Şeffaflık senin neyine!..
Mehmet Türker 01 Ocak 1970
“Tutmuş kerameti kendinden menkul bir şeffaflık paketi” hazırlamış…
Abine sordun mu?..”
18 Ocak tarihindeki “Ahmet haddini aştı” başlıklı yazımın ilk iki cümlesi böyleydi…
Son iki cümlesi ise şöyle:
“Ülkeyi ben idare ediyorum sanma…
Senden büyük Tayyip varken haddini aşma”
Bu yazıdan 18 gün sonra Sadrazam Ahmet‘in büyük tantanayla açıkladığı “Şeffaflık Paketi” rafa kalktı!..
Herkes haddini bilmeli!..
* * * *
“Şeffaflık Yasası” dedikleri şey zaten Türkiye için komik bir hazırlıktı…
Neyin şeffaflığı?..
Siz önce şu yolsuzluk ve rüşvet iddialarını bir şeffaflaştırın da boyunuzun ölçüsünü görelim…
Hele şu 700 bin liralık saat meselesini şeffaflaştırın da çapınızı anlayalım…
Türkiye’nin her yerinden fışkıran rüşvet ve yolsuzlukların üzeri iktidarın kalın perdesiyle örtülürken…
Ahmet çıkmış, abisi Tayyip‘e sormadan Şeffaflık Paketi açıklıyor…
Allah’ım akıl fikir ver…
* * * *
Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi…
Sadrazam Ahmet paketi açıkladıktan sonra Tayyip AKP Grup Başkanvekillerini kaçak saraya çağırmış ve şunları demişti:
“Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında istişare mekanizması yeterince çalışmıyor. Şeffaflık konusunda açılan pakette yer alan düzenlemelerin bir kısmını 2010 yılında yayınladığımız Başbakanlık genelgesiyle zaten hayata geçirmiştik. Diğer konular gündeme getirilirken de çok dikkatli olunmalı. Seçim öncesinde doğru gelmiyor.
Mal bildiriminde çok dikkatli olunmalı. Böyle giderse görev alacak il ve ilçe
başkanı bulamazsınız”
* * * *
Tayyip gayet açık konuşmuştu: “Bana sormadan iş yapmayın, seçim öncesi bizim partiye zarar vermeyin”
Sadrazamını da gıyabında fırçalıyordu…
Hadi bakalım, iktidar sıkıysa şeffaflık paketini yasalaştırıp yürürlüğe soksun!..
Sokamadı!..
Tayyip abisi, Ahmet’e haddini bildirdi, “Boyunu aşma” dedi!..
Ve Ahmet’in yelkenleri suya indi!..
* * * *
Orada Tayyip‘in çok önemli bir lafı vardı:
“Mal bildiriminde çok dikkatli olunmalı. Böyle giderse görev alacak il, ilçe başkanı bulamazsınız”
Neden?..
Bu laf, “iktidar partisinin il ve ilçe başkanları rüşvet, yolsuzluk, ihale mihale ile malı götürüyor, mal beyanı olursa götüremez. O zaman il, ilçe başkanlığının cazibesi kalmaz, siz de adam bulamazsınız” anlamına mı geliyor?..
* * * *
Sonuç itibarıyla Şeffaflık Paketi seçim sonrasına şutlandı, akıbeti meçhul!..
Böylece, Ahmet’in emanetçiliği tescillenmiş oldu!..
“Kendi iradesini kullanamayan bir başbakan” olarak da tarihe geçti!..
Hazmı geniş!..
Sadrazam Ahmet, seçim meydanlarında bağırıyor:
“Sayın Cumhurbaşkanımızla aramıza fitne sokamazlar… Biiizzz kardeşlik kültürüne sahibiz”
Yahu fitne sokmaya ne gerek var?..
Senin Cumhurbaşkanın Merkez Bankası’na “faizi indir” diye bastırıyor, sesin çıkmıyor…
Senin Cumhurbaşkanın başka şey söylüyor, senin (!) yardımcın Ali Babacan başka konuşuyor…
Senin abin, senin “Şeffaflık Paketine” posta koyuyor, paketi rafa kaldırıyorsun…
Senin Cumhurbaşkanın, senin MİT Müsteşarını AKP milletvekili olması için istifa ettiriyor sineye çekiyorsun, ama senin muavinin Bülent Arınç dalgasını geçiyor…
Bunlar hazım meselesi…
Hazmedersen, elbette sorun kalmaz ve aranıza elbette kimse fitne sokamaz!..