Merminin anlamı
Emin Çölaşan 01 Ocak 1970
Sevgili okuyucularım, şehit cenazesinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun önüne atılan mermi olayı çok ciddidir.
Ana muhalefet partisi lideri resmen tehdit edilmiştir.
Vurdulu kırdılı alemde mermi bırakmanın, mermi göndermenin anlamı budur.
“Seni vururuz, vurulursun, bir mermilik işin var…”
İşin ilginç yanı, bunu yapan şahıs daha birkaç dakika önce cami avlusunda Binali Yıldırım'la kulak kulağa konuşurken görüntülenmiştir.
Şahıs polisler tarafından götürülmüş, göstermelik bir ifadesi alınmış ama serbest bırakılmıştır.
Şimdilik ayak dibine atılan mermi olayının bir sonraki aşaması Kılıçdaroğlu'na ateş edilip vurulması, belki de öldürülmesidir.
* * *
Şahıs hem şehidin dayısı, hem de AKP ilçe örgütlerinde görev yapmış. Belli ki Binali ile tanışıklığı var.
Olmasa öyle birbirlerine yanaşıp fiskos yapmazlar, yapamazlar.
Aynı törende Kılıçdaroğlu'nun çelengi falan da parçalandı.
Bunu yapanlar terör olayları nedeniyle herhalde onu suçluyor!
Türkiye bombalanırken, her gün şehit cenazeleri kaldırılırken terörün sorumlusu Kılıçdaroğlu veya partisi midir, yoksa Türkiye'yi yöneten aymazlar mı?
Elbette aymazlar.
Adına çözüm süreci denilen utanmazlığı Kılıçdaroğlu mu uygulamaya sokmuştu?
Ama gelin görün ki mermi bırakıp “Seni vururuz” mesajı verenlerin böyle bir bilinci yoktur. Kafaları çalışmaz, düşünmezler…
Gerçekleri görmek istemezler.
Güçlerini de baştaki iktidardan alırlar.
Binali Yıldırım'la çekilen fotoğraf…
Acaba orada ne konuştular, birbirlerine ne dediler?
Adam Kılıçdaroğlu'na mermi bırakacağını sadrazama o sırada söylemiş olabilir mi?
Bu fotoğraf ortaya çıkmamış olsaydı işin içine Binali'yi elbette sokmazdık. Ama şimdi ona sormak gerekiyor:
Niçin iki satırlık yazılı veya sözlü açıklama yapmadın, mermili mesajı acaba niçin kınamadın?
Aynı şey sana yapılsaydı yine böyle tepkisiz mi kalırdın? Senin yandaş basının kıyameti koparmaz mıydı?
* * *
Yarın başka bir sapık çıkar ortaya, Kılıçdaroğlu veya önemli bir kimseye bıçakla saldırır, tabancayla vurur. Öldürür veya öldüremez ama ses getirir.
Siyasetçi, gazeteci, asker, polis, din adamı…
Hükümetin haberi olsun, böyle bir olay olduğu takdirde altından kalkamaz. Sadece Türkiye'de değil yurt dışında da kıyamet kopar.
Aymazlığın, umursamazlığın da bir sınırı olmak zorunda.
Hele devlet yönetiminde, ana muhalefet liderine yapılan bu manevi saldırı ciddi bir iştir…
Ve bizimkilerden tık yok.
Anladığım kadarıyla konuşmak için yaralama, öldürme gibi daha ciddi (!) bir olay bekliyorlar…
Fiili saldırı olacak, birileri yaralanacak veya ölecek…
Dua etsinler de olmasın!
Yoksa hükümetin canı çok yanar.
Beyefendi turistik cenazede
Recep Tayyip, ABD gezisini sürdürüyor. Ortada herhangi resmi bir durum yok.
Orada ABD yetkilileri ile konuşmayacak.
Türkiye'yi yurt dışında öylesine küçük düşürdü ki, zaten istese de kimse kendisini kabul etmez.
Hele Obama'nın falan semtine bile uğratmazlar.
Ömrü boyunca hiç tanımadığı, tanışmadığı, aralarında en küçük bir manevi bağ bile olmayan Muhammet Ali'nin cenaze törenine gitti.
Orada kameraların önüne geçip boy gösterecek, bu fırsattan yararlanıp kendisine siyasi rant elde etmeye çalışacak.
* * *
Türkiye Cumhuriyeti onun bu turistik gezisi için devletin dev uçağını kaldırdı. Binlerce kilometre gidecekler ve gelecekler.
Yatak odaları, yemek ve toplantı salonları olan, özel yapım muhteşem bir uçak.
Yanında korumaları, danışmanları ve başkaları…
Her birinin otel ve yiyecek harcamaları şirketten!..
Ve alacakları yüklü harcırahlar…
* * *
İnsan düşündükçe aklına bir şeyler geliyor!..
Ne bileyim, belki cenaze bahanesiyle ABD'de bir toplu açılış töreni düzenleyecek, yapımı bitmiş veya yarım kalmış olan bazı tesisleri aynen Türkiye'de yaptığı gibi kurdele kesip hizmete açacaktır!
Belki bu haftanın muhtarlar toplantısını yapıp bizim televizyonların canlı yayınına oradan girecektir!
Belki de oğlunun vakıfları tarafından ABD'de düzenlenecek toplantılara katılıp konuşma yapacaktır!
* * *
Şimdi kendisinden beklenen şunlardır:
Türkiye'ye döndüğü gün, gidiş nedenini ve ülke olarak bu geziden ne gibi bir yarar sağladığımızı kamuoyuna güzelce anlatmak!
İkincisi, bu turistik gezinin devlete ve Türk Milleti'ne toplam maliyeti ne olmuştur, onu açıklamak!
Konu önemlidir.
Devletin ve milletin parası çarçur edilemez.
Muhalefet partileri işin üzerine ciddi bir biçimde gidip sorgulamalıdır.