OTORİTE PKK’NIN ELİNE NASIL GEÇTİ?
Mehmet Tezkan 01 Ocak 1970
‘Karşılıklı sert kırıcı açıklamalara bakılırsa süreç tıkandı’ demiştik.. ‘Tıkandı ama bu sürecin biteceği anlamına gelmez.. İki taraf da süreci bitirmeyi göze alamaz.. Çünkü süreç biterse iç savaş başlar.. Süreç bitti demek iç savaş ilanıdır’ diye eklemiştik..
*
6-7 Ekim olaylarından sonra barış süreci türbülansa girdi.. Az buz değil, bir hayli sarsıldı, gövde zor dayandı..
Ama o güçlü türbülansta yolcular panik yapmadı.. Çünkü sürecin türbülanstan çıkacağına olan inanç türbülans kadar güçlüydü..
Karşılıklı açıklamalara bakılırsa.. AKP sözcüsü Atalay’ın ‘Güven tazeledik’ sözüne atıf yapılırsa türbülanstan çıktık gibi..
İki tarafın da karşılıklı adımlar atması bekleniyor.. Denilene göre, o adımlar sıradan adımlar olmayacakmış.. Sıçrama şeklinde olacakmış..
*
Bir aydır yaşananlar bize neyi gösterdi?
Şunu; Güneydoğu’da kamu otoritesi yokmuş.. Tercümesi şu; askeriyle, polisiyle, valisiyle, kaymakamıyla, hâkimiyle, savcısıyla, mahkemesiyle maliyesiyle devlet tebahhur etmiş..
Devlet yokmuş, kim varmış?
Örgüt!.. PKK..
Kendi mahkemelerini kurmuşlar, vergi toplamaya başlamışlar, güvenliği devralmaya başlamışlar..
Kim söylüyor?
Hükümet adamları da söylüyor, hükümet partisinin ileri gelenleri de söylüyor.. PKK şehirlerde otorite oldu diyorlar.. Çözüm süreci demek kentlerin PKK’ya teslim edilmesi demek değildir diyorlar..
Atılacak adamlardan biri kamu otoritesini sağlamak olacakmış...
İkincisi de PKK’nın çekilmeye yeniden başlamasıymış.. Silah bırakması beklenmiyor ama Türkiye’yi terk etmeleri isteniyor..
*
Süreç yeniden rayına girdiyse.. Türbülanstan çıkıldıysa gelin bu konuyu da konuşalım..
Şu soruların yanıtı isteyelim..
Güneydoğu’da otorite neden PKK’ya bırakıldı?
Bu kararı kim aldı?
Kamu otoritesi nasıl yok edildi?
İktidarın hayali düşmanları!..
İktidara yakın duran yazarlara bakılırsa hükümet hiç hata yapmıyor.. Bütün süreçleri çok iyi yönetiyor..
Hata olursa, yanlış yapılırsa, o yanlışı başkaları yapıyor..
Görünmeyen düşmanlar..
Adı konulmayan münafıklar..
Eski Türkiye’nin kalıntıları..
*
Mesele IŞİD, Erbil’in kapısına dayandığında Ankara’nın anında yardım elini uzatması gerekiyordu..
Ankara seyretti..
Bu politikası Kürt coğrafyasında derin kırılmaya neden oldu.. Barzani hayal kırıklığına uğradı..
İktidar yaptığı yanlışı fark etti ama iş işten geçmişti..
Kabahat, kusur anında hayali düşmana atıldı..
Neymiş; eski Türkiye algısıyla hareket eden devlet içinde bir mekanizma gerekeni yapmayarak Türkiye’yi zor durumda bırakmış..
Yeni Türkiye algısı ne, eski Türkiye algısı ne?
Devlet içindeki hangi mekanizma iktidarın talimatına uymadı?
Kim onlar? Koyun masaya, çıkarın ortaya..
*
Bir başka mesele..
IŞİD’in Kobani’yi ele geçirme hamlesiyle başlayan krizi iktidar yönetemedi.. Bir dediği bir dediğini tutmadı, patinaj yaptı, zikzak çizdi..
Bu durum eleştirildi tabii..
Şimdi, türbülanstan çıkıldı ya.. O eleştirileri yapanları isim vermeden savaş baltası çıkarmakla, savaş narası atmakla suçluyorlar..
İktidarın hatasını kamufle etmeye çalışıyorlar.. Bunu yaparken başvurdukları yöntem yine aynı; görünmez düşman yaratmak..
Savaş baltasını çıkaranlar kim?
İsim verin.. Ne söylediklerini dile getirin.. Koyun ortaya, çarpın suratlarına..
Yapmıyorlar, daha doğrusu yapamıyorlar..
Çünkü suç yükledikleri kişiler hayali..