Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)
Bir Müminde bulunması gereken en önemli özelliklerden birisi de dince yapılması meşru olan her işe işe euzü besmele ile başlamaktır.
Nasıl namaza el ayak ve diğer âzaları yıkamak suretiyle abdest alınarak başlanıyorsa; kalbin temizlenmesi de şeytan tarafından kalbe gelen vesveselerden kötülüklerden arınması suretiyle mümkün olur. Bu da Eûzübillahimineşşeytanirracîm demekle olur. Eğer bir Mü'min bunu samimi olarak içtenlikle söyler ve Allah'a sığınırsa kalbindeki riya, kendini beğenmişlik, gurur, hasetlik gibi kötülükleri atmış kalbini temizlemiş olur. Ondan sonra da Bismillahirrahmanirrahim kelimesini söylemek için yol açılır. Bunun için ârifler Eûzübillahimineşşeytanirracimi ibadet ve taatin birinci makamı olarak görürler Eûzüsüz ibadet ve taate başlamazlar. Abdestsiz Kur'an'a yapışmak, namaz kılmak doğru olmadığı gibi eûzüsüz bir işe ve ibadete başlamak da doğru olmaz. Eûzü birinci makam besmele de ikinci makamdır. Eûzü ile ins ve cin şeytanlarının şerrinden sığınmak, besmele ile de neye niyet ederek başlamışsa o şeyi Allahü Teâlâ’ya emanet etmek, ısmarlamaktır. Yani O'na sığınmaktadır.
Mealini "Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla" şeklinde verebileceğimiz besmeleyi aslî ifadesi ile okuyup öylece korumak uygun olur. Zira Besmele tıpkı ezan ve selâm gibi tüm Müslümanlar arasında ortak bir mesaj ve sembol niteliği taşımaktadır.
Sevgili Peygamberimiz, buyurdular ki: "Cebrail bana vahiy ile geldiğinde ilk gönlüme yerleştirdiği şey bismillâhirrahmânirrahîm oldu.” (Dâre Kutnî İbni Ömer (r.a)den)
Bir Müminde bulunması gereken en önemli özelliklerden birisi de her hayırlı işe euzü besmele ile başlamaktır.
Her işe Allah’ın adıyla, yani “Bismillâhirrahmânirrahîm-Rahman ve rahim Allah adıyla” başlamanın, Müslümanlığın âdâbından olduğu bizzat Yüce Allah (c.) tarafından, Kur’an-ı Kerim’in ilk olarak indirilen, “İgra’ bismi Rabbikellezi halag/Oku. Yaratan Rabbinin adıyla oku” (Alâk, 96/1) ayetiyle Hz. Muhammed (s.)’e ve O’nun şahsında bütün Mü’minlere bildirilmiştir. Bundan dolayıdır ki, Müslümanlar olarak, dince yapılması meşrû olan her işe besmele ile başlarız.
Besmele, “Rahman ve Rahîm Allah adıyla” anlamına gelen “Bismillâhirrahmânirrahîm.” cümlesinin adıdır. Peygamber efendimiz (s), “Besmele ile başlanmayan her iş bereketsiz ve sonu güdüktür.” (Müsned, 2/259; Aclûni, Keşfü'l-Hafa, II,174) buyurarak her hayırlı işe besmele ile başlanmasını tavsiye etmiş, hayatının sonuna kadar her işe besmele ile başlamıştır. (Kurtubî, 1, 92)
Fahruddin-i Râzi Tefsir-i Kebir’de derki:
Rasûlullah (s.) Ebû Hureyre’ye şöyle buyurmuşlardı: “Ey Ebû Hureyre! Abdest alacağın zaman ‘Bismillah’ de! Zira amellerini yazmaya memur olan hafaza melekleri abdestini bitirinceye kadar senin için devamlı sevap yazarlar.” Bu hadisi-i şerife göre besmele ile başlanan her iş bitinceye kadar besmele çekene hafaza melekleri trafından sevap yazılır.
