TOMA’larla kurultay engellemek
Mustafa Ünal 01 Ocak 1970
Siyaset tarihinde böylesi yok. Tam bir kaos. Hakem olması gereken yargı, düğümü çözeceğine daha da körleştirdi. Ama asıl kabahat Yargıtay’ın. Dosyanın ön incelemesini yaptı ve beklemeye aldı. Basit bir konuyu karara bağlayamadı. Oysa davanın acelesi vardı. Kurultay için geri sayım çoktan başlamıştı.
En temel hukuk kuralı, ‘Geciken adalet adalet değildir.’ Peki, bu gecikme niye? Karar ne zaman? ‘Mayıs ayı içinde.’ Neden? Ortalık karıştıktan sonra neye yarayacak? Yargının zirvelerinde görev yapmış bir hukuk adamına sordum, ‘Dosyanın iki saatlik işi var’ dedi. Yargıtay’ın neden ağırdan aldığını tahmin etmek zor değil aslında. Hukukî sebeplerden mi? Asla değil. Siyasî nedenlerden… Yargıtay çok ağır vebal altında. Ortaya çıkan kaosun ana sorumlusu.
Bir iktidar partisi muhalefetin kongresiyle niye bu kadar yakından ilgilenir? AKP’nin eli MHP’nin içinde. Medyasıyla ve bürokrasisiyle seferber olmuş durumda. MHP’de yönetim değişikliği AKP’nin meselesi mi? Seçimden önce Tuğrul Türkeş’i transfer etti. Türkeş soyisminin milliyetçi siyasette ne kadar önemli olduğunu hatırlatmaya gerek yok. Adıyla, soyadıyla Türkeş AKP’de.
MHP’deki değişimden korkusu ne? Muhalefeti dizayn iktidar partisinin işi mi? Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş, Tuğrul Türkeş yetmedi mi? Adalet Bakanı Bekir Bozdağ MHP kurultayına açıkça müdahil oldu. Bozdağ’ın sicili kötü. Yargıya, yürüyen davalara müdahalesi belgelerle sabit. Bozdağ yine sahnede. Bu kez MHP kurultayının yapılmaması için. Muhalifler faturayı Bozdağ’a kesti. Günü geldiğinde hesabını soracaklar.
TOMA, AKP İKTİDARININ ALAMET-İ FARİKASI
Bu yazının yazıldığı saatlerde salonun etrafı TOMA’larla, demir perdelerle, bariyerle çevrilmiş durumdaydı. TOMA, AKP iktidarının alamet-i farikası. Nerede bu aracı görürseniz AKP’yi hatırlayın. Askerin tankı-topu varsa, AKP’nin TOMA’sı var. AKP iktidarın yargıyı, devlet kurumlarını kullanarak bir partinin kurultayına müdahalesini meşru görmek mümkün mü? Olamaz. Ancak siyasi pozisyon alabilir. MHP’nin iç mücadalesinde bütün ağırlığını koyarak taraf olması kabul edilemez. AKP’nin kabusu, iktidardan düşmek. Ama yolu bu değil.
Değişim eğer dinamizmini kendinden alıyorsa önüne set çekilen devlet gücü ve hukuku zorlanması işe yaramaz. Gül ve Erdoğan buna en iyi örnek. Erdoğan siyaset engelini aşamazdı. 367 darbesi hedefine ulaşsa Gül Köşk’e çıkamazdı. Tekrar uyarmakta fayda görüyorum. AKP iktidarının siyasi yapı üzerinde ağır baskı oluşturması, istenmeyen sonuçlar doğurur. Eğer kapakları açmazsanız baraj patlar. Ve koca ülke suyun altında kalır. Şu anda durum bu.
MHP’deki değişim rüzgarının sert estiğini görmek veya hissetmek için siyasetin uzmanı olmaya gerek yok. Genel Merkez bütün gücünü ortaya koydu, muhaliflerin hurucunu durduramadı. Delege iradesi ‘değişim dedi. Çözüleceğine giderek kemikleşti ve büyüdü. İtiraf edeyim, bu kadarını beklemiyordum. Çünkü parti teşkilatları merkezlerinin etkisi ve kontrolü altında. MHP gibi iç ayrışmanın ihanete eşdeğer görüldüğü bir partide muhalefetin yol alması inanılır gibi değil.
Bugün ne olacak? AKP iktidarı kurultayı yaptırmamakta kararlı. Delegelerin konaklayacağı otellere bile baskı söz konusu. Adayların iddiası bu yönde. TOMA’lar, polisler salonu kuşatacak. Dünden bölgede konuşlandı bile. Buna karşılık muhalif cephe de pes edecek gibi değil. Yazılı ve sözlü açıklamalarda kararlılık vurgusu dikkat çekici. ‘Geri adım’ yok. 800 küsur delegenin mevcudiyetinden söz ediyorlar. Bu toplam delegenin dörtte üçü demek. Kurultayın toplanması için yeterli rakam. Genel Merkez’e çok net mesaj demek.
MUHALİFLER KARARLI
Kararlılık o boyutta ki ‘Salon olmazsa kurultayı dışarıda yaparız’ diyorlar. Bu satırları yazarken ‘son durum’ böyleydi. Karşılıklı restleşme söz konusuydu. Muhalifler MHP yönetiminden ziyade AKP iktidarıyla restleşmiş durumda. Siz bu yazıyı okurken dananın kuyruğu kopmuş olacak. ‘Dana kimde, kuyruk kimde kalacak?’ belli değil.
Sonuç ne olur? Kurultay yapılabilir mi? Delege iradesi hükmünü icra eder mi? Ne kadar tecrübeli olursanız olun, siyaseti ne kadar yakından takip ederseniz edin, bu sorulara sağlıklı cevap vermek olanaksız. Bugünün gelişmelerini kestirmek gerçekten zor. Tarihte emsali yok. Neticeye ulaşamasalar bile görünen o ki muhalifler sadece yazılı ve sözü açıklamalarla değil salonun önündeki manzarayla da konuşacaklar. Mesajlarını ete kemiğe büründürecekler. ‘Demokrasi şöleni’ diye tanımlanan kongre ortamlarının TOMA ve polislerle nasıl ‘arena’ya dönüştüğünü tarihe not düşecekler.
DEĞİŞİM İRADESİ OLUŞTU
Bugün ya da yarın farketmez eğer bir parti tabanında irade değişim yönünde oluştuysa, mutlaka er ya da geç hükmünü icra eder. Belki biraz ötelenir ama yok edilemez. Değişim dinamiği MHP ile sınırlı değil, siyasetin geneline egemen. En çok da AKP’ye… İktidarın fena çürüttüğü ve yozlaştırdığı AKP’de bir yenilikçi hareketin bütün şartları mevcut. Ama durumdan vazife çıkaracak, şartları değerlendirecek adamlar yok. MHP de, siyaset de büyük değişimlerin eşiğinde. Ankara yeni doğumlara gebe. Ben MHP’deki kurultay sürecine biraz bu geniş açıdan bakıyorum. Dün olanlar ve bugün yaşanacaklar işte hep bu sancının sonuçları. Yoksa MHP dışındaki kitleler bu kurultaya neden ilgi duysunlar ki…