Yalan ortaya çıktıktan sonra konuşanlar…
Nuh Gönültaş 01 Ocak 1970
- Türk basın tarihinin en hızlı çürüyen haberi ‘Sümeyye Erdoğan’a suikast planı’ iddiası ile ilgili haberdi.
- Türk basın tarihinin yalan olduğu bilindiği halde en fazla tedavülde kalan haberi de Gezi olayları sırasında Kabataş’ta başörtülü bir kadın ve bebeğine yapıldığı iddia edilen çirkin saldırı, kısaca, ‘Kabataş Gelini’ diye anılan haberdi.
Kurgu-tezgah-yalan-kumpas-tuzak-proje haberler için gazetecilik ödülü verilecek olsa Sedat Simavi, Pulitzer, Peabody, Maria Moors Cobat, Metin Göktepe, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Medya Etik Konseyi ödülleri dahil bütün ödüller bu dallarda bu iki havuz medyası haberine verilirdi.
Birkaç günden beri Hanefi Avcı’nın avukatı, paralelsavar Fidel Okan bu haberlerin yalan haber olduğunu söylüyor. (Fidel Okan aynı zamanda
Kabataş Gelini haberlerini yapanlardan Elif Çakır’ın da avukatıdır.)
“Kabataş Gelini” haberinin yalan olduğu zaten zaman içinde ortaya çıktı. Var denilen görüntülerin olmadığı anlaşıldı. İktidar tarafından kullanıldı ama asla somut bir bilgi ortaya konulamayınca soğumaya bırakıldı.
Aradan geçmiş bir yıl, Fidel Okan şimdi çıkmış suret-i haktan görünerek “Bu haber yalandı, Elif Çakır’a da söyledim” diyor.
- Geçmiş olsun!
Fidel Okan aynı şekilde “Sümeyye Erdoğan’a suikast planı” haberinin de yalan olduğunu söylüyor! Güya gerçeklerin ortaya çıkması için yapıyor bunu. Ama, fakat, lakin…
Diyor ki, “Bu haberler paralel emniyetçiler tarafından hazırlanmış ve Cumhurbaşkanı kandırılmıştır.”
Şimdi…
Bu haberler zaten kendileri varlıklarıyla biz yalan, biz kurgu, biz tezgah haberiz diye bağıran haberlerdir.
1- Cumhurbaşkanı kendisine gelen bir haberin doğru olup olmadığını tetkik etmeden doğruymuş gibi medya önüne çıkıp neden bunları paylaşıyor?
2- Madem bu haberler “paralel kurgu”lardır, peki bu kurguları havuz medyasına servis edenler ve yayınlatanlar da mı paraleldir?
3- Bu haberleri ihbar kabul edip dava açan savcılar, hakimler de mi paraleldir?
4- Bu kadar kolay aldatılan birisinin o koltukta oturmasına ne demeli?
Yeni gazetecilik ödülleri ihdas edilmeli…
Sadece doğru, iyi, güzel haberler için ödül verilmesi Türkiye şartlarında yeterli olmuyor. AKP iktidarı döneminde ortaya çıkan havuz medyasıtarafından yapılan ve ülkenin gidişatını etkileyen yalan, tezgah, kurgu, proje haberler için de yeni ödüller ihdas edilmeli. Mesela;
- En hızlı çürüyen haber ödülü (Sümeyye Erdoğan’a suikast planı)
- En fazla tedavülde kalan yalan haber ödülü (Başörtülü bacıma saldırdılar)
- Kamuoyunu en fazla etkileyen tezgah haber ödülü (Geziciler camide içki içti)
Bu konuda, Gazeteciler Cemiyeti’ni ve Medya Etik Konseyi’ni göreve davet ediyorum.
Baransu tutuklanabiliyorsa…
Gazeteci Mehmet Baransu “Devletin gizli kalması gereken belgelerini temin etmek”ten tutuklandı.
Bu gerekçeye göre:
1- Baransu’nun elde edip savcılıklara teslim ettiği Balyoz belgelerinin devletin belgeleri olduğu, yargılama sonrasında iddia edildiği gibi “yalan, tezgah, kumpas” olmadığı da ortaya çıkmış olmuyor mu?
2- Mehmet Baransu bu gerekçelerle tutuklanıyorsa, mesela Ergenekon Davası sırasında her gün manşet haberlere imza atan, “Ergenekon örgütü” ile ilgili bir külliyat olacak kadar kitap yazan mesela Şamil Tayyar da soruşturulacak mı?
3- Gizli kalması gereken belgeler derken, hükümetlere darbe hazırlık belgeleri de bu kapsam içine alındı da kimsenin haberi mi olmadı?
“İslam alemi” denince akla gelen 10 madde…
İslam dünyasından son vahşet haberi Bangladeş’ten geldi. Avijit Roy adlı yazar, Dakka’da bir kitap fuarına giderken ateist olduğu gerekçesiyle balta ve satırlarla adeta parça pinçik edilerek öldürüldü. Yanında bulunan eşi ise aynı yöntemle ağır yaralandı.
- Nedir bu şimdi?
- Öldürmek ve yok etmekten, hatta balta ve satırlarla parça pinçik ederek öldürmekten başka çözümü yok mu siyasal İslam’ın?
Farklı dünya görüşleri, bakış açıları, farklı inançlarla ilgili düşünceler hangi yolla dile getiriliyorsa yine o yolla karşılık verilmelidir. Adam kitap yazıyorsa ona karşı bir kitap yazarsın, bir reddiye yazarsın mesela. Ama hayır, illa öldürecekler!
- Ne oldu şimdi, ateist yazarı öldürünce ateizm ortadan mı kalktı?
İslam aleminde durum vahim ve ne yazık ki kısa vadede çözüm de görülmüyor. İşte İslam alemi denilince akla gelen 10 madde:
1- El Kaide, Boko Haram, IŞİD, Hizbullah…
2- Canlı bomba, kendisi cennete gitmek için, başkalarının dünyasını cehenneme çevirme…
3- İç savaş, kargaşa, kaos…
4- Kes kafa kes, yak baba yak, ensesine sık…
5- Köle pazarları kurulması, kadınların köle gibi satılması…
6- Dikta bir rejim ve diktatör bir lider…
7- Bangladeşli yazarın balta ve satırlarla parça pinçik edilerek sokak ortasında öldürülmesi…
8- Paris katliamı…
9- Bir tarafta açlıktan ölen Müslümanlar, diğer tarafta altından tuvaleti olan Müslümanlar.
10- Kan, gözyaşı, zulüm, pusu, tuzak, baskın…