« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

06 Oca

2014

Bu ‘savaşı’ kim kazanır

Emre Uslu 01 Ocak 1970

Gülen Cemaati ile Erdoğan (AKP değil) arasındaki savaşı kimin kazanacağına ilişkin değişik görüşler dile getiriliyor. Bu analizler çoğunlukla abstrakt kavramlar üzerinden yapıldı. Ben konuyu Erdoğan’ın savaş stratejisi olarak benimsediği, Gülen Cemaati’ni “ajan” ilan etme yönteminin sonuç verip vermeyeceğini analiz etmek istiyorum.
Öncelikli soru şu: Savaşı kim başlattı?
Ortaya dökülen fişleme belgeleri ortaya koyuyor ki Erdoğan bu fişlemelerle geniş kapsamlı bir savaş hazırlığı yapmış. Kritik alanlarda tasfiyeler yapılmış. Mühimmatlar hazırlanmış. Bunun için bazı medya organları finanse edilmiş. Kadrolar oluşturulmuş. Argümanlar geliştirilmiş. Bütün bu hazırlıklara bakılırsa Erdoğan’ın savaş için iyi bir hazırlık yaptığı anlaşılıyor.
Ancak savaşa yanlış cepheden başladı. Dershaneleri kapatacağım diye başlattığı savaşta Erdoğan geri püskürtüldü. Gelen tepkiler sayesinde dershane kapatma işini bir yıl daha geciktirme kararı alması geri püskürtüldüğünün en büyük göstergesi.

Savaş için Erdoğan’ın hazırlıkları da deşifre oldu. Daha doğrusu Erdoğan açık açık ne yapacağını ifade ediyor. Savaşı kazanmak için öncelikle köklü bir kadro kaydırması yapıyor. Kendisine tetikçilik yapabilecek kadroları oluşturmak istiyor. Belli ki savaş stratejisini Gülen Cemaati’ni “ajan” ilan ederek kriminalize etmek üzerine kurmuş Erdoğan.
Bunun için öncelikle yoğun bir medya kampanyası başlattı. Gülen Cemaati’ni “ajanlık”la suçluyor, Cemaat’i halkın gözünde itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Medyada yoğun olarak işlenen bu argümanın arkasından bazı kişiler mahkemelere verilecek. Bu belli oldu...
Ancak Erdoğan’ın önünde iki sorun var. Ajanlıkla suçladığı kişiler Erdoğan’ın çocukları da dâhil, AKP tabanına mensup orta sınıf ailelerin çocuklarını eğiten kişiler. Erdoğan’ın beklentisi şu: Ailelerin, çocuklarını emanet ettikleri öğretmenlerin, eğitimcilerin, üniversite öğrencilerinin ve onların bağlı olduğu koca bir camianın başka ülkelere ajanlık yaptığını kabul etmesi...
Bunun için yoğun gayret sarf ediliyor. Devlet imkânları da kullanılarak Gülen Cemaati ajanlıkla suçlanmaya çalışılıyor.
Bunu yaparken Erdoğan sadece Gülen Cemaati’ni ve o cemaate güvenip çocuklarını emanet eden aileleri ürkütüp, karşısına almıyor. Aynı zamanda Türkiye’de yatırım yapan uluslararası sermayeyi de ürkütüyor.
Bir ülkenin başbakanı kendi hükümetinin, hatta çocuğunun yolsuzluklarını örtmek için, Türkiye’nin üzerinde bir uluslararası oyunun oynandığını iddia ediyor. Uluslararası iş çevreleri bu absürt tutuma, bu saçma argümana bakınca ne düşünür? Daha önemlisi şu: Bu saçma sapan argümanın bizzat bir başbakan tarafından savunulduğu bir ülkeye güvenerek yatırım yapabilir misiniz? Mahkemelerin fiilen durdurulduğu bir ülkeye neye güvenerek para getirebilirsiniz?
Konuya bu açıdan baktığımızda önümüzdeki günlerde Türk ekonomisinde istikrarın daha da bozulacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok. Üstelik bu istikrarsızlığın en önemli kaynağı Erdoğan’ın tüm dünyanın Türkiye’ye karşı bir komplo içinde olduğunu iddia etmesi.
Eğer Erdoğan doğru söylüyorsa. Bir yatırımcı olarak böylesi bir ülkeye yatırım yapmazsınız. Eğer yanlış söylüyor, insanları aldatıyorsa, kendi yolsuzluklarını örtmek için hukuk sistemini kilitliyorsa, böyle bir ülkeye de yatırım yapmazsınız. Böylesi bir ülkeye kim para getirir? Karaparalarını aklamak isteyenler. Meşru paranın çekildiği bir Türkiye’de kimse ekonomik istikrarı karapara ile ikame edemez. Üstelik uluslararası yapılar da buna bir yere kadar izin verir.
Erdoğan’ın arkasında tutum alan kişilerin kalibrelerine, ürettikleri argümanların zayıflığına, stratejilerinin bizzat Erdoğan’ın en güçlü yanı, ekonomiyi, vurmasına bakılırsa bu savaşın kaybedeni belli.
Erdoğan Gülen Cemaati’ne bir de “ajanlık” davaları açarsa siz o zaman görün ekonomideki gümbürtüyü. Türkiye’de yaşayan ve yabancılara selam veren herkesin “ajan” olabileceği ülkede yatırım yapmak, yaşamak ister misiniz?
Yolsuzluğu uluslararası komploya bağlayarak ekonomiyi çökertiyor. Ekonomi çökerse kimin çökeceğini anlamak için kâhin olmaya gerek yok...

Ziyaret -> Toplam : 125,23 M - Bugn : 115566

ulkucudunya@ulkucudunya.com