarını duyanlar Türkiye’nin dünyanın en demokratik ülkesi olduğunu düşünecektir mutlaka. Eh, sadece o örneğe bakarsanız pek de haksız sayılmazsınız...

Ziyaret -> Toplam : 125,34 M - Bugn : 104683

ulkucudunya@ulkucudunya.com