« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

03 Eki

2007

Org. Başbuğ'un iki beklentisi

Fikret BİLA 03 Ekim 2007

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, Kara Harp Okulu'nun açılışında ilk ders olarak yaptığı konuşmada dışa ve içe dönük önemli saptamalar yaptı. Org. Başbuğ'un konuşması bu saptamaların üzerine kurulu iki önemli beklentiyi de içeriyor.

Kara Kuvvetleri Komutanı'nın yaptığı önemli saptamalardan biri Türkiye'nin terörle mücadeleyi, "tek başına" sürdürdüğüdür. Bu saptama aynı zamanda başta ABD olmak üzere AB ülkeleri ve komşularımıza da ağır bir eleştiri niteliğindedir.

Başbuğ şöyle diyor:

"Türkiye'nin 1984 yılından beri bölücü terör örgütüne karşı adeta tek başına yürütmekte olduğu mücadele, aslında -biz buna İç Güvenlik Harekâtı diyoruz- asimetrik tehdide karşı yürütülen mücadeledir."



İki beklenti

Org. Başbuğ'un, Türkiye'nin "yalnız" olarak yürüttüğü bu mücadelede içe dönük iki beklentisi var:

1- Klasik harekât ile asimetrik harekât arasındaki farkın iyi bilinmesi,

2- Askeri ve politik makamların ortak görüşe ulaşması ve kararları ortak alması.

Kara Kuvvetleri Komutanı, bu iki beklentinin asimetrik harekâtın (terörle mücadelenin) başarısı için çok önemli olduğunu vurguluyor.

Başbuğ, özellikle klasik (konvansiyonel) harekât ile asimetrik harekât arasındaki farkların iyi bilinmemesi halinde kamuoyunun beklentileriyle sonuçların birbirini tutmayacağına da işaret ediyor.

Başbuğ'un demek istediği, bu fark iyi anlatılmaz ve kamuoyu tarafından doğru algılanmazsa, terörle mücadele konusunda yanlış beklentiler oluşur ve bu beklentilere uygun sonuçlar alınmamış gibi bir algılama ortaya çıkabilir.

Kara Kuvvetleri Komutanı, askeri ve politik makamlar arasında uyum sağlanması ve medyanın da mücadeleyi doğru algılayıp aktarması için asimetrik mücadelenin kendine özgü koşullarının iyi bilinmesini istiyor.



Fark

Org. Başbuğ, klasik harekâtla, asimetrik harekât arasındaki farkı verdiği iki örnekle çok açık biçimde ortaya koydu. Şöyle dedi:

"Örneğin İsrail kamuoyu 1967 Arap-İsrail Savaşı'nda oldukça güçlü kuvvetlere karşı altı günde zafer kazanan İsrail Silahlı Kuvvetleri'nin 2007'de bin kişiden oluşan Hizbullah Örgütü'nü Lübnan'da neden etkisiz hale getiremediğini anlamakta zorlanmaktadır.

Aynı husus ABD kamuoyu için de geçerlidir. ABD Silahlı Kuvvetleri, İkinci Irak Savaşı'nda klasik çatışmayı Nisan 2003'te beklentilerden de önce sonuçlandırmasına rağmen terör ve direniş hareketlerine karşı başarı sağlayamamıştır."

İki örnekten de anlaşılıyor ki, fark, asimetrik harekâtta, iki düzenli ordu arasında, konvansiyonel silahlarla cephe savaşının olmayışıdır. Fark, zayıf ve görünmez düşmanla konvansiyonel bir ordunun mücadelesindeki zorluktur. Türkiye'nin PKK'yla mücadelesi bu niteliktedir.



Uyumlu bakış

Org. Başbuğ, politik karar mekanizmalarında, medyada, dolayısıyla kamuoyunda mücadeleye bakarken bu farkın unutulmaması gerektiğini söylüyor. Bu unutulursa o zaman kamuoyunun "başarı ölçüsü ve beklentisi" gerçekçi olmayabilir.

Tabii, politik makamların da asimetrik savaşın özelliklerini dikkate alarak olaya yaklaşmaları, askeri ve politik makamların uyumunu kolaylaştıracaktır.

Başbuğ, bu beklentisini şöyle dile getiriyor:

"Yürütmeden sorumlu politik makamlar ile askeri makamlar arasında -elbette yasalarda mevcut yetki ve sorumluluklara karşılıklı saygı gösterilerek- ortak görüşlere ulaşılmasının ve kararların ortak olarak alınmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılmasının çok yararlı olacağı düşünülmektedir. Kamuoyu, medya, politik makamlar İç Güvenlik Harekâtı'na klasik harekât bakış açısından bakmamalıdır."

Ziyaret -> Toplam : 125,39 M - Bugn : 155995

ulkucudunya@ulkucudunya.com