Çukurca...
Ahmet Takan 01 Ocak 1970
Hendek kazıyorlar.. Yol kesip “denetim-kontrol” yapıyorlar.. Paçavraları direklerden inmiyor..
“Özerklik” ilan ediyorlar..
Pişkin hükümet zeytinin yağı gibi...
Terör bölgesinde devletin otoritesi tamamen sıfırlandı..
Alan hakimiyetinden geçtik, bölgede terör örgütü PKK, tam manasıyla mülki idareyi ele aldı..
Gözümüzün içine sokuyorlar.. Tınlayan yok..
Ankara’nın deneyimli(!)siyasetçi ve idarecileri çadır tiyatrosunda kayıkçı kavgası ile meşgul..
Tüm kavga “sen bana şunu dedin, ben de sana bunu derim” üzerine..
Son verdiğimiz şehitlerin katillerinin kimler
olduğu ve ne olduğuna ilişkin hesap soran bile yok.
Hesap soran olmayınca hesap veren de yok..
Karartma, sansürün her türlüsü alabildiğine hakim..
Algı operasyonları ile dikkatler hep bir taraflara kaydırılıyor..
Çürümüşlük alabildiğine yaygınlaşıyor..
Topraktaki ağaçtan rant savaşına tutuşanlar..
Felaketlerde hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına ölülerini teslim etmeden verilen “yardım” maskeli rüşvetler..
Ve... Asansörden, zeytine oradan da madene “yardımları” rahatlıkla kabul edip sineye çekebilenler..
İktidardaki en yetkili ve en etkili makamlara gidiyorsunuz “terör örgütü falanca yerde hendek kazıp özerklik ilan etmiş ne olacak” diye soruyorsunuz. Onlar size kamu ihalelerinin koordinasyonun Binali Yıldırım’a verildiği haberlerinin yalan olduğunu anlatıp Ahmet Davutoğlu’nun yakında gerçekleştireceği bir yurt gezisinin hemen öncesinde Devlet Demir Yolları Genel Müdürü’nü görevden alacağını anlatıyor. Muhalefete gidiyorsunuz zeytin ağaçları ile bambaşka “gerçeklerden” söz ediyorlar “köylülerin tepkilerinden çekindikleri” için açıklayamadıklarından şikayet ediyorlar.
Caanım memleketimin kısa genel fotoğrafının ardından mikro ölçekli bir fotoğrafa geçelim; Hakkari’nin ilçesi Çukurca’ya..
Güvenlik koridorlarına ulaşan son istihbarat notlarından;
“Son bir yıl içinde Çukurca’ya tayin olup da emekli olan devlet memuru sayısı 21. Bunlardan bir kısmı tayini duyar duymaz emekli oldu, hiç gitmeden.. Bir kısmı da gidip göreve başlamayı müteakip son donemdeki olayları görüp emekli oldu..
Terör örgütü, Çığlı köyündeki kaçakçılıktan çok para kazandığından, Çığlı köyü, Çukurca merkeze göre daha militanlaşmış durumda. Örgüt, Çığlı’daki kaçakçılığın emniyetle devamını sağlıyor. Bu sayede de militan sayısı her geçen gün artıyor. Yüksekova da aynı şekilde örgütün gelirinin çok yüksek olduğu yer. Kaçakçı da nemalanıyor, örgüt de. Örgütle para kazanmak için iş birliği yapan köylü, para kapısı kapanmasın diye örgüt militanı haline geliyor. Çark devam etsin diye köyün çoğunluğu örgüt yanlısı oluyor. Devlet tarafından da en ufak bir yakınlık görmeyince her şeyleri örgüt haline geliyor.
İçeride karışıklık çıksa da sınır hattında kaçakçılık yapılan ve örgüte gelir getiren yerlerde çarkın devam etmesini sağlayacaklar. Çünkü buradan örgütün kazancı çok.
Çukurca’nın doğusunda bulunan ve Çayırlı üs bölgesinden başlayarak doğuda Dağlıca’ya kadar olan bölge tamamen boş ve hiçbir birlik tarafından tutulmuyor. Normalde hudut birliği ile tutulması lazım. Ancak Uzundere ve Pirinçeken bölgelerindeki jandarma karakolları da kaldırıldıktan sonra bu 40 kilometrelik hudut hattı tamamen boş. Örgüt burada istediği gibi at oynatıyor. Burayı zaten yıllardır kurtarılmış alan olarak kullanıyor. Örgüt buraya otoban diyor. Bu bölgeye şu anda kimse giremiyor, Giren araç ve şahıslara örgüt mensupları tepelerden ateş ediyor. Operasyon talebi daha önceden yapıldı, yinelenmek istendi. ’Biz ihtiyaç olunca sizden talep edeceğiz boşuna yazışma yapmayın’diye yazı yazdı Valilik.
Yine bölgede hemen kuzeyde Kazan Vadisi; bu bölge de örgütün kurtarılmış alanlarından birisi. Yaklaşık 25 kilometre uzunluğa sahip, 10-15 kilometrelik iki-üç kola da ayrılan bu vadinin içinde bulunan çoğu köy, terk edilmiş. Bazı köylüler geri dönmüş yerleşmiş. Şu anda buraya giren hiçbir devlet unsuru yok. Köylüler giriyor, onlar da örgütün denetiminde giriyorlar. Kazan Vadisi’nde örgüt elemanları hem eğitim yapıyor, hem yaşıyor, orada yerleşik bazı köylüler de yardım ve yataklık ediyor. Meşelik denilen mezrada da örgüt, sözde şehitlik inşa ediyor. Kimse giremediği için bunun kontrolünü yapan olmuyor.”
Hani ünlü bir soru var ya!..
“Nerede bu devlet?..” diye..
Buhar olmuş gitmiş..
Sarayın altından ne sular akıyor?..
Bak bak, uyu!..