Adalette ‘zulmün artsın’ noktası
Emre Kongar 01 Ocak 1970
Cumhuriyet gazetesinin beş mensubunun şu anda hapiste, tutuklu olarak yargılanıyor olması, akla, mantığa, vicdana, hukuka aykırıdır...
Ama dünden bugüne, birdenbire, aniden ortaya çıkmış garip vebeklenmedik bir olay da değildir:
Önce AKP/Cemaat iktidarı olarak, ABD’nin, AB’nin ve kendilerini “liberal”, “eski sol” filan diye pazarlayan “kullanışlı aptalların” desteğiyle, hep birlikte, Demokratik Rejim’in, Hukuk Devleti’nin altını oydular:
1) Akla, mantığa, vicdanlara ve hukuka aykırı yeni suçlar tanımladılar...
2) Bunları desteklemek için, sahte deliller, sahte raporlar, akla, mantığa, vicdanlara ve hukuka aykırı soruşturma, kovuşturma ve yargılama usulleri koydular.
3) Sonra yine akla, mantığa, vicdana ve hukuka aykırı gizli tanıklıklar, gizli suçlar icat ettiler.
***
Hazırlıkları tamamlamak için, büyük bir sabırla gerçekleştirdikleri, devletin yargısına, askeri ve sivil güvenlik güçlerine sızma harekâtını hızlandırdılar...
Medyanın bir kısmını da ele geçirdiler...
Operasyonları ancak bu uzun büyük hazırlıklardan sonra başlattılar!
Önce medya ile kamuoyu hazırlandı...
Sonra politikacıların düğmeye basmasıyla ve desteğiyle, polis baskınları yapıldı, raporlar, iddialar yazıldı...
Savcılar, yargıçlar, polisten gelen bu raporları, iddiaları “kes yapıştır” biçiminde kopyalayarak insanları önce hapse atmaya, sonra da akla, mantığa, vicdana, hukuka aykırı uygulamalarla yargılamaya başladı ve art arda mahkûmiyetler geldi!
***
Toplum tam bir Korku imparatorluğu ile yönetilmeye başlanmış, Türk Silahlı Kuvvetleri, Üniversiteler, Medya, bütünüyle çökertilmiş ve ele geçirilmişti.
Bu ortam içinde yapılan, “ölülerin ile mezardan kalkıp oy vermesinin istendiği” 12 Eylül 2010 halkoylaması ile yargı iyice siyasetin emrine verildi, Demokratik Rejimin güvencesi olan Hukuk Devleti bitirildi.
Derken Gezi Direnişi, 17-25 Aralık olayları, dershaneler kavgası ve “Barış Görüşmeleri” denilen PKK müzakerelerindeki anlaşmazlıklar patlak verdi
İktidar kavgası başlamıştı.
***
Bir yandan tırmanan PKK terörü...
Öte yandan FETÖ’nün 15 Temmuz 2016 askeri kalkışma maskaralığı...
AKP iktidarının eline iki “ihanet ekseni” kozu verdi!
(Bu arada IŞİD terörü de tırmanıyordu, ama bu terör iktidarın pek de umurunda değildi.)
Müthiş bir “Tek Adam Baskı Rejimi” kuruldu...
Bu rejimin baskısı ve düzenlemeleri altında 16 Nisan 2017’de bir halkoylaması daha yapıldı...
Ne meşru ne de yasal olan bu halkoylaması sonuçları, özellikle yargıda yapılan düzenlemelerle, “iki ihanet ekseni” üzerinden yapılan suçlamalar bağlamında, OHAL ilan edilerek çıkarılan KHK’lerle Tek Adam Rejimi’nin yerleştirilmesi için kullanılmaya başlandı:
Beş Cumhuriyet mensubunun akla, mantığa, vicdana, hukuka aykırı olarak hapse atılması ve tutuklu olarak yargılanması işte bu sürecin sonuçlarından biridir!
***
Ülkemizin son yıllarda yaşadığı siyasal ve hukuksal süreçleri özetlediğim yukarıdaki satırlarımdan kötümser olduğum sanılmasın...
Cumhuriyet mensuplarının 25 Eylül Pazartesi günü yapılacak olan duruşmada tahliye edilmelerini beklemediğim sonucu çıkarılmasın:
Tam tersine, pazartesi günü beş arkadaşımızın da salıverilmelerinibekliyorum:
Çünkü uygar dünyada hiçbir ülke böyle bir rejimle varlığını koruyamaz...
Ayrıca Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin temelleri bu kadar da çürük değildir...
Üstelik hiçbir savcı, hiçbir yargıç, daha doğrusu hiçbir insan, akla, mantığa, vicdana, hukuka bu kadar aykırı uygulamaları bu kadar uzun süre sürdüremez diye düşünüyorum.
