Roma’yı da yaktılar mı?
Bülent Korucu 01 Ocak 1970
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı durdurabilene aşk olsun. Devr-i Hükümeti’nde ne kadar aydınlanmamış olay varsa yıkabileceğini düşündüğü bir günah keçisi buldu.
Zirve cinayetlerinden, Paris’te üç PKK’lı kadının katledilmesine kadar her aklına geleni olağan şüpheliye yazıyor. En son “Şimdi Lice olaylarıyla bayrağımıza yapılan o alçakça saldırıyla yeni bir sabotaj girişimi daha başlattılar. Bu haince sabotaj girişimlerinin bazılarının arkasında Pensilvanya çetesi var. Şu anda bayrağımıza yapılan saldırı üzerinden, çözüme sabotaj düzenleyenler arasında da yine Pensilvanya var.” demiş. Tam da 145 ülkenin çocuğu aşkla şevkle bayrağımızı dalgalandırırken, Almanya’da Türkçe Olimpiyatları yapılırken söylemiş.
İthamların absürtlüğünü vurgulamak için “Roma’yı da onlar yakmış” denir ya aynen öyle. Fakat o espriyi bugünlerde yapmayın, ciddiye alıp işlem başlatabilirler. Derin devlet ve Ergenekonvari yapılar tarafından işlendiğine dair kuvvetli şüpheler bulunan eylemler aynı adrese yamanıyor. Böylece birkaç kuş aynı anda vuruluyor. Hem kurtarılmak için bin dereden su getirilen darbecilerin suçsuzluğu sağlanıyor. Hem de münhal kalan suçlar yeni düşmana atılarak, suç üretmek için katlanılan sıkıntı ve patinaj bitiriliyor. Kâr içinde kâr anlayacağınız… 2007’de ‘bana darbe yaptılar’ diye oy toplayan Erdoğan, 2011’de ‘Darbecilerin hakkından geldim’ diye meydan meydan dolaştı. Şimdi yani 2014’te ‘Darbe yok, kumpas var ve mağdurları ben kurtardım.’ havasında. Hangisi doğru?
Darbecilerden teknik ve taktik destek de alınıyor, doğal olarak. Onlar gibi önce gazetelere yazdırılıyor, sonra Başbakan Erdoğan tarafından dile getirilerek kitleselleştiriliyor. Sonra gelsin savcılık soruşturması… AK Parti kapatma davasındaki ‘Google delilleri’ gibi dosyalar oluşturuluyor. Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in soru önergesine konu ettiği iddialar aynı mekanizmanın çalıştığını gösteriyor. Eski bakan ‘Böyle bir emir ve plan var mı?’ diye soruyor. O emri görmeden okumadan sormaz. Demek ki bizim gelişmelere bakarak tahmin yürüttüğümüz şey gerçekmiş. Bitirme planları revize edilmiş, AK Parti kısmı silinmiş cemaat bölümü aynen uygulamada. 2696 soru önergesini cevapsız bırakan Başbakan’ın buna cevap verilmesini isteyeceğini sanmıyorum. Parlamentonun denetim görevini yerine getiremediğinin bir örneği olarak hatırlatıp geçelim. Zaten bu sorular Meclis prosedürü beklenmeden cevaplanması gereken cinsten. Başbakan ve bakanlar uzun süredir gerçek gazetecilerle aynı ortamda bir araya gelmediği için kimse soramaz. Zaman muhabirlerinin basın toplantılarındaki çıkışlarından sonra o imkân da ortadan kaldırıldı. Artık majestelerinin gazetecilerinin güzellemeleri dışında bir şey okuyamıyoruz. Tek umut Erdoğan elektronik camdan okumayı unutup doğaçlama yaptığı anlar. Bir de hükümet kontrolündeki medyanın gafları var. Serenat icra edelim derken epey peynir düşürüyorlar. Yenişubat Gazetesi (Yenişafak diye de okunuyor), böcek olayında gözaltına alınan Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanı Mehmet Yüksel’in illegal dinlemeleri Erdoğan’a getirerek güvenini sağladığını ve terfi ettiğini yazdı. Böyle savunucun varsa düşmana gerek yok! Bir başbakan kanunsuz dinlemeler kendine geldiğinde cezai ve idari soruşturma ile üzerine gideceğine yanına alıp terfi ettirir mi? Başbakan’a kimler hakkında dinleme kayıtları servis edildi? Bunları neden yargı ile paylaşmadı?
Yarın Erdoğan, ‘Roma’yı da paraleller yakmıştı’ desin; bunlar izah ve ispat için kaleme sarılır. Ama zekâlarının izin verdiği şeyle Başbakan’ı da yakarlar. Mesela “Başbakan iyi biliyor çünkü benzini taşımalarına yardım etmişti!” diyebilirler. Roma’yı hanginiz yaktıysanız ortaya çıkın, bu iş kötü bir yere doğru gidiyor!