« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

10 Eki

2007

Davranış kontrol istihbaratı

Güler KÖMÜRCÜ 10 Ekim 2007

Seçimden bir gün önce ‘şahin lider’ vaadi, seçimden bir gün sonra... Kendisine oy veren kitlelerde deriiin hayal kırıklığı yaşatan MHP Genel Müdürü pardon Genel Başkanı Sayın Bahçeli, AKP’ye ‘tam destek’ pozisyonlara devam ediyor. Referanduma sunulan Anayasa değişiklik paketinde Cumhurbaşkanı Gül’ün konumuyla ilgili tartışmaya neden olan ‘11. Cumhurbaşkanı’nı halk seçer’ ifadesinin yeniden düzenlenmesi konusunda AKP’ye ‘istedikleri bütüüün desteği vereceklerini’ açıklayan Bahçeli artık bu işi fazla uzatmasa, AKP ile MHP’nin birleşme kararını da bir an önce kamuoyuna açıklasa, olsa, bitse, diyorum.

Gündem bu kadar tekdüze ve sıkıcı olunca bendeniz zorunlu fikir firarleri hallerine geçiyorum, şimdi, sıranın dışına çıkıyorum ve sıkıcı gündemi ezber algıların dışında (biraz da ironi ilave ederek) okumayı öneriyorum efendim, çünkü ‘bu vaka’ ancak iyi saatlerde olsunlarla açıklanabilir (tebessüm). Evet, ne dersiniz? Yoksa işin uzmanı birileri Sayın Bahçeli’ye ‘uzaktan zihin kontrolü metotları’ uygulayarak kendi istedikleri politikaları enjekte edip yönlendirme mi yapıyorlar dersiniz? Hayır, en azından sanmıyorum, kimse böyle bir metot uygulamıyor Sayın Bahçeli’ye ki gerek de yok, kendileri ‘tamamen bilinçli’ devam ediyor.

Bugün sizlerin ilgisini ‘davranış kontrol istihbaratı ve de psişik casusluk’ gibi çok farklı konulara odaklamak amacıyla ‘düşündürücü’ Bahçeli örneğini üzerinden yazıma giriş yapmaya karar verdim ve şimdi asıl konumuza geçiyorum.

Başta ABD ve Rusya olmak üzere, gelişmiş ülkelerin ilgili kurumlarının çoğunda ‘psişik savaş masaları’ mevcuttur. Yaklaşık 3 yıl önce de konuya kısaca değinmiştim, son günlerde ‘yeniden’ bir defa daha gözden geçirmeye karar verdiğim bir kitapla bu ilginç konuyu da gündeme getirmeye karar verdim, sürü psikozunun arttığı şu günlere de uygun düşüyor aslında (kitlesel eğilimleri sosyolojik analizlerle çözümleyenler yeterince mevcut, bu da farklı bir açıdan sorgulama...)

Okuduğum kitabın adı; The Seventh Sense, yazarı; ABD Askeri İstihbarat Servisi`nde üst düzey yetkililer arasında yer alan ve uzun yıllar psişik casusluk merkezini yönetmiş olan General Lyn Buchanan. Kitapta, Amerikan askerlerinin (yetenekleri olanların elbette) kullandığı psişik tekniklere (duyu dışı algılama ile gizli kasalardaki isim ve özel şifreleri dahi kırılabiliyor) dair özel bilgiler yer alıyor.

Şimdi, ana yoldan tali yola sapalım, psişik casusluk konusunun alt başlığında değerlendirilmesi gereken bir diğer konuya göz atalım ve malum bazı ülkelerin gizli servisleri tarafından yapılan ‘zihin kontrolü alanındaki çalışmaları’ irdeleyelim. Mesela; ABD’nin ilgili servisleri tarafından uzun yıllardır insan beyinlerinin kontrolüne yönelik deneyler yapıldığı biliniyor. Bu amaçla kullanılan nöro-elektromanyetik silahlara ‘’habersizce denek olanlarda’’ şu olumsuz etkiler görülebiliyor; - Hafıza kaybı ve davranış bozuklukları - Duyulan sesin yönü, şiddeti ve içeriğinin değişmesi - Göz kapaklarını denetleyerek konuşmanın bozulması - Şiddetli kalp çarpıntısı - Düşüncelerin okunması ve dışarıdan düşünce iletilmesi - Rüyaların denetlenmesi - Hareket eden hayali görüntülerin görünmesi- Sürekli kulak çınlaması. Ve... Sonuçta -haberli ya da habersiz kullanılan- denekler ‘kontrol altına alınmış zihinleriyle’ kendilerine kodlanan fikirlere uygun davranış-düşünce biçimi sergiliyorlar.

Kısaca geçiştirilmeyecek kadar önemli bir konu ama yerim bu kadarına müsait. Zihin kontrolü ve aynı gruptaki destekleyici onlarca programı içinde barındıran çalışmalara da genel olarak ‘davranış kontrol istihbaratı’ tanımı verilebilir. (Bu tanımlama Sayın Aytunç Altındal’a ait) Davranış kontrol istihbaratı ile biraz önce de belirttiğim gibi kitlenin ya da hedeflenen bir bireyin ‘istenilen yönde hareket etmesi’ sağlanabiliyor. Son günlerde herkesin dilinden düşmeyen ‘psikolojik savaş baskılarına’ siz bir de ‘psişik savaş tehditlerini’ ekleyiniz ey değerli okur. Sizce zaten psikolojik savaş gazisi olan Türkiye’nin ‘egemen halkı’ bir o oranda da ‘psişik savaş’ tehditleri altında ise... Bize neler olacak dersiniz?

Peki bizim bu varsayılan çalışmalara karşı (kontr) politika geliştirecek, Türk halkını koruyacak programlar üreten milli uzman kadrolarımız, ilgili kurumlarımızın davranış kontrol istihbaratı masaları var mıdır acaba? Kimbilir, belki de VARDIR...

Ziyaret -> Toplam : 125,39 M - Bugn : 156580

ulkucudunya@ulkucudunya.com