Ahmed Cevad Paşa
1851 – 10.08.1900 01 Ocak 1970
Ahmed Cevad Paşa, II. Abdülhamit saltanatında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. Askerlik ve devlet adamlığının yanı sıra tarih yazarlığı yapmıştır. Ayrıca çeşitli bilimsel konularda eserler vermiştir. En önemli eseri Tarih-i Askeri Osmani'dir.
Ahmed Cevad Paşa 1851 yılında Şam'da doğdu. Şûra-yı Askeri üyesi Afyonlu Kabaağaçlızade Mustafa Asım Bey ile Suriye Türkmenlerinin ileri gelen ailelerinden Hattatzade Huseyin Efendi’nin kızı Zehra Hanım'ın oğludur. Anne ve babasını henüz 12 yaşındayken kaybetti. Aile dostları olan Rumeli kazaskeri Atıfzade Ömer Hüsamettin Efendi tarafından himaye edildi. İlk öğrenimini Bursa ve İstanbul'da tamamladıktan sonra Mekteb-i Harbiye'ye girdi. Buradan 1869 yılında mezun oldu. Daha sonra Mekteb-i Erkân-ı Harbiye'ye girdi. Bu okuldan 1871 yılında birincilikle mezun oldu ve Kolağası rütbesine terfi etti. Askeri görevlerinin yanı sıra "El-Ma’lûmâtü’l-Kâfiye fî Ahvâl-il-Memâlik-il-Osmâniyye" adlı bir eser yazarak Sultan Abdülaziz'e sundu. Bu çalışmasından dolayı binbaşı rütbesine terfi ettirildi.
93 Harbi sırasında Tuna ordusunda görev yaptı. Cephedeki başarıları nedeniyle çeşitli nişanlarla ödüllendirildi ve Şubat 1878'de miralay rütbesine yükseltildi. 1880 yılında Erkan-ı Harbiye Dairesi Altıncı Muhaberat-ı Umumiye şubesinde göreve başladı. Resmi ordu gazetesi olan Ceride-i Askeriye'nin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Ayrıca dergide kendi yazıları da yayımlandı.
Diğer yandan Ekim 1879 tarihinden itibaren "Yadigâr" isimli bir dergiyi yayınlamaya başladı. 15 günde bir çıkarılan bu dergi; fen, sanayi, coğrafya, tarih, ahlak gibi konularda yazılar yayımlamaktaydı.
1881 yılında yazı işleri müdürlüğü vazifesine ek olarak; 93 Harbi sonrasında imzalanan Berlin Antlaşması gereği Osmanlı Devleti ile Yunanistan, Sırbistan, Rusya arasındaki sınırları belirlemek için oluşturulan komisyonlarda görev aldı.
93 Harbi'nden sonra Berlin Antlaşması ile bağımsızlığını elde eden Karadağ'a 1884 yılında elçi olarak tayin edildi. Bu göreve giderken Mirliva rütbesine terfi etti ve paşa oldu. Burada iki yıl kalan Ahmed Cevad Paşa, ülke içinde çeşitli seyahatler yaptı. Görevi sırasında rahatsızlanması nedeniyle Viyana'ya gitmek için izin istediyse de yeni bir vazifeye atanmak üzere İstanbul'a çağrıldı.
Bu dönemde Sultan II. Abdülhamid'in dikkatini çekti ve takdirini kazandı. İstanbul'da Teftiş-i Askeri Komisyonu üyeliğine getirilen Ahmed Cevad Paşa, Girit'te karışıklıkların çıkması üzerine bölgeye kumandan ve vali vekili olarak atandı.
Göreve geldiğinde adanın tarihi, coğrafi, sosyal durumu hakkında bir yazı hazırlayarak Sultan II. Abdülhamid'e sundu. İsyanın sebebi olarak Hristiyan halka aşırı imtiyazlar tanınmasını gösterdi. İki yıl süren valiliği sırasında adadaki Müslüman ve Hristiyan halk arasında huzur ortamı oluşturmak için yoğun çaba harcadı. Buradaki başarısına karşılık Müşir rütbesine yükseltildi.
1891 yılında da sadrazam olarak atandı. Bu vazifesini 4 yıl boyunca sürdürdü. Sadrazamlığı sırasında takip ettiği siyaset, iç ve dış barışı korumak oldu. Görevi boyunca daha çok Ermeni olayları ve bu olayların oluşturduğu diplomatik sorunlar ile uğraştı. Kendi kararlarının kabul edilmesi konusunda aşırı ısrarcı olan Ahmed Cevad Paşa, 1894 yılında sadrazamlıktan azledilerek Nişantaşı'ndaki evinde ikamete mecbur edildi.
Girit'te yeniden karışıklıkların çıkması üzerine, ''Girit Fırka-i Askeriye'' kumandanlığına atanarak 1897 yılında adaya gönderildi. Bu dönemde Almanya İmparatoru Kayzer II. Wilhelm'in Suriye ve Filistin'e seyahat yapması kesinleşince, Ahmed Cevad Paşa, Kayzer'in mihmandarlığına getirildi. Yerine ise Ferik Osman Nuri Paşa tayin edildi.
Ahmed Cevad Paşa, İmparator II. Wilhelm'im seyahatinin güvenliği için gerekli önlemleri almakla vazifelendirildi. Bu görevi başarılı bir şekilde yerine getirdi. İmparator 16 Kasım 1898 tarihinde seyahatini tamamladı. Görevinin ardından Ahmed Cevad Paşa'nın İstanbul'a dönmesine izin verilmedi ve 5. Ordu Komutanı olarak atandı.
5. Ordu Komutanı olarak görev yaptığı Şam'da rahatsızlandı. Doktorların verdiği raporla İstanbul'a geldi ve 10 Ağustos 1900 tarihinde vefat etti. Fatih'te anne ve babasının mezarlarının bulunduğu Emir Buhari Camii haziresine defnedildi. 1901 yılında Mimar Kemaleddin tarafından mezarının bulunduğu yere bir türbe inşa edildi.