« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 Şub

2024

Doğu Türkistan

M.Metin Kaplan 01 Ocak 1970

Bütün Türklerin Ata-Yurdu ve Orta Asya’nın en verimli ve zengin toprakları Doğu Türkistan en az elli yıldan beri Kızıl Çin'in İşgali altında.. Doğu Türkistan'ımız en az elli yıldır Kızıl Çin emperyalizminin askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel sömürgesi durumunda Emperyalist Kızıl Çin emperyalizmini Doğu Türkistan'a Sincan "yeni sömürge' diyerek bütün dünyaya pervasızca ilan etmekte ve belki de böylelikle dünyaya meydan okumaktadır.. Ama "hür dünya" sus pus olmuş seyretmektedir. "Sukût ikrardan gelir” Dünyanın en hızlı antiemperyalistleri (!) olan sosyalistler ile sosyal demokratlar nerede? Çin komünist olduğu için mi sesleri çıkmıyor? Öyleyse bu çifte standart değil mi? Yoksa "Yeni Dünya Düzenine uyarak anti emperyalist olmaktan vaz mı geçtiler? Öyleyse bunu ilan etsinler de herkes öğrensin! Ata-Yurt Doğu Türkistan'ın bütün yerüstü ve yeraltı zenginlikleri Kızıl Çin tarafından sömürülürken en az 30 Milyon Türk de nükleer denemeler bahane edilerek yok edilmeğe çalışılırken dünyanın en hızlı insan hakları savunucuları (!) olan sosyalistler ve sosyal demokratlar nerede?

Doğu Türkistan'lı milletdaşlarımızın hürriyetleri ile "Doğu Türkistan Cumhuriyeti'nin istiklali Kızıl Çin tarafından kaldırıldığında (1949) seyirci kalan ve hatta sessiz kalarak adeta bu durumu onaylayan "hür dünya" ve onun en büyük teşkilatı Birleşmiş Milletler nedense Kore söz konusu olduğunda (1950) birden aslan kesilmiş ve kükreyerek ayağa kalkmıştı.. Buna biz Türkler de destek vermiştik.. Ama "hür dünya” ile Birleşmiş Milletler'in Doğu Türkistan'a karşı neden kayıtsız kaldığını hala anlayabilmiş değiliz. (!) Yoksa "hür dünya" ile Birleşmiş Milletler Teşkilatı, Müslüman Türklere Türk ve Müslüman oldukları için farklı bir muamele mi uygulamaktadır? Öyleyse bu da çifte standart değil midir ? Böyle bir tavır “Birleşmiş Milletler'in ruhuna” aykırı değil midir?

"Hür Dünya teşekkül ettiğinden beri, Birleşmiş Milletler Teşkilatı da kurulduğundan bu yana güya "Kişilere Hürriyet Milletlere İstiklal" ve "milletler kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir” prensiplerini savunmaktadırlar.. Ama nedense bu ilkelerin hiç birisi de Müslüman Türkler için bir türlü geçerli olamamaktadır. Yoksa "hür dünya" ile Birleşmiş Milletler Teşkilatı Müslüman Türk Milletini "millet" ve Müslüman Türkleri insan" saymamakta mıdır? Böyle bir anlayış ile BM anayasası ve hür dünyanın insanlık anlayışı nasıl bağdaşabilir? Bu bütün dünyanın ve özellikle Birleşmiş Milletler Teşkilatının “ırkçılık” konusundaki görüşlerine aykırı değil midir? Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve "hür dünya" ne zamandan beri ırkçılık yapıyor?

Türk Milleti bütün dünyanın, özellikle de "Hristiyan Dünyası'nın kendisine ve kendisi ile ilgili meselelere "Haçlı gözlüğü''yle bakmasından artık bıkmıştır.. Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın da "büyük devletlerin emperyalist maksatlarına hizmet eden bir araç” olmasından bıkmıştır ki Türk Milleti'nin bu kanaate ulaşmasından da bizzat Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve hür dünya tabir edilen süper devletler sorumludurlar.

Türk Milleti her konuda kendi göbeğini kendi kesmek durumundadır! "Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur" Türk Milleti eğer milli çıkarlarını kendisi koruyamazsa, Türk Milleti’nin milli menfaatlerini hiçbir devlet veya "kuruluş" korumaz ve koruyamaz. Bunun mutlaka şuuruna varmak zorundayız. En azından biz Türk-İslam Ülkücüleri bu şuurda olmak mecburiyetindeyiz!

Türk Milleti ne yazık ki bu şuur seviyesine henüz ulaşamamıştır. Ama çok şükür ki Türk-İslam Ülkücüleri bunun farkında ve şuurundadır. Öyleyse yapılacak olan şey bellidir ve çok basittir. Türk Milletinin en idealist ve dinamik unsuru olan Türk-İslam Ülkücüleri önce Türk Milletini sonra da "hür dünya" Birleşmiş Milletler ve insanlığı ayağa kaldırıncaya kadar hiç oturmamalı ve hep ayakta olmalıdır.

Doğu Türkistanlı Milletdaşlarımıza hiç bir ülke" ve "kuruluş" sahip çıkmadığına göre biz Türk-İslam Ülkücüleri sahip çıkmalıyız! Doğu Türkistan dâvâsını ve Doğu Türkistan’ın istiklâlini dünyaya kabul ettirinceye kadar yapılan bütün meşru eylemleri bütün gücümüzle göstermeliyiz! Olmazsa "biz" mitingler, yürüyüş ve on binlerin katıldığı büyük kitle gösterileri tertiplemeliyiz!

Gün; oturmak, beklemek ve seyretmek günü değil, meşru eylemler yapmak günüdür! Esir Türklüğün son iki kısmından biri "ayağa kalkmıştır" Türk-İslam Ülkücüleri "bunu desteklemek ve başarıya ulaşmasını sağlamakla görevlidir! Ülkücüler zafere kadar ileri!

21 Şubat 1997 / Ortadoğu Gazetesi

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,26 M - Bugn : 19733

ulkucudunya@ulkucudunya.com