Sorumlusunuz idraksizliğinizden
Gültekin Avcı 01 Ocak 1970
İran dışa açılmaya çalışırken, Türkiye İran’ın eski içe kapalı konumuna soyunuyor.
Gittikçe yalnızlaşıyor bölgede ve dünyada.
“Değerli yalnızlık” gibi reel dış politiğe aykırı söylemler, ülkeyi uluslararası camiadan başka eski prestijinden de uzakta bıraktı.
“Değerli yalnızlık histerisi”, önce “nevrotik bir yalnızlık” sonra mahcup edici bir “değersizlik” getirdi.
Darbeci bir Mısır hükümeti kadar itibarınız kalmadı bölgede.
%43’le dünyaya meydan okuyor AKP ve Başbakan.
Davutoğlu’nun “gündemi belirlenen değil gündem belirleyen Türkiyesi” ne kendi vatandaşlarını koruyabiliyor ne Gazze’de kan kusan kardeşlerimizi.
AKP’nin gündem belirleyebildiği tek husus paralel palavrası.
Makul bir prestijle devraldıkları Türkiye’nin gerçek gündemini, vatandaşlarımızı ve devlet görevlilerimizi rehin alarak IŞİD belirliyor.
F-4’ümüzü düşürerek Suriye belirliyor.
Bayrak indirerek PKK belirliyor.
Selam Tevhit Kudüs Ordusu’yla ve istihbarat bağlantılarıyla İran belirliyor.
Akla, mantığa ve öngörüye aykırı bir şekilde yola çıkmasına izin verilen Mavi Marmara’ya saldırıp 9 vatandaşımızı şehit eden İsrail belirliyor.
Oysa İsrail’in devlet terörü uyguladığını, uluslararası hukuk kurallarını dünden bugüne hiç sallamadığını AKP ve İHH çok iyi biliyordu.
İsrail’in bir şeytanlık yapıp Mavi Marmara’ya saldırabileceğini tahmin ediyorlardı.
Bunu tahmin etmek için uzman veya arif olmaya gerek yok.Bile bile çıktılar yola canavara kurban sunmaya gider gibi.
Müslüman feraset sahibi olur.
İsrail’in canavarca hislerle neler yaptığı/yapabileceği belli.
O halde Mavi Marmara faciasında asgari bir feraset göstermeyip gemiyi İsrail cinnetine terk eden AKP ve İHH, 9 kardeşimizin şehadetinden sorumludur.
Eli kanlı PKK’yı ve IŞİD’i bile “otorite” kabul edip muhatap aldınız, alıyorsunuz.
Terör örgütlerini muhatap almaya alışkınsınız.
Lanet olsun ki İsrail de bir terör devleti.
Üstelik beğenmesek de lanet okusak da egemen bir devlet.
Muhatap alıp İsrail’le görüşseniz de 9 kardeşimiz şehit olmasaydı kuponlarınız mı eksilirdi?
Halen ticaret yaparken muhatap alıyorsunuz, otorite kabul ediyorsunuz.Davos’ta da muhatap aldınız.
Heronlar’ı alırken de muhatap aldınız.
İsrail’in OECD’ye üye olmasını sağlarken de.Cesaret ödülü alırken de.
Sorumlusunuz idraksizliğinizden.
Nice canlara mal olan basiretsizliğinizden.
Anlayacağınız Ortadoğu’da devlet olsun veya örgüt olsun her aktör için Türkiye bir test sahası.
Gücünü ve donanımını test etmek isteyen tüm örgütler ve devletler, atış poligonu ve eğitim sahası olarak Türkiye’yi kullanıyor.
“Kimse gücümüzü test etmesin” masalları ve mavalları bu test faaliyetine ayrı bir çeşni katıyor.
Hatırlayın.
Mavi Marmara faciasından sonra Başbakan İsrail’e 3 şart koşmuştu: Biri özür, diğeri Gazze’ye ablukanın kaldırılması, öteki de zararın tazmini.
“İsrail’e özür dilettik” diye caka sattılar meydanlarda.Peki, İsrail’in Gazze’ye ablukayı kaldırmaması bir yana, tam aksine günlerdir hava ve kara harekâtı yapması ve Gazze’deki masum canlara kıyması nedir?
Hani özür diletmiştiniz İsrail’e?
Hani İsrail sizle ilişkileri bozmayı göze alamayacaktı da Gazze ferahlayıp ablukadan kurtulacaktı?
İsrail özrün ve sizin şartlarınızın tam tersini yapıyor.
Siz nasıl hukuk ve demokrasiden bahsederken yalan söylüyorsanız, İsrail de özürden bahsedip katliama devam ediyor.Kaldı ki İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman’ın Türkiye’yle diplomatik ilişkileri en alt seviyeye düşürme açıklaması var.
Dünya ve İsrail sizi kayda değer bir muhatap olarak kabul etmiyorsa nasıl faydanız olacak Gazze’ye?
MİT mensuplarına yeniçeri üniforması giydirip Gazze’ye mi yollayacaksınız?
Hatırladığım kadarıyla 19. yüzyıl.
Almanlar Ren Nehri boylarında Fransız tacizlerine karşı Osmanlı Sultanı’ndan yardım ister.
Bunun üzerine Osmanlı Sultanı, Alman hükümdarına 40 yeniçeri üniforması göndermişti.
Namede ise “Fransızlar korkak âdemlerdir, yeniçeri sevkine mahal yoktur, bu yeniçeri esvabını köylülerinize giydirin ve Ren boylarında dolaştırın kâfidir” demişti.Gerçekten Fransızlar Yeniçeri üniformasıyla Ren boylarında gezen Alman köylülerini görünce Osmanlı ordusunun intikal ettiğini sanıp derhal içerilere kaçmışlardı.Yanlış hatırlamıyorsam bu yeniçeri üniformaları Karlsruhe müzesinde.
Yoksa böyle mi çözeceksiniz Gazze katliamını?
“Küçük bir fark” var ki Osmanlı’nın ölüsü bile etmiyorsunuz.
Ama dirisinden çok şaşaalı naralar atıyorsunuz.
Ne diyeyim ki?
Terörist bile karşısında ciddi ve itibarlı bir muhatap ister.