'Adalet'e pranga!
Arslan Tekin 01 Ocak 1970
Yargının bağımsızlığından bahsediyorlar. Ama mahkemelerin ne kadar bağımsız olduğu tartışılıyor. Mahkemelere güven, halk nezdinde araştırılsa, yüzde kaç çıkar?!
Çoğu gazeteci 21 kişiyi serbest bırakan mahkemenin üyelerinin başına gelenleri biliyorsunuz. HSYK hemen toplanıyor ve üç hâkimi de açığı alıyor. Gaziantep İstinaf Mahkemesi'nin 3. Ceza Dairesi hâkimlerinden ikisi, ByLock da çıksa kafadan ceza vermeyin, yazışmaları, konuşmaları inceleyin, asıl örgütünün merkezine ulaşın diyen iki üyeyi sürüyorlar, muhalif kalan bir üyeyi mahkeme başkanı yapıyorlar. Kayseri'de, FETÖ'den tutuklu işadamı "Vergi ödeme zamanı geldi, vergilerimizi ödeyebilmemiz için, hesaplarımızın üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasını talep ediyorum." diyor, mahkeme devlete vergi ödensin, diye tedbiri kısmen kaldırıyor. Vay sen misin kaldıran!... "Yandaşlar" homurdanınca, savcılık, açıklama yapma mecburiyeti hissediyor, "Biz böyle ettik ama niçin ettik bir bilin..." demeye getiriyor. Daha başka örnekler de vardır.
Asıl verilmesi gereken örnek; MHP'nin olağanüstü kongre vetiresi ve kongre sonrası... Çok kişi yazdı, biz de bu köşede kaç defa yazdık.
Öyle bir müdahale ki -şimdiye kadar meseleye böyle bakan oldu mu bilmiyorum- Türkiye'nin rejiminin değişmesine, "Tek Adam" iktidarının kurulmasına yol açmıştır.
Balgat'takilerin kongrenin iptali için, "Tek Adam" olmak isteyenin talebini karşılamadığını kim söyleyebilir? İşte "Tek Adamlık" için anayasa değişikliğine giden yol... "Sen beni kurtar, ben seni Tek Adam yapayım!" anlamı çıkmaz mı? Müdahaleler olmasaydı, şu andaki Balgat'takiler yerinde kalmayacak, MHP yeni dinamiklerle yol alacak, belki Türkiye'nin kaderi değişecek, insanlar karamsarlıktan kurtulacak, siyasete yeni bir güven aşılanacaktı.
(Ara not: Önceki akşam Yeniçağ gazetesi yazar ve yöneticileri iftarda buluştu. İftara, Meral Akşener ve eşi katıldı. İftarda geç vakte kadar yeni parti konusu ve her şey konuşuldu. Meral Hanım, istişarede bulunduğu kitlenin yeni bir parti temayülünde olduğunu söyledi. Konuşmaların özü bu. Ayrıntı, inşallah bayramdan sonra yapacağımız geniş bir röportajda ortaya konacak.)
CHP Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu, MİT TIR'ları davasından 25 yıl ceza aldı.
Şunu söylemeliyim: TIR'larla, Türkiye'nin lehine ise eğer, Suriye'ye silâh sevkiyatı çok yerinde. ABD PKK'nın Suriye koluna Türkiye'nin gözünün içine baka baka her türlü desteği veriyor, bizden başka kimseden ses çıkmıyor ama biz kendi güvenliğimiz için silâh verince Lahey Uluslar Arası Adalet Divanı işaret ediliyor.
Bu silâh sevkiyatının görüntüleri başka yayın organlarında ortaya dökülmüşken neden suç olmuyor da, Cumhuriyet'te yayınlanınca suç oluyor ve neden fotoğrafları verdiği söylenen milletvekili hapse atılıyor?
CHP hâdiseyi protesto edince, Anayasa'nın 138. maddesi hatırlatılıyor, hâkimler üzerine baskı kurmak suçtur, deniyor. Diyene bakın siz!
CHP kanunların tanıdığı hakkı kullanıyor, "adalet" için yürüyor. Tarihe geçecek bir yürüyüş.
"Adalet"i tartışılmaya açanlar asıl kimler?!