Bir çocuğa besmele öğretildiği zaman kabirde azap gören babası affolunur. Tefsir-i Hanefi’de şöyle geçer: Kıyamet gününde Cenâb-ı Hak, bir kulunu Cehenneme götürmeleri için Zebânilere emreder. O kimseyi cehennem kapılarına getirdiklerinde, dünyada her hayırlı şeyin evvelinde besmeleye devam ettiği için yine âdeti olduğu üzere ‘Bismillahirrahmanirrahim’ der. Allah’ın ismi hürmetine Cehennem ateşi o kimseye yaklaşmaz, onu yakmaz. Cehennemim muhafızı Mâlik, azap etmesini emretse de Cehennem : “Allah’ın ismini zikreden kimseyi nasıl yakayım” der. İşte besmele-i şerife’nin fazileti ile cehennem ateşi o kimseden uzak olur.
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim, Hz. Süleyman (a.s.)’ın Sebe kavminin melikesi Belkıs’a yazdığı mektubuna, besmele ile başladığını haber vermektedir. "innehû min süleymâne ve innehû bismillâhirrahmânirrahîm" (Neml-27/30) (Meali: Mektup Süleyman'dandır, Rahmân ve Rahîm Allah'ın adıyla (başlamakta)dır.) (Neml, 27/30) Peygamber Efendimiz (s.) de bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Davud oğlu Süleyman (a.s.) ve benden başka hiçbir peygambere indirilmeyen bir ayet bana indirildi. Bu ayet, ‘Bismillâhirrahmanirrahim’dir.” (İbn Kesîr, İsmail b. Ömer, Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, İstanbul, 1984, I, 33)
Kur’an-ı Kerim ayetlerinden olan besmele, Süleyman (a.)’dan sonra Müslümanlara has kılınan mübarek bir sözdür. Besmele manevî hazinelerin, sayısız hikmet ve faziletlerin anahtarıdır. Peygamber Efendimiz (s.), bu hakikati şöyle ifade buyurmuşlardır: “Besmele her kitabın anahtarıdır.” (Câmiu’s-Sağir, I, 127;Feyzü’l-Kadîr, III, 191)
Hz. Peygamber (s.), bir hadis-i şeriflerinde “Müminin her işinin hayır olduğunu” bildirmiştir. (Müslim, Zühd, 64) Bu demektir ki, Mümin hayır olmayan hiçbir işi yapmaz.
Bir işe başlarken Allah’ın adını anmak; kulun Allah’a şükrünün, teslimiyetin, her an O’nunla bir ve beraber olduğunun ifadesidir. Yani, insanın sahip olduğu imkânları, güç ve kuvveti, her türlü nimeti Allah’ın verdiğini bilmesi, bundan dolayı O’na minnettarlığını ifade etmesi ve hepsinden önemlisi de bu nimetleri O’nun rızası doğrultusunda kullanacağını taahhüt etmesidir.
Bütün işlerinin başında Allah’ı hatırlayan Mümin, O’nunla irtibat halini, bağını ve yakınlığını devam ettirmek istediğini ifade etmiş olmaktadır. Allah’ın adını anarak işlerine başlayan kimse, O’na yönelmiş, teslim olmuş, her türlü hayır ve başarıyı Allah’tan beklediğini ifade etmiş ve neticeyi O’na havale etmiş demektir. Samimiyetle Allah’a yönelenlerin mutlaka başarıya, huzur ve mutluluğa erişeceği yüce kitabımızda “… Kul innallâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe)/De ki: “Allah dilediğini (arzu ve yaşantılarının gereği) sapıklıkta bırakır, kendisine yönelenleri de doğru yola iletir.” (Ra’d, 13/27) ayetiyle müjdelenmiştir.
Cenâb-ı Hakk, sadece Müslümanların Rahmanı değil, Müslim, Gayrı Müslim bütün insanların ve mevcudâtın Rahmanı (rahmet edeni, yedireni, içireni, nimetinden istifâde ettireni) fakat sâdece Müslümanların Rahimi (bağışlayanı)dir.
Yüce Allah’a: "Hem Müminlerin, hem kâfirlerin Rahmân'ı, fakat yalnız Müminlerin Rahîm'i" denilmesi de bundan ileri gelmektedir. “Ve kâne bil Müminîne rahimê (n)” "Allah Müminlere karşı çok bağışlayıcı, çok merhametlidir." (Ahzâb, 33/43)
Her işe euzu besmeleyle başlamak, insan şeytanlarından ve cin şeytanlarından Allah’a sığınmak ve Allah’ın adını her vesileyle anmak; bir Müslümanın Allah’a imanının bir göstergesidir. Ancak, bu bir alışkanlık gereği olarak sadece dil ile değil de bilinçli ve kalbî bir içtenlikle yapılmalıdır.
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.