Fikir Turu · BRICS’in genişlemesi: Yeni dünya düzeni örgütüne kavuştu mu?
01 Ocak 1970
Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan bir ekonomik dayanışma oluşumu olan BRICS, bünyesine 6 yeni üye katarak genişleme kararı aldı. 24-26 Ağustos’ta Güney Afrika’da düzenlenen zirvede alınan BRICS’in genişleme kararı, yeni dünya düzeninin örgütünün kurulduğu anlamına mı geliyor?
Zira, Dünya artık çok kutuplu. Batı’nın egemen olduğu eski dünya düzeni de işlevini yitirdi ama yeni dünya düzenini tarif etmek de o kadar kolay değil.
Kendi bölgelerinde güçlü ülkeler, zaman zaman birbirleriyle işbirliği yapsa da, bu işbirlikleri belli bir amaca yönelik ve örgütlü değil.
Şimdi bu durum değişecek mi? Yeni BRICS üyelerini neler bekliyor?
Johannesburg Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde akademisyen olarak görev yapan ve Afrika ülkelerinin uluslararası ilişkileri konusunda uzmanlaşmış olan Bhaso Ndzendze, The Conversation web sitesi için kaleme aldığı yazısında BRICS’in temelde ne olduğunu ve yeni katılacak 6 üyeyi neler beklediğini ele alıyor.
Yazının öne çıkan bazı kısımlarını sizlerle paylaşıyoruz:
Güney Afrika’nın ev sahipliğinde düzenlenen 15. BRICS Zirvesi’nin en önemli sonuçlarından biri, Ocak 2024’ten itibaren geçerli olmak üzere altı ülkenin daha gruba katılmaya davet edilmesi kararı oldu.
Bu ülkeler Arjantin, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri.
Genişleme, birliğin üye sayısını 11’e çıkaracak ve Batı’nın hakim olduğu küresel kurumlara karşı jeopolitik bir alternatif olarak oynayacağı rolü pekiştirecek.
Mevcut beş üye ülke, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika, ekonomik ve nüfus açısından büyüklüklerinin, başta Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) olmak üzere dünya kurumlarında temsil edilmediğini öne sürüyor.
BRICS beşlisi dünya nüfusunun yaklaşık %42’sini ve dünya Gayri Safi Yurt İçi Hasılasını yani GSYİH’sinin %23’ünden fazlasını temsil ediyor.
Yeni üyelerle birlikte bu grup dünya nüfusunun %46,5’ini oluşturacak. IMF’nin GSYİH verilerini kullanarak, bunun küresel GSYİH’nin yaklaşık %30’una tekabül edeceği sonucuna varabiliriz.
BRICS aslında nedir?
BRICS ile ilgili akla gelen ilk sorulardan biri de onun tam olarak ne olduğu. Bu çok manidar bir soru. Bu soru örneğin Avrupa Birliği ya da G20 ile ilgili olarak gündeme gelmiyor.
BRICS bir teşkilat değildir. Genel merkezi, sekretaryası ya da kurucu bir anlaşması yoktur. Ancak ortaklaşa kurulan bir kurumları mevcut: Yeni Kalkınma Bankası. Bu yüzden BRICS’in tam olarak ne olduğu konusundaki kafa karışıklığı anlaşılabilir.
Çeşitli noktalarda BRICS, kendisini bir forum, bir platform, bir mekanizma, bir ortaklık veya bir stratejik ortaklık olarak tanımladı. Bazıları ise bu grubu bir ittifak ya da blok olarak nitelendirdi ancak BRICS, bunların ikisi de değil.
BRICS ne değildir?
Uluslararası ilişkilerde her iki terimin de kesin bir tanımı mevcut. “İttifak” terimi karşılıklı savunma anlaşması anlamına gelir ve askeri işbirliğini ifade eder. “Blok” ideolojik tutarlılık (siyasi blok) ya da serbest ticaret anlaşması (ticari blok) anlamına gelir. BRICS bu özelliklerin hiçbirine sahip değil.
Üyeler bazı mühim konularda da görüş ayrılığı yaşıyor.
Çin ve Rusya, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika’nın BM Güvenlik Konseyi’nin bir parçası olma talepleri konusunda en iyi ihtimalle çekimser kalıyorlar. Yıllar boyunca yaptıkları açıklamalarda aynı ifadeyi tekrarladılar:
“Çin ve Rusya, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika’nın Birleşmiş Milletler’de daha büyük bir rol oynama isteklerini anlamakta ve desteklemektedir.”
Bu da grup içinde ciddi görüş ayrılıkları olduğunu gösteriyor.
Kuruluşundan ve 2009’daki ilk zirvesinden bu yana belli ilkelerin BRICS’e yön verdiğini söyleyebilirim. Benim görüşüme göre, 15 yıllık zirve bildirgeleri somut düzeyde dört temel değere işaret ediyor:
ortak kalkınma
çok kutuplu dünya
küresel yöneti̇şi̇m reformu
dayanışma.
BRICS, kendisi ve Küresel Güney ülkeleri için sürdürülebilir kalkınmayı güvence altına almayı, çok kutupluluğu sürdürmeyi ve ilerletmeyi, kurumların daha kapsayıcı olması için reform başlatmayı ve üyeler arasında dayanışmayı sağlamayı amaçladığını belirtiyor.
Ekonomik kalkınma
BRICS’te ekonomi ilk sırada yer alıyor; grubun temelinde, ekonomik büyümelerini sürdürmek ve geliştirmek isteyen gelişmekte olan ekonomilerin bir araya gelmesi yatıyor.
Reform konusundaki ısrarları, her şeyden önce, küresel finans kuruluşlarında orantısız bir şekilde az temsil edildikleri algısına dayanıyor.
Grubun ilk ve şu ana kadar tek kayda değer girişimi, öncelikle altyapı gelişimini finanse etmek üzere kurulan Yeni Kalkınma Bankası’dır. Ayrıca üyelerin acil durumlarda kullanabilecekleri, yaklaşım 100 milyar ABD Doları büyüklüğünde bir yedek rezerv de mevcut.
Çok kutupluluk
BRICS’in değerlerinin ikincisi ise, küresel hedeflerin gerçekleştirilmesi için BM dışındaki kuruluşların kullanılmasına ilişkin kaygılarını ifade eder.
Bunların en önemlileri, ABD’de gerçekleşen 11 Eylül saldırılarının ardından 2001 yılında Afganistan’ı işgal etmek için Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) kullanılması ve 2003 yılında ABD ve İngiltere’nin BM Güvenlik Konseyi’nden bağımsız olarak Irak’ı işgal etmesidir.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 2007 Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada bu endişeyi dile getirmişti:
“Güç kullanımı ancak kararın BM tarafından onaylanması halinde meşru kabul edilebilir. BM’nin yerine NATO ya da AB’yi ikame etmemize de gerek yok.”
Küresel yönetişim reformu
Üçüncü olarak, BRICS ülkeleri uzun zamandır küresel kurumların liderlerinin şeffaf ve demokratik bir şekilde seçilmesi için baskı yapıyorlar.
Örneğin, Dünya Bankası’nın başkanı her zaman bir Amerikalı, IMF’nin genel müdürü ise bir Avrupalı olmuştur. Oysaki Dünya Bankası’nın 189, IMF’nin ise 190 üye ülkesi bulunuyor.
Yeni Kalkınma Bankası’nın amacı Dünya Bankası’nın yerini almak değil, mevcut uluslararası finans kuruluşlarını “tamamlamaktı”.
BRICS hala üyelerinin ekonomik ağırlıklarıyla orantılı oy hakkına sahip olduğu ve personelinin coğrafi olarak dengeli bir şekilde dünyanın dört bir yanından seçildiği bir Dünya Bankası öngörüyor.
Dayanışma
Son olarak, üyeler 2010 yılından başlayarak bir dizi deklarasyonla birbirleriyle dayanışma içinde olduklarını ifade ettiler. İnsani felaket zamanlarında karşılıklı yardımlaşma, birbirlerinin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterme anlamına geliyor.
Uygur Türkleri-Müslüman nüfusa baskı uyguladığı gerekçesiyle Çin’e ve Ukrayna’yı işgal ettiği gerekçesiyle Rusya’ya yönelik eleştiriler ve yaptırım planları çerçevesinde ise, dayanışma sessizlik ya da tarafsızlık anlamına geliyor.
Yeni bir sayfa
BRICS ne olduğu tam olarak belirsiz bir oluşum.
Bu durum, BRICS zirvelerine ev sahipliği yapan üye ülkeler için faydalı oldu. Ev sahibi ülkeler aradaki uzlaşmayı bozmadan gündemi belirleyebilir ve kendi amaçları doğrultusunda kullanabilirler.
Zirvelerin, ev sahibi ülkenin iç politik durumunu, bölgesel liderliğini veya dış politika duruşunu destekleyen kapsayıcı temalar belirlemek için kullanılması yaygın bir model oldu.
Bu nedenle, örneğin Güney Afrika’nın ev sahipliği yaptığı tüm BRICS zirvelerinin isimlerinde Afrika ön plana çıkarıldı: “BRICS ve Afrika: 2023’te ortak hızlandırılmış büyüme, sürdürülebilir kalkınma ve kapsayıcı çok kutupluluk için işbirliği”.
Brezilya ve Rusya, bölgeleri için önemli olan konuları gündeme getirdiler ve komşu ülkelerin liderlerini sık sık toplantılara davet ettiler.
Bu durum, aynı anda hem köklü hem de kolay tanımlanamayan, artık tanınmış bir kuruluşa erişim sağladıkları için ne kadar nüfuz sahibi olduklarını gösteriyor. Altı yeni üyenin eklenmesiyle birlikte BRICS grubunun mahiyetine dair belirsizlik devam edecek.
https://fikirturu.com/jeo-strateji/bricsin-genislemesi-yeni-dunya-duzeni/