Ahmet Kabaklı
30.05.1924 – 08.02.2001 01 Ocak 1970
Ahmet Kabaklı, 24 Mayıs 1924'te Göllübağ, Harput, Elazığ'da dünyaya gözlerini açtı. Gazeteci, yazar ve edebiyat tarihçisi. Babası Ömer Efendi (Ömer Efendi), Harput Sarayhatun (Sâre Hatun) camisinde sivil, annesi Münire Hanım'dır (Münire Hanım). Çocukluğu Harpud'da öldü. Üç yaşındayken babasını kaybetti. Aynı binada Elazığ örnek okulu ve ortaokul inşaatını tamamladı. Elazığ Lisesi'nden mezun oldu (1944). İstanbul Normal Lisesi ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi (1948). Diyarbakır Lisesi'ndeki görevi ilk işiydi ve cemaat merkezi dergisi Karacadağ'da faaliyetler yaparak bölgede tanınırlık kazandı. Askerliğini Manisa'da tamamladıktan sonra Aydın Ticaret Lisesi edebiyat öğretmenliğine atandı (1951). Milli Eğitim Bakanlığı'nın Paris'e gönderdiği bir yıllık stajın ardından Çapa Maarif Okulu ve Yüksek Normal Okulu'nda öğretmenlik yapmaya devam etti. Aynı zamanda Ankara Hukuk Fakültesi'nden (1955-1960) mezun oldu ve kısa bir süre avukat olarak çalıştı.
Emekli olduktan sonra Türk Mûsikisi Devlet Konservatuvarı’nda edebiyat dersleri verdi.
Şiirle yazı hayatına başlayan Kabaklı’nın, İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’ndaki öğrenciliği sırasında Abdülbaki Gölpınarlı’yı Yûnus Emre hakkındaki bazı görüşleri dolayısıyla eleştirdiği ilk yazısı Son Saat gazetesinde yayımlandı (20 Kasım 1946).
1947 Martından itibaren Nurettin Topçu’nun çıkardığı Hareket dergisinde “Ayın Hercümerci” başlığı altında eleştiri yazıları yazdı. Bizim Türkiye dergisinde siyasî hiciv ve tahlilleri, Hisar ve İstanbul gibi dergilerde şiir, deneme ve eleştirileri yayımlandı; bir şiiriyle Nurullah Ataç’ın dikkatini çektiyse de şiirde ısrarlı olmadı. Tercüman gazetesinin açtığı fıkra yarışmasını kazanınca 1956 yılında derece alan diğer iki yarışmacıyla önce münâvebeli, 1957-1961 arası aralıklı, bu tarihten sonra da sürekli olarak “Gün Işığında” başlığıyla günlük yazılar yazdı.
Kısa ömürlü Tercüman gazetesine yazmaya başlamak için 3 Ekim 1986'da Tercüman'dan ayrılmasına rağmen, Şubat 1988'de eski gazeteye döndü. Tercümanı iş yerinde bırakmadan önce (Mart 1991), Kabaklı, gazetenin bu makaleleri gazetede yazdığı 19 Kasım 2000 tarihine kadar Türkiye'ye gitti. Ahmet Kabaklı, 1970 yılından bu yana edebiyat faaliyetlerinin kurucularından olup, bir zamanlar Türk Edebiyat Kurumu'nun başkanlığını yapmıştır. Ocak 1972'de bu cemiyetin medyası olarak "Türk Edebiyatı" dergisini çıkarmaya başladı. 1978 yılında Türk Edebiyat Vakfı'nın kurulmasına öncülük etti ve vefatına kadar vakfın başkanlığını yaptı. 1996 yılında pek çok ödül kazanan Kabaklı, gönüllü bir kuruluş tarafından "şeyhulmuharrîn" ilan edildi. 8 Şubat 2001'de İstanbul'da öldü ve Eyüp'te toprağa verildi. Ölümünden sonra yayımlanan "Türk Edebiyatı" (Mart-Nisan 2001, sayfalar 329-330) dergisi özellikle Ahmet Kabaklı'nın yazılarını tanıttı.
Ahmet Kabaklı gazete yazılarında polemikçi üslûbuyla öne çıkmış, millî kültürü ve mânevî değerleri savunarak Anadolu insanının sesi olmuş, bir dönemde adı Tercüman gazetesiyle özdeşleşmiştir. Tarihte ve kültürde devamlılık fikrini savunan Kabaklı hânedanlar ve rejimler değişse de devletimizin tek olduğu, Osmanlı Devleti’nin “devlet-i ebed-müddet” idealinin kendisinden önceki Türk devletlerini ve Türkiye Cumhuriyeti’ni de içine aldığı düşüncesindedir.
Ona göre İslâmiyet ve Türklük tarihte benzerine az rastlanır bir terkip vücuda getirmiştir; bu terkibin taşıdığı zenginliklerden bugün de istifade edilmesi gerekir. Türkler çeşitli kültürlerle temas ederek bugüne kadar gelmiş, fakat kendi kültürlerini koruyup Türk kalmayı başarmışlardır. Dünyaya hâkim bir ruh ve fetih zihniyetiyle bakan eski Türkler, diğer kültürlerden sadece gerekli ve faydalı gördüklerini alarak bunlara kendi damgalarını vurdukları için Türk kültürü yakın zamanlara kadar orijinalliğini korumuştur.
Tanzimat’tan sonra bu ruhun kaybedilerek Avrupa kültürlerine aşağılık duygusuyla yaklaşılması yabancılaşmaya, kültür alanında sömürgeleşmeye ve bir kültür ikiliğine yol açmıştır.
ESERLERİ
Kabaklı’nın hepsi de İstanbul’da yayımlanmış çok sayıda eseri bulunmaktadır. Edebiyat Tarihi. Türk Edebiyatı (I, 1965; II-III, 1966; çok sayıda baskısı yapılan eserin 9. baskısı [1991] beş cilt olarak yayımlanmış, IV. cilt şiire, V. cilt hikâye ve romana ayrılmıştır). Milliyetçi bakış açısıyla yazılan eser, hem edebiyat tarihi hem de özenle seçilmiş metinlerden oluşan kapsamlı bir edebiyat antolojisi niteliğindedir.
FİKRÎ ESERLERİ
Müslüman Türkiye (1970); Mâbet ve Millet (1970); Kültür Emperyalizmi (1970); Bürokrasi ve Biz (1976, fikir dalında Türkiye Millî Kültür Vakfı armağanı); Bizim Alkibiyades (siyasî hicivler, 1977); Temellerin Duruşması (1989; fikir dalında Türkiye Yazarlar Birliği ödülü).
DENEME-ELEŞTİRİ
Şiir İncelemeleri (1992). Monografi. Mehmet Âkif (1971); Yunus Emre (1971); Mevlânâ (1972. Selçuk Üniversitesi ve Konya Turizm Derneği ödülü); Sultanü’ş-Şuara Necip Fazıl (1995). Roman, Hikâye, Senaryo. Ejderha Taşı (yazarın çocukluk hâtıralarına dayalı hikâyeler, 1978); Ecurufya (mizahî roman, 1980); Şair-i Cihan Nedim (senaryo, 1996).
RÖPORTAJ
Sohbetler I (Mevlânâ, Yûnus Emre, Fuzûlî, Erzurumlu İbrâhim Hakkı ile, 1987); Sohbetler II (Mehmed Âkif, Yahya Kemal, Necip Fazıl ile, 1987). İlk defa Tercüman’da yayımlandığı 1983 yılında edebî röportaj dalında Türkiye Yazarlar Birliği’nin ödülüne lâyık görülmüştür. Tercüme. Pikwik’in Maceraları (Charles Dickens’tan, 1962). Metin Neşri. Şehir Mektupları (Ahmed Râsim’den, I, 1971); Muhayyelât-ı Aziz Efendi (sadeleştirilmiş metin, 1973).