İhanet çukuruna düşmenin sebebi!
Arslan Bulut 01 Ocak 1970
Tayyip Erdoğan, ABD'de yaptığı açıklamada "Vatanına, milletine, kendi bağrından çıktığı topluma aidiyetini kaybedenin varacağı tek yer, unutmayın, ihanet çukurudur. Hiçbir medeni devlet, darbe teşebbüsü gibi demokrasiye ve millî iradeye yapılan bir saldırıyı cezasız bırakmaz. 15 Temmuz gecesi işlenen bu suçun hesabını da bizler hukuk içinde soruyoruz, soracağız. Bundan geri adım atmak yok." dedi.
Konunun güncel olan tarafı, 15 Temmuz gecesi işlenen suçun hesabının sorulmasıdır ki kimsenin buna bir itirazı olamaz; olsa da kimse ciddiye almaz.
"Vatanına, milletine, kendi bağrından çıktığı topluma aidiyetini kaybetmek" de gerçekten insanı ihanete götürür. Biz yıllardır bunu anlatıyoruz!
Fakat "Vatan" denilince, "bütün yeryüzü vatanımdır" diye cevap verenler var. "Millet" denilince de kelimeyi "Ümmet" olarak algılayanlar var. Bu durumda, vatana, millete aidiyet duygusu kalmaz ki!
***
Erdoğan, New York'ta Mandarin Otel'de yapılan "TÜRKEN Vakfı Geleneksel Gala Yemeği"nde "Bugün aramızda Türk öğrencilerinin yanı sıra diğer toplumlardan öğrenci kardeşlerimizin de bulunduğunu memnuniyetle görüyorum. Bu kardeşlerimizle burada hemhal olan ve adeta bir ümmet bilincinin tezahürü olarak meydana çıkan bu gençlik, gelecekte çok daha farklı yükleri yüklenmek suretiyle inşallah dünyada ses getirecektir." diye konuştu.
Bir insan aynı anda hem bir millete hem de bir ümmete aidiyet duygusu içinde olabilir. Türk çocuklarına ailede ve okulda verilen eğitimin özü buydu. Şimdi ise milleti millet yapan millî bayram günleri unutturularak, Atatürk'e yönelik saldırılara seyirci kalınarak ve birliğin ancak ümmete aidiyetle sağlanacağı iddia edilerek millî kimliğe darbe vurulmaya çalışılıyor. "Türk Milleti" yerine "Türkiyeli milleti" veya "İbrahim milleti" gibi kavramları, zaman zaman Tayyip Erdoğan kullanıyor.
Fethullah Gülen'in evlerinde ve okullarında yetiştirilen çocuklara verilen eğitimin özü de buydu. Üstelik ilâve olarak, "Eşhedu en lâ ilâhe illallah, Muhammedûn Resulullah" şeklindeki İslâmiyetin temelini bile ortadan kaldırmışlar, Vatikan'ın diğer dinlere mensup olanları Hıristiyanlaştırma misyonunun gereği olarak başlatılan "dinlerarası diyalog" adına, Hz. Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğu kabulünü kullanmamayı tavsiye etmişlerdir! Hatta üç semavi dinin aynı Allah'a inandığını öne sürerek, ümmete aidiyeti de yok etmeye çalışmışlardır. Bu politikaları, AKP iktidarı sayesinde, camilerde, okullarda ve medyada işlemişler, böylece millî ve dinî değerleri temelinden sarsmışlardır.
***
Bakınız, ABD'de kurulan vakfın adı bile TÜRKEN!
Vakfın Başkanının adı Behram Turan, ana vatan Türkiye'den ve dünyanın bazı ülkelerinden Amerika'ya eğitim amaçlı gelen yabancı öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak için ortam sağladıklarını ifade etti.
Turan, tanınmış akademisyen ve dinî âlimlerin katılımı ile eğitim ve dinî konularda her ay konferanslar düzenlendiğini de söyledi.
Güzel de bu toplantılarda sadece "ümmet bilinci" üzerinde duruluyorsa bilinmelidir ki milletsiz ümmet olmaz!
Kendi kimliğinizi yok sayarak, ümmet bilincini geliştiremezsiniz. Bunu yapmaya kalkışırsanız, milletinize de ümmetinize de zararınız dokunur.
***
Türk çocuklarının beyninden Türk Milleti'ne mensup olma bilincini çıkarırsanız, ortaya çıkan insan tipinin IŞİD'çiden ne farkı kalır?
Türkiye'nin Irak, Suriye ve Mısır politikalarında açık düşmesinin, Barzani devletinin bugüne kadar desteklenmesinin temelinde işte bu ideolojik yanılgı vardır. BOP gibi Amerikan-İsrail projelerini veya İhvancılar enternasyonalini, "Osmanlıcılık" diye tanıtmak, bir siyasi kadroyu, millete ve ümmete karşı hangi duruma düşürmüş oldu?