Beraat Kandili
Mustafa DÖNMEZ 01 Ocak 1970
Beraat Kandili Şaban ayının ortasında olan geceye denilmektedir. Bu gecenin faziletiyle ilgili bazı rivayetler gelmiştir. Örnek olarak bir kaçını zikredelim.
Hz. Ali (radiyallahu anh)’dan Allah Rasulu (sallallahu aleyhi ve sellem) şunu demiştir:
“Şaban ayının ortasında olan gece olunca, gecesini ihya eden gündüzünü de oruçlu geçirsin.”[1][10]
Diğer bir rivayet ise şöyledir: Ebu Musa el-Eş’ari (radiyallahu anh)’dan Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle demiştir:
“Şaban’ın ortasında bulunan gecede Allahu Teala mahlukatına nazar eder. Müşrik ile cimri müstesna olmak üzere bütün mahlukatını affeder.”[2][11]
Yine başka bir rivayette de şöyledir:
Hz Aişe (radiyallahu anha)’dan Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle demiştir:
“Bu gecede Adem oğlundan her doğacak ve ölecek olan yazılır. Ve yine bu gecede onların amelleri yükselir ve rızıkları iner.”[3][12]
Ancak bu rivayetler veya zikrettiğimiz rivayetlerden hiç birisi sahih değildir. İlk rivayet Hz. Ali’nin rivayetidir.
İmam Busiri şöyle der:
“Bu rivayetin senedinde İbnu Ebi Sebure vardır. Asıl ismi, Ebu Bekr İbn Abdillah İbn Muhammed İbn Ebi Seburedir. İmam Ahmed İbn Hanbel ve Yahya İbn Ma’in; bu adamın hadis uyduran bir kimse olduğunu söylediler.”[4][13]
İkinci rivayete gelince, Ebu Musa el-Eş’ari’nindir. İmam Busiri derki:
“Ebu Musa’ya ait hadisin senedi zayıftır. Bu da Abdullah bin Lehi’a’nın zayıf oluşundandır. Birde Velid bin Muslim’in tedlis yapması söz konusudur.”[5][14]
Diğer rivayette Hz. Aişe’nindir. Hz. Aişe’nin Ebu Musa’nın rivayetine benzeyen başka bir hadisi daha vardır. İmam Beyhaki, iki rivayeti de Da’vat’ul-Kebir kitabında tahricettikten sonrs şöyle der:
“Bu hadisin isnadında ve öncekinde de mechul olan kimseler vardır. Diğeri birine inzimam edilince biraz kuvvet kazanır.”[6][15]
Bid’at ile ilgili eserinde bu rivayetleri serdeden Ebu Şame akabinde şunu söyler:
“Bu rivayetlerde hususi bir namazın beyanı yoktur. Ancak bu gecenin faziletini belirtmektedir. Geceyi ihya etmek ise bütün senenin gecelerinde olduğu gibi müstehabtır. Mahzur ve münker olan şey; bazı geceleri hususi bir keyfiyette hususi bir namazla tahsis etmek, cuma, bayram ve teravih gibi ve bunuda İslamın şiarından olan mezkur ibadetler gibi izhar etmektir.”[7][16]
Beraat kandilinde kılınan namaz:
Allame Ali İbn İbrahim bu namaz hakkında şöyle der:
“Şaban ayının ortasında geceleyin kılmak üzere ihdas edilen (uydurulan) onar defa ihlas suresi okumak suretiyle cemaatle kılınan cuma ve bayramlardan daha fazla önem verilen yüz rek’atlık elfiye namazına gelince; hakkında ancak ya zayıf ya da uydurma haber ve eser gelmiştir. Kuut’ul-Kulub ve İhyau Ulumu’d-Din sahiblerinin zikretmesine veya Sa’lebi tefsirin kadir gecesi olduğunu söylemesine aldanma.”[8][17]
Hafız İrakı Şöyle der:
“Beraat namazı hakkındaki hadis batıldır.”[9][18]
İbnu’l-Cevzi’de: “Şüphesiz bu hadis uydurma” demektedir.[10][19]
Şeyhu’l-İslam İbnu Teymiyye de buna benzer söz söylemiştir.[11][20]
Bu namazın çıkış tarihi:
İmam Tartuşi şöyle anlatır:
“Bana Ebu Muhammed el-Makdisi haber vererek dedi ki: Bu, bizde ilk olarak 448 h. senesinin evvelinde ihdas edilmiştir. Nablus şehrinden İbnu Ebi’l-Hamra adıyla tanınan birisi Beyti’l-Makdise geldi. Güzel tilaveti vardı, kalktı ve Mescidi Aksada Şaban ayının ortasında (15’inde) bulunan gecede namaz kıldı arkadan ona birisi uydu ondan sonra bir başkası daha sonra bir diğeri eklendi, neticede namazı bitirinceye kadar kalabalık bir cemaat oldu. Gelecek sene yine geldi ve arkasında bir çok insan bu namazı kıldı. Mescidde bu yayıldı. Böylelikle Mescidi Aksa’da ve insanların evlerinde bu namaz intişar etti. Daha sonra bir sünnetmiş gibi günümüze kadar bu namaz devam edegeldi.”[12][21]
Nitekim aynı şekilde bu gecenin ihyası için camilerde mevlit okunmaktadır. Bunun sebebi ise şeytanın bu cahillere amellerini süslü ve meşru göstermesidir.
Bazı kimseler insanların manevi gıdalarını tıkadığımız iddiasıyla bu makaleyi hoş görmeyebilirler. Ancak bu gibi kardeşlerimize Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in Hz. Aişe (radiyallahu anha)’dan gelen sahih bir hadisi şerifi hatırlatmak isteriz:
“Kim bizim üzerinde bulunmadığımız bir ameli işlerse, o amel merduttur.”[13][22] Binaen aleyh, sahih delillere dayanmayan herhangibir amel manevi bir gıda değildir.
Cenabı Hak cümlemize hakkı hak bilip ona tabi olmayı ve batılı da batıl bilip ondan kaçınmayı nasip eylesin ve bizleri kendi rızasına uygun ameller işlemeyi nasip ve müyesser kılsın.[14][23]