« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

05 Haz

2017

Cemaat - Hizmet - Feto – FETÖ

Aydın Engin 01 Ocak 1970

Adını hep kendileri koydular. Önceleri “Gülen Cemaati” diyorlardı. Cemaat terimi yıpranmış olsa gerek, onun yerine “Hizmet Hareketi” yeğlendi.
“Hoca efendileri” pek itibarlıydı. Nasıl olmasın, ilan edilmemiş ama fiilen var olan bir “siyasal koalisyon”un ortağı, Tayyip Erdoğan’ın neredeyse eşdeğeri idi. Türkçe Olimpiyatları’nda nutuklar attılar; “Hocaefendi”lerine abartmalı övgüler düzdüler.
Yurtdışındaki Gülen okullarını coşkuyla selamlayıp alkışladılar. Moskova’da, Petrograd’da öksüz, yetim ve yoksul Slav çocuklarına İstiklal Marşı’nı ezberden okutmak, Uganda’nın kara derili çocuklarına zeybek oynamayı öğretmek gibi yürekler acısı marifetleri övdüler, övdüler, övdüler. Cemaat okullarını “Türk bayrağının dalgalandığı, Ezan-ı Muhammedi’nin duyulduğu” kutsal mekânlar olarak selamladılar.
Her ne kadar 17/25 Aralık’ta hırsızlık-yolsuzluk dosyalarının art arda patlatılması AKP - Cemaat koalisyonunun fili sonu ve acımasız bir kavganın başladığı milat olarak sunuluyorsa da aslında o tarihten birkaç yıl öncesinde aralarına kara kedi girmeye başlamıştı. Cemaat’in vitrininde yer alan ve bugün galiba hepsi de yurtdışına çıkmış olan “Cemaat ünlüleri” kendi adamlarının devlet bürokrasisine yerleştirilmesinde ciddi sıkıntılar yaşandığından yakınmaya başlamışlardı. Yine de kavganın, itiş kakışın su yüzüne çıkması 17/25 Aralık 2013’te yaşandı.
O günlerde henüz “terör örgütü” nitelemesi kullanılmıyor, PDY kısaltmasıyla anılan “Paralel Devlet Yapılanması” tercih ediliyordu.
Çok geçmedi, Cemaat kadrolarının devlet bürokrasisinden, özellikle yargı ve polis kadrolarından ayıklanmaya başlamasıyla itiş kakış, kanlı bir çatışmaya tırmandı. 14 yılda devletin en kilit kadrolarını, özellikle ordu, polis ve yargıyı ele geçiren Cemaat, köklü ve kesin bir tasfiye istihbaratını alınca, çareyi “darbe”de buldu. 15 Temmuz gecesi hazırlıksız, alelacele bir darbe girişiminde kan döküldü. Parlamenter demokrasinin somutlandığı Türkiye Büyük Millet Meclisi bile bombalandı.
Kaynayan kazan patladı ve Gülen Cemaat’i artık Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olarak vaftiz edildi.
Şu anda yaşanan ve “siyasal İslam”da benzeri görülmemiş “iç savaş” hız kesmiyor ve keseceğe de benzemiyor.
Görünen o ki alt kadrolardaki temizlik büyük ölçüde tamamlandı. Kalan “küçük ölçüde temizlik” de yakında tamamlanabilir.
Ancak, AKP tepelerinde henüz temizlikten iz, eser yok. AKP’nin en derinlerine sızdığından kimsenin kuşkusu olmayan Cemaatçi kadroları en ağzı kalabalık ve sıkı AKP’liler bile inkâr edemiyor. Yine de “Yok canım bizim partimizde hiç FETÖ’cü kalmadı” filan gibisinden yaveler mırıldanıyorlar. Ancak AKP içindeki temizlik olarak çıkabildikleri en yüksek mertebe ilçe başkanı, belediye meclisi üyesi, haydi bilemedin belediye başkanı düzeyinde...
Oysa bırakın biz gazetecileri, neredeyse sokaktaki yurttaş bile AKP tepelerinde Cemaat ile kucak kucağa yıllar geçirmiş “ünlü” siyasetçileri pek zorlanmadan, ezbere sayabilecek durumda...
Nitekim kendileri de söylediklerine inanmıyorlar. AKP medyasında şimdiden mırıldanmalar homurdanmaya dönüştü. Ayrıca kendi paçasını kurtarmak isteyenler parti içi, medya içi rakiplerini ufaktan ufaktan ihbar etmeye başladılar.
Yani...
Önümüzde şenlikli günler var.
Nitekim partideki ve devletteki bütün ipleri elinde toplayan “Reis”, gelecek günlerin çok şenlikli geçeceğinin ipuçlarını söz aralarında, satır aralarında belirtiyor.
Bugünlük bir tablo çizmekle yetinelim. Olağanüstü bir gelişme olmazsa yarın devam edelim...

Ziyaret -> Toplam : 125,26 M - Bugn : 17866

ulkucudunya@ulkucudunya.com