En büyük komplo!
İbrahim KARAGÜL 25 Aralık 2007
Bugüne kadar yüzlerce kez dile getirildi. Gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında öne sürüldü. Kitaplar yazıldı, istihbarat raporları hazırlandı. Her çevreden inananlar tarafından savunuldu. Ama hep uçuk iddialar olarak kaldı. Hâlâ da öyle. Yıllar sonra bile aynı iddialar tekrarlanıyor olacak. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında olduğu gibi, çok önemli suikastlerde olduğu gibi, daha doğrusu dünya tarihini değiştiren, yön veren, insanoğlunun kaderini etkileyen her olayda olduğu gibi geleceğin tarihinde bugünkü şüpheler çok belirgin yer tutmaya devam edecek.
Dün Yeni Şafak gazetesinin dış haberler sayfasında yer alan bir haber, yıllardır tartışılan bir konuyu tekrar gündeme almama neden oldu. ABD saatiyle 08:46:30'da bir uçak Dünya Ticaret Merkezi Kuzey Kulesi'nin 94-98. katları arasına çarptı. Ardından zincirleme saldırılar geldi ve küresel ölçekli reaksiyon başladı.
Hiç unutmam; o gün Yeni Şafak gazetesinin Yayın Yönetmeni olan Selahaddin Sadıkoğlu'nun odasındaki televizyonda saldırıya ilişkin görüntüleri gördüğümde söylediğim ilk söz şu olmuştu: “Şu an yüzyılın olayı yaşanıyor.” Daha sonraki gelişmeler gerçekten de 21. yüzyılın şekillendirmeye yönelik ilk adımın atıldığını gösterdi.
Bunu neden söyledim? Saldırıdan önce, yine gazetede çoğu zaman yaptığımız tartışmaların birinde, nasıl bir dünyanın şekillenebileceğini sorgularken, “Çok büyük bir olay olması gerekiyor. Dünyayı sarsacak bir olay olması gerekiyor” demiştim ve bu kanaatimi etkileyen gerekçeleri sıralamıştım. Şu an yazı işleri müdürlerimizden olan Mustafa Kartoğlu, bugün hâlâ benzer konular açılınca bu sözlerimi hatırlatır.
İtalya eski Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga, işte o tartışmayı yeniden gündeme taşıdı. Söylediği yeni bir şey yoktu ama ilk kez bir eski Cumhurbaşkanı tarafından dile getirildiği için önemliydi.
11 Eylül'de dünya tarihindeki en ciddi kırılmalardan biri yaşandı. El Kaide, ABD'nin siyasi, askeri ve ekonomik hedeflerini vurmuştu. Saldırıyla ilgili komisyonlar kuruldu, dünya ölçeğinde olağanüstü hal ilan edildi, binlerce insan gözaltına alındı. Sonuç: Bir terör saldırısı…
60, 70 ve 80'lerde Avrupa'daki bombalama olaylarından sorumlu tutulan Gladio örgütünün varlığını ifşa ederek yapılanma içindeki rolünü de itiraf eden eski Cumhurbaşkanı, Corriere della Sera gazetesine; “Ön safta İtalyan merkez solu olmak üzere, Amerika ve Avrupa'nın bütün demokratik unsurları gayet iyi biliyor ki bu feci saldırılar (11 Eylül saldırıları) CIA ve Mossad tarafından, Arap dünyasını suçlamak ve Batılı güçleri Irak ve Afganistan'a müdahaleye tahrik etmek için planlanıp gerçekleştirildi” dedi. Ona göre dünyanın bütün istihbarat teşkilatları bu gerçeği biliyor.
İki ülke işgal edildi, yerkürenin hemen her köşesi büyük bir hesaplaşmanın cephesi oldu, yüz binlerce insan öldürüldü, insanlık suçlarının hepsi denendi, örtülü operasyonlar normalleşti, Batı'nın “çok kültürlülük” projesi çöktü, gizli cezaevleri ve insan ticareti deşifre edildi, enerji merkezli korkunç bir rekabet başladı, El Kaide etiketli büyük saldırılar gerçekleşti ve bunların hepsi bir şekilde devam ediyor.
21. yüzyıl “terörle mücadele” adı altında şekillendiriliyor ve yeryüzünde güçler dengesi yeniden kuruluyor. Terör giderek artıyor, Bin Ladin ve El Kaide güçlenip çeşitleniyor, El Kaide saldırılarının hiç biri çözülemiyor.
11 Eylül saldırılarıyla ilgili spekülasyonların hiç biri ciddiye alınmadı. Resmi soruşturmalardan da bir şey çıkmadı. Aykırı şeyler söyleyenler komplocu ilan edildi. Saldırı ve sonrasına ilişkin belki milyonlarca yayın sonrasında bir soru sorayım:
Gerçekten 11 Eylül'ün ne olduğuna dair kesinleşmiş kanaati olan kimse var mı? Bence yok. Cossiga, bu konudaki son ve en büyük komplocu oldu!
Sadece Irak'ta bir milyon insanın öldürüldüğünü düşününce insanın inanası geliyor!