Bu güzel ülke dibe vurdu
Mehmet Tezkan 01 Ocak 1970
Bir ülkede yolsuzluk ve rüşvet iddialarının üzerine gidilemiyorsa.. Gidilmemesi için yasa değişiklikleri yapılmışsa..
Bir ülkede iktidarı elinde bulunduranlar devlet içinde çete var, otonom yapı var, paralel yapı var diye her gün bas bas bağırıyorsa..
Bir ülkede savcı ve hakimlerin başka yerlerden aldıkları talimatla karar verdikleri söyleniyorsa..
Bir ülkede altı binden fazla polis görevden alınmışsa.. Pasif görevlere çekilmişse..
Bir ülkede başbakanlık müsteşarı, il emniyet müdürünü arayıp ‘savcının yazısını çöpe at, yerine getirme’ talimatı vermişse..
Bir ülkede toplumu sarsan, toplumu bölen büyük siyasi davaların ‘kumpas’ olduğu açıklanmışsa..
Bir ülkede insanlar düzmece belgelerle beş yıl, altı yıl hapiste tutulmuşsa..
Bir ülkede suçüstü yakalanan katillerin yargılanması bile yedi yıl sürmüşse.. Katiller yargılanma bitmediği için tahliye edilmişse.. Sokaklarda dolaşmaya başlamışsa..
Bir ülkede yargıya olan güven sıfır noktasına kadar inmişse..
Bir ülkede bütün kurumlar tel tel dökülüyorsa..
Bir ülkede iki yılda 500 binden fazla kişinin dinlendiği tespit edilmişse..
Bir ülkede telefon dinlemeleri yayına sürülmüşse.. Her gün bir skandal patlıyorsa..
Bir ülkede bilimsel ve teknolojik araştırma yapan kurum bile foslamışsa..
Lafı uzatmayalım..
O ülke dibe vurmuş demektir..
*
Yolsuzluk ve rüşvet iddiası çok önemlidir.. Varsa kokuşmuşluğun belgesidir..
Sandık çok önemlidir.. Seçimde kimin kaç oy alacağı tabii ki belirleyicidir..
Ama bizim derdimiz daha büyük..
*
Derdimiz dibe vuran ülkenin nasıl ayağa kaldırılacağıdır.. Manzara şu: Ülke yönetilemez halde, insanlar kutuplaşmış, birbirine ters bakıyor, birbirini düşman gibi görüyor..
Peki, seçim paklar mı?
Seçim deva olur mu?
Hayır..
*
Eee ne yapacağız?
Cevabını bilsem!..
Zurnanın zırt dediği yere geldik
CHP öncülük etti, MHP ve BDP destek verdi.. Meclis olağanüstü toplanacak..
Gündem; dört bakan hakkındaki fezlekenin okunması..
Savcının iddiasına kanıt olan belgeleri, bilgileri göreceğiz..
Yolsuzluk iddiası dedikodu olmaktan çıkacak.. Somutlaşacak.. Milletvekillerinin önüne konacak..
Genel Kurul’un toplanması için 184 milletvekilinin salonda olması yetiyor.. Üç partinin sayısı yeterli.. Bağımsızlar da katılırsa haydi haydi yetiyor..
*
Merakım AKP’li vekillerin ne yapacağı.. Meclis’e gelecekler mi gelmeyecekler mi?
Meclis’e gelip fezlekelerin içeriğini öğrenmek isteyecekler mi istemeyecekler mi?
Yoksa.. Hâlâ, rüşvet iddiası yalan, yapılan rüşvet kisvesi altında darbe girişimi mi diyecekler?
Fezlekelerin içindeki belgeleri yırtıp çöpe mi atacaklar..
Yoksa, ciddiye alalım, üzerine gidelim, bakanlar bizim bakanımız da olsa eğer sağlam kanıtlar varsa rüşvet almışlarsa, Yüce Divan’a yollayalım, aklanıp gelsinler mi diyecekler?.
Zurnanın zırt dediği yer burası..
Bakalım iktidarcı gazeteler, televizyonlar ne yapacak? Fezlekeleri ellerinin tersiyle itip bildiklerini mi okuyacaklar?
Büyük sınav kapıda.. Olağanüstü toplantı günü Meclis’e kim gidecek, kim gitmeyecek?
Kim ne tavır alacak? Göreceğiz..
Pek yakında!..
Berkin.. Mekanın Cennet olsun
15 yaşındaydı.. Evden ekmek almak için çıkmıştı..
Polisin orantısız güç kullanmasının kurbanı oldu.. Polisin gaz tabancasını silah gibi kullanmasının faturasını ödedi..
269 gün direndi, olmadı..
Kaybettik..
Biliyorum, Gezi protestosunu desteklesin desteklemesin herkesin içi burkuldu, yüreği dağlandı..
Biliyorum, ‘destan yazdığı’ söylenen polislerin de yüreğine ateş düşmüştür..
Geçmiş olsunu esirgeyen, Allah şifa versin demeyen iktidar mensupları da.. Bakanlar, milletvekilleri de üzülmüş müdür?
Yüreklerini acı kaplamış mıdır?
Kaplamıştır kaplamasına ama siyaset yüreklerini mühürlediği için ağızlarını açamazlar..
*
Ali gibi Berkin de simge oldu.. Yıllar geçse de unutulmayacak..
Dilerim, bundan sonra elindeki sopayı kaldıran her polisin aklına Ali gelir..
Dilerim, elindeki gaz tabancasını doğrultan her polisin gözünün önüne Berkin gelir..
Dilerim, bu ülke protestonun hak olduğunu, özgürlük olduğunu sonunda anlar..
Dilerim, Berkin son olur